30-12-2007, 15:59 | #1 |
|
Hukuk Teorileri
Dünden bugüne oluşan hiçbir hukuk sistemi yoktur. Tüm hukuk sistemleri belirli bir oluşumun, belirli bir toplumsal gelişimin, belirli bir bilimsel çalışmanın ve belirli bir felsefi düşüncenin eseridirler.
Bazı düşünürlere göre hukukun kaynağı ilahidir, ilahi olduğu için de hukuk değişmez ve değiştirilemez bir özelliğe sahiptir. Diğer bazı düşünürlere göre ise... Pardon bu mesajda sadece bir konuyu tartışmaya açacaktım. Hukuk teorileri üzerinde durmayacaktım... Tartışmaya açmak istediğim konu: Hukuk Felsefecileri'ni ve bunların ortaya attıkları 'Hukuk Teorileri'ni THS'de tartışmaya açmak. Önemli olan katılımcıların bir filosofun veya bir felsefe akımının teorisini siteye taşırken o teoriye sadık kalması ve teoriyi çarpıtmaması, kendi düşüncelerini ve teoriyi birbirine karıştrımaması. Teori su katılmadan siteye taşındıktan sonra isteyen istediği gibi tenkit edebilir. Saygılarımla |
08-01-2013, 13:54 | #2 |
|
Hukuk Teorileri başlığını 2007 yılında açmışım. Ben tartışmayı yürütmediğim gibi, herhangi bir THS Üyesi'de konu üzerinde düşünme gereksinimi duymamış, duymuş olsa bile düşüncelerini foruma yansıtmamış.
Teoriler genelde kavramlardan oluşur. Teoriyi tam anlamıyla anlıyabilmek için kavramları anlamış olmak gerekir. Son birkaç gündür kafamı karıştıran bir kavram var: 'Olması gereken hukuk' İnternetteki bazı tanımlar, başka hukuk sistemlerinde olup olmadığını bilmediğim bu olması gereken hukuk kavramını Latincedeki 'de lege ferenda' kavramının Türkçesi olarak belirliyor. Bu da yetmiyormuş gibi olması gereken hukuk tabii/doğal hukutur deniyor. De lege ferenda, de lege lata'nın karşıtıdır. De lege lata Türkçe'de: Yürürlükte olan hukuk(bakımından)/yürürlükte olan hukuk'a göre, anlamına geliyor. de lege ferenda ise Türkçe'de: olacak olan hukuk (bakımından)/olacak olan hukuk'a göre olmalıdır. Ejder Yılmaz, Hukuk Sözlüğünde, de lege ferenda karşılığı olarak, olması gereken hukuk(bakımından) dese bile Alman doktrini de lege ferenda'yı olacak olan (bakımından) olarak görüyor ve yayınlanıp yürürlüğe girmemiş, yaynınlanarak yürülüğe girecek olan bir yasadan yola çıkıyor. Göze çarpan ilk nokta burada Alman hukukunda olan ve Ejder Yılmaz'ın tırnak içinde gösterdiği(bakımdan)ın ortadan kaybolması oluyor. Öyle olunca da anlam değişiyor. Soru: Tabii hukukla hiçbir ilişkisi olmayan de lege ferenda'yı kim ne zaman 'tabii/doğal hukuk'la aynı anlama geliyormuş gibi Türkçeye çevirdi? Saygılarımla |
09-01-2013, 19:43 | #3 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ben -gecikmiş de olsam- kendi görüşlerimle katılabilir miyim?
Bilmiyorum. Sayın Gemici, Özrü ve mazereti hoşgörünüze sığınarak bir yana bırakırsak... 1. Meslek yaşamım boyunca "Yaşam-Yasa" uyumunu sorguladım, sorguluyorum... 2. "Olması gereken hukuk"; öğrenciliğimizde "kürsü"nün görüşü idi... 3."Olan Hukuk"u yürürlükte olan yasalar; "olması gereken hukuk"u da, her hocanın dayandığı kuram doğrultusunda,bir anlamda "ufuk çizgisi" diye bildik. 4."Hak aramanın" ve "Yargı Yolları"nın zorluğunu ve karmaşıklığını yasa koyucunun avukatları düşünmesine bağladım 5.Kendimi hep bir "öğrenci" kabul ettiğimden, ülkemizdeki temel yasaların değiştirilmiş olmasından etkilenmeyip çalışmaya, bildiklerimi unutup, yeniden öğrenmeye çalışıyorum. 6."Şu gök kubbenin altında söylenmemiş bir söz" yok gibi... Belki farklı kılan ya da kılacak olan bizlerin değişmesi/değişebilmesi/değişebilmeyi göze alabilmesi... 7.Her müvekkil (her insan) bilir aslında haklı mı, haksız mı olduğunu ... Ancak haklı olanı yorar yargı yolları, hak kapısından geçmek haklı olanın yeryüzü sınavıdır. Bir ceza avukatı için, masumu savunmak ne denli zordur!
8.Davayı kazanmak için Yargıtay Kararı arayan avukat, "Hukuk Teorilerini" inceler, irdeler, dahası yeni bir teori oluşturabilir mi? "olması gereken hukuk" yolunda ben inanmak istiyorum Saygı ve sevgi ile. |
10-01-2013, 23:57 | #4 |
|
Alttaki alıntı hukuk teorileri ile ne kadar ilintili bilemiyeceğim. Yasaların/Anayasanın nasıl olması gerektiği konusunda düşündürücü bence.
'Fazlasıyla şekilci, positivist hukuk anlayışının dostu değilim, çünkü sersemce, kelimesi kelimesine yasanın harflerine yapışıp kalmanın ne kadar haksızlık yaratabileceğini biliyorum. Tercihim, yasanın harflerini kendi anlamına ve ruhuna tabi kılan, amacı adalet olan tabii hukuk anlayışından yana. Ama bu, Anayasa metninin muğlak olması anlamına gelmemeli; Metin ne kadar açık ve net olursa, o kadar iyidir'. Vaclav Havel (Düşünceler ve Anılar, 2007) Saygılarımla |
20-01-2013, 22:32 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av. Hulusi Metin, memnuniyetle! Katılmanın sadece bu başlık altında mesaj yazmakla sınırlı olmadığını, özellikle 'Kumsalın Düşündürdükleri' başlığı altında yazdıklarınızla yeteri kadar kanıtladınız zaten. Buraya yazacaklarınız ve yazdıklarınız tartışmayı canlandırır. Saygılarımla |
20-01-2013, 23:29 | #6 |
|
Hukuk Teorisi mi, yoksa 'Hukuk Teorileri'mi' üzerinde tartışılması gereken bir konu. Aslına bakarsanız tek bir hukuk teorisi vardır, diğerleri bu teorinin alt teorileridir gibime geliyor:
Hukuk Teorisi veya Genel Hukuk Teorisi. Rostock Üniversitesi Hukuk Profesörlerinden Prof. Dr. Bernhard Hardtung'un hukukun doğuşu konusunda hoşuma giden ve hukukun kaynağını çok güzel açıklayan ders notlarından: Adem Baba yalnızdı. İleriye dönük planları vardı. Yaşamak, sağlıklı ve özgür olmak istiyordu, yemek yemek ve uyumak, güzel şeyler edinmek istiyordu. Canı isteyince biraz müzik yapmak istiyordu belki de. Çıkarı neyi gerektiriyorsa onu yapabiliyordu. Sonradan Havva Ana geldi. Onun da çıkarları vardı. Ve bu çıkarlar Adem Baba'nın isteklerine bazen uymuyordu. O rahat etmek istiyordu, Havva Ana konuşmak istiyordu. Havva Ana onunla bir elma yemek istiyordu, o nun iştahı yoktu. Çıkarları çatışıyordu. Bu çıkar çatışmasını çözmek için değişik olanaklar vardı. Adem Baba ile Havva Ana çıkar çatışmalarını nasıl ve hangi yollara ve hilelere başvurarak çözdü dersiniz? Saygılarımla |
21-01-2013, 09:14 | #7 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
“hukukun kaynağının beşeri irade” olduğu kabulüyle… 1.Yanıtı kültürlere göre değişir. 2.Adem’in iradesiyle bulunan çözüm ( ki günümüzde de kimi kültürlerde geçerlidir!) : “Karnından sıpayı, sırtından sopayı…” “Otur oturduğun yerde,zıbarasıca kaşık düşmanı…” Saygılar |
21-01-2013, 10:55 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Alıntı: ki günümüzde de kimi kültürlerde geçerlidir! Bu uygulamanın hangi kültürlerde geçerli olmadığını bildirmek daha doğru olur düşüncesindeyim; en azından saymakta zorluk çekmeyiz. Hangi kültür “Karnından sıpayı, sırtından sopayı…” uygulamasını gerçek olarak geride bırakmış? Saygılarımla |
21-01-2013, 12:12 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Lex ferenda: Türkçe: Olması gereken hukuk İngilizce: "what the law should be""what the law ought to be" De lege ferenda kavramı ise Lex ferenda kavramından türetilmiş olup, "olması gereken hukuk bakımından" anlamına gelmektedir. Lex ferenda veya de lege ferenda kavramlarını, içinde geçen sözcüklerin anlamıyla ele alarak, "olacak olan hukuk" diye çevrilmesi yanlıştır. Sözcüklerle "olacak olan hukuk bakımından" diye söylenen de lege ferenda kavramı "olması gereken hukuk bakımından" diye algılanmalıdır. Benim Türkçe ifade yeteneğim yetersiz kalırsa diye aşağıdaki kaynaktan İngilizcesini aktarıyorum: Lex ferenda is a Latin expression that means "future law" used in the sense of "what the law should be" (as opposed to lex lata - "the current law"). The derivative expression de lege ferenda means "with a view to the future law". The expressions are generally used in the context of proposals for legislative improvements, especially in the academic literature, both in the Anglo-American and in the continental legal systems. Kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/Lex_ferenda |
21-01-2013, 21:32 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Armağan Konyalı, 1. alıntı yaparken kavramın tamamını alırsanız, birbirimizi anlamakta zorluk çekmeyiz diye düşünüyorum. Benim 'olacak olan hukuk (bakımından)/olacak olan hukuk'a göre' diye yazdıklarımdan tırnak içindeki 'BAKIMINDAN' ve 'OLACAK OLAN HUKUK'A GÖRE' diye yazdıklarımdan, tırnak içindekileri ve ..'a göre ayıracını çıkarıp "olacak olan hukuk", diye belirtirseniz benim zarf olarak aldığım bir kavramı 'isim' yapmış olursunuz. 2. Belirttiğim gibi: de lege ferenda bir zarftır. Latincede, İngilizcede ve Almancada zarf olarak kullanılan ve bilinen bir kavramı Türkçeleştirirken 'Olması gereken hukuk' diye çevirirseniz zarftan/belirteçten isim yapmış olursunuz. Üstüne üstlük bir de bu olamsı gereken hukuk kavramınızı tabii hukuk ile eşleştirirseniz(not bu eşleştirmeyi siz yapıyorsunuz demiyorum, ama bazı öğretim üyeleri bile yapıyor) ortaya bir kavram kargaşası çıkar. 3. olacak olan hukuk bakımından tamlamasını, gelecekteki hukuk bakımından anlamında kullanıyorum. Olacak ve gelecek burada bir tasarımı bir düşünceyi, bir ön çalışmayı belirtiyor. Olması gerekende ise bir zorunluluk, ulaşılmak istenen bir hedef, bir ütopya vardır. 4. Siz alıntıladığınız Wikipedia açıklamasındaki "future law" dan ne anlıyorsunuz? 5. İngilice ve Almanca Sözlükten: de lege ferenda {adv} [of (or concerning) the law that is to come into force] nach künftigem Recht (Almancadan çeviri: gelecekteki/ ilerideki/olacak olan/istikbaldeki hukuka göre. İngilizce'den Türkçeye çeviriyi de bir başka katılımcı eklese memnun olurum) http://www.dict.cc/?s=de+lege+ferenda Saygılarımla |
21-01-2013, 22:56 | #11 |
|
Lex ferenda =
“olması gereken hukuk” anlamında kullanılan “gelecekteki hukuk” (Tersi, “Lex lata”, “olan hukuk”) de lege ferenda = Tasarı veya Teklif haline getirilmiş “önerilen, arzu edilen hukuk”. diyebilir miyiz ? |
22-01-2013, 08:30 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla |
22-01-2013, 09:04 | #13 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Halbuki hukuk felsefesi kavramları için tek tek sözcüklere bakmadan kavramın tümü sözlüklerde araştırılmalıdır.
Yanlışınız işte burada. "Olacak olan hukuk bakımından" diye bir kavram yok. Latincesi bu sözcüklerle söyleniyor ama hem Latincede hem Türkçede hem de tüm dillerde kavram "olması gereken hukuk bakımından" diye anlaşılıyor.
Bu nedenle, ben bir çocuk masalında bile geçse future law ifadesini "olması gereken hukuk" diye anlarım. Çünkü Latincede, İngilizcede, Almancada, Türkçede ve de hiç bir dilde "olacak olan hukuk" diye bir kavram yoktur. |
22-01-2013, 11:18 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Armağan Konyalı, ben kavram'a bakıyorum. Kavramlar sözcüklerden oluşur. Kavramdaki tüm sözcükler hem dil biligisi, hem de mantık kurallarına uymak zorundadırlar. İçindeki bir sözcük mantık veya dilbilgisi bakımından yanlış olan kavramın kendisi de doğru olamaz. Felsefenin en başta gelen özelliği kavramlardır ve bu kavramların mantık ölçüleri içinde açıklanmasıdır. Ben 'de lege ferenda' kavramını açıklamaya çalışırken kendim herhangi bir sözcük veya kavram uydurmuyorum. Yaptığım tek şey Latincedeki bir kavramın Türkçeye yanlış olarak çevrildiğini, en azından internet çevresinde yanlış olarak kullanıldığını, diğer ülkelerdeki kullanımla çeliştiğini anlatmaya çalışmak. Tekrarlıyayım isterseniz: Türkçedeki 'olması gereken hukuk' veya 'olması gereken hukuk bakımından' kavramı 'de lege ferenda' kavramını kendilerinden aldığımız ülke hukuklarında yoktur. Bu kavram ve bu kavramın 'Tabii Hukuk/doğal hukuk' ile eş anlamda kullanılması kabul edilmesi zor olan bir uydurmadır. Saygılarımla |
22-01-2013, 11:35 | #15 |
|
Son 4-5 mesajdan sonra geliştireceğim Dikici teorisinden önce alıştırma mahiyetinde özlü sözler buldum...
Özlü Söz Denemesi 1: "Hukukta tartışmasız varılan sonuç, kavgaya yol açar." Özlü Söz Denemesi 2: "Tartışınız, tartılınız, tartınız...ki, tartışalım, tartılalım, tartalım." Özlü Söz 3: "Esası,usule boğdurmak" Esinlenilen söz: "Aslanı, kediye boğdurmak" |
22-01-2013, 19:39 | #16 |
|
1) "...Kavramlar sözcüklerden oluşur.Kavramdaki tüm sözcükler hem dil biligisi, hem de mantık kurallarına uymak zorundadırlar. ..."
Sözcük nedir? Kavram nedir? "Sözcük = kavram" eşitliği doğru mudur? 2)"...İçindeki bir sözcük mantık veya dilbilgisi bakımından yanlış olan kavramın kendisi de doğru olamaz...." Doğruluk/yanlışlık, kavramlara ait bir özellik midir? Bir bağlam oluşturmadan, kavrama özne veya yüklem olarak bir önerme içinde yer vermeden, salt kavram olarak, olumlu ya da olumsuz (doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda) bir değer yüklenebilir mi? 3) Sözcüklerin etimolojik kökenlerine bakıldığında, bugün yüklediğimiz ve genel kabul gören anlamlardan farklı, hatta belki karşıt anlamlarla karşılaşmak mümkündür. Latince bir sözcük öbeği olarak "de lege ferenda" için böyle bir durum mu söz konusudur? 4) Yabancı bir dildeki bir sözcüğün Türkçe'ye yanlış/hatalı çevrilmesi, olasıdır. Çeviri hatası, her halde (istisnasız), anlam özdeşliğinin sağlanmasına engel bir durum oluşturur mu? "De lege ferenda" sözcük öbeği, Türkçe'ye "olacak olan hukuk bakımından" şeklinde değil de, "olması gereken hukuk bakımından" şeklinde çevrildiğinde, ortada bir çeviri hatası mı vardır? "De lege ferenda" sözcük öbeğinde yer alan, "de" ne demektir? "lege" ne demektir? "ferenda" ne demektir? 5) Türkçe dışındaki dillerde yazılmış hukuk içerikli metinlerde, "de lege ferenda" sözcüklerinin nasıl/hangi bağlamlarda kullanıldığına somut örnekler bulabilir miyiz? |
23-01-2013, 16:38 | #17 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Armağan Konyalı hangi gerekçeye dayanarak 'Diyemeyiz' diyor ve Kavramda "Tasarı veya teklif haline getirilmesi" koşulu yoktur.sonucuna varıyor bilemiyeceğim. Bence daha ileri gidip Sayın Av. Hulusi Metin'in sorusunu 'demek zorundayız' olarak cevaplandırmak gerekir. Sayın Av.Armağan Konyalı, Kavramda hangi koşullar vardır? Saygılarımla |
23-01-2013, 20:01 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Hulusi Metin'e verdiğim yanıtta ''de lege ferenda'' kavramından söz ediyorduk. Bir başka deyişle ''olması gereken hukuk bakımından'' kavramından söz ediyorduk. ''Olması gereken hukuk bakımından'' kavramının tek koşulu vardır: ''olan hukuk bakımından'' kavramının tersi olması gerekir. Saygılarımla |
24-01-2013, 16:47 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Bilinmiyeni, tersi olan bilinenle açıklamak. Kavramların ve bu kavramların tersi olan kavramların özellikleri. 1. Beyazın/ak tersi, siyah/kara 1a.Beyazın özelliği: ışınları geri yansıtır 1b.Siyahın beyaza ters olan özelliği: ışınları absorbe eder, geri yansıtmaz. Beyazla, beyazın tersi olan siyahın temel özellikleri ışınları yansıtıp yansıtmamalarıdır. 2. ''Olması gereken hukuk bakımından'' kavramının tek koşulu vardır: ''olan hukuk bakımından'' kavramının tersi olması gerekir.(Av.Armağan Konyalı) 2a.Olan hukuk (bakımından) un temel özelliği: bizde yasama organı olan meclis, diğer ülkelerde yetkili merci tarafından kararlaştırılıp yürürlüğe konulmuş olmasıdır. 2b. Olması gereken hukukla (bakımından), olan hukukun (bakımından)birbirine ters olan, birini diğerine ters kılan, temel özellik nedir peki (varsa eğer)? - Bence bu hukukları karar altına alan, yürürlüğe koyan makamdır. - Kim kararlaştıracak bu hukuku(olması gerekeni)? - Parlamento mu? - Parlamento üstü bir makam mı? Not: 'Çok uzattınız' diyenlere: Yakında tezimin gerekçelerini açıklıyacak ve örnekler vereceğim. 22:54 te bir düzeltme yaptım Saygılarımla |
24-01-2013, 21:43 | #20 |
|
Olması Gereken Hukuk!
Olması gereken hukukun olması gerektiğine kim karar verecek? Meclis mi? İktidar mı? Muhalefet mi? Mahkeme mi? Hukukçular mı? Hukukçularsa hangi hukukçular? Medya mı? Halk mı? Halksa, halkın hangi kesimi? Çoğunluk mu azınlık mı? Çoğunluksa, azınlığın 'olması gereken hukuku' ne olacak? Neye göre, olması gerekir? Anayasaya göre mi? Yürürlükteki hukuk kurallarına göre mi? Tabii hukuk teorisine göre mi? Tabii hukuk teorisine göre ise kaynağını nereden alır, Tanrıdan mı, doğadan mı? Ne zaman olması gerekir? İhtilalle mi? Kurucu meclisle mi? Referandumla mı? Saygılarımla |
25-01-2013, 11:14 | #21 |
|
Kavramlarda uzlaşmaya doğru
1.OLAN HUKUK -Lex lata- (Yürürlükte olan mevzuat):
“Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir” (Av.K.m.164/son, birinci cümle). 2.OLMASI GEREKEN HUKUK - Lex ferenda - (Kişisel, grupsal görüş): Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti müvekkile ait olmalıdır. 3.ÖNERİLEN, ARZU EDİLEN HUKUK - de lege ferenda- (Tasarı veya Teklif) “Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti müvekkile aittir, ancak müvekkilden alınacak vekalet ücreti varsa mahsup edilir”. |
25-01-2013, 13:00 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
de lege ferenda kavramının geçtiği bir metni örnek olarak sunuyorum: "Eğer söz konusu eksiklik pozitif hukukun temelinde yatan bir ilkeye dayanmıyor, tamamen bunun dışında olması gereken hukuk alanında yer alıyorsa, işte bu durumda boşluk "hukuk politikası boşlukları" (rechtspolitische Lücken) veya olması gereken hukuk açısından boşluk (Lücke de lege ferenda) olarak nitelendirilir. Bunların doldurulması hakimin değil, kanun koyucunun yetkisi içerisindedir." [¹²] [¹²] Kramer,Methodenlehre, s. 139. Alıntı: http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/a...0-01-Kirca.pdf |
25-01-2013, 14:36 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Ne demiş atalarımız: 'Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa... anlaşır. Haklısınız Sayın Av. Hulusi Metin, eğer Sayın Av.Armağan Konyalı, 22 no lu mesajındaki içeriğe gerçekten inanıyor ve bu suretle 12 ve 13 nolu mesajlarındaki düşünceden vaz geçiyorsa gerçekten kavramlarda bir uzlaşmaya doğru gidiyoruz. 22 nolu mesajdaki alıntıdan çıkan sonuç: Kanun koyucu bir boşluğu 'de lege ferenda' olarak doldurabilir' sonucunu doğruruyor. Demek ki Sayın Av. Hulusi Metin 11 no lu mesajda vardığı sonuç doğru imiş, alıntıya bakılırsa ve 'diyebilirmişiz' Saygılarımla |
25-01-2013, 15:12 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
12. ve 13.mesajlarımda yazılan: de lege ferenda: olması gereken bakımından 22.mesajımda yazılan: Lücke de lege ferenda: olması gereken hukuk açısından boşluk |
25-01-2013, 16:29 | #25 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av. Hulusi Metin,in sorusu:
ve Sayın Av.Armağan Konyalı'nın 22 nolu mesajından:
Sayın Av.Armağan Konyalı, 12 nolu mesajında Diyemeyiz: Kavramda "Tasarı veya teklif haline getirilmesi" koşulu yoktur. diyor ve de lege ferenda kavramının tasarı ve teklifle ilgisi olmadığını belirtiyor. 22 nolu mesajındaki alıntı ise şöyle: olması gereken hukuk açısından boşluk (Lücke de lege ferenda) olarak nitelendirilir. Bunların doldurulması hakimin değil, kanun koyucunun yetkisi içerisindedir."ifadesi var. İlk mesaj ile son mesaj arasındaki çelişki: İlk mesaj diyor ki tasarı ve teklif de lege ferenda olamaz. İkinci mesaj diyor ki: olması gereken hukuk bakımından boşluk (de lege frenda) kanun koyucu tarafından doldurulur. Benim düşüncem: demek ki ilk mesajda olmaz denen oluyormuş! Yorumum yanlışsa düzeltin lütfen Sayın Konyalı. Ben bu iki tanım arasında bir çelişki görüyorum: İlk tanım diyor ki de lege ferenda(olması gereken hukuk bakımından) tasarı ve teklif içermez. Diğer bir deyimle kanun koyucunun burada işi yoktur. İkinci tanım diyor ki: kanun koyucu yapar. İyi de kanun koyucu tasarı ve teklif olmadan nasıl çalışır? Saygılarımla |
25-01-2013, 16:30 | #26 |
|
Sayın Gemici,
Yasama sürecinin herhangi bir aşamasında konuyla ilgili yürütülmekte olan hiçbir çalışma yokken, Çevre Hukuku alanında uzman bir akademisyen, bir makale yazmış ve makalesine şu başlığı atmıştır: "Çevrenin Korunması Hakkında De Lege Ferenda Düşünceler". Sizce, bu başlıkta "de lege ferenda" ifadesinin kullanılması hatalı mıdır? |
26-01-2013, 09:24 | #27 |
|
İçinde “Sıcak” ve “köpek” sözcüklerinin geçmesine rağmen, “Hot Dog”, Türkçeye “sıcak köpek” diye değil ! “Sosisli Sandviç” olarak çevrilir.
Hiç kimse “Hot Dog” kavramının tam olarak nereden geldiğini bilmese de … “Sosisli sandviç” anlamında kullanılır ve kimsenin aklına “Sıcak köpek” gelmez! |
26-01-2013, 17:07 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av. Hulusi Metin, yazdıklarınız bana bir arkadaşın Almanlara 'Du hast den Vater gegessen' demesini hatırlattı. Du hast den Vater gegesseni Türkçeye çevirdiğimizde çıkan anlam şu: Sen babayı yedin. Babasını nasıl yediğini anlıyamıyan Alman şaşkın şaşkın etrafına bakınırken söylediğinizi başka bir terimle anlatmaya çalışıp 'Du hast die Pille geschluckt' derseniz adamı tamamaen çileden çıkarmış olursunuz. Du hast die Pille geschluckt Türkçedeki 'Hapı yuttun' teriminin kelime olarak Almancaya çevrilmesidir. Adam size derki 'sen ne anlatıyorsun, ben hap falan yutmadım, kendin de görüyorsun'. Baba yemekle ile hap yutmak arasındaki bağlantıyı da nereden çıkardın, durup duruken? Du hast den Vater gegessen'in yerine Almana derseniz ki 'Du kommst in die Teufelsküche' adam ne dediğiniz anlar ve kötü bir duruma geleceğini belirttiğinizden dolayı size teşekkür eder. İn die Teufelsküche kommen'in kelimesi kelimesine çevirisi: Şeytan mutfağına gelmek/şeytan mutfağına düşmektir. Şeytan mutfağında günahı olanlar düşer. Babayı yemek, hapı yutmak ve şeytan mutfağına düşmenin ortak içeriği zor duruma düşmektir. Belirtmek istediğim: Bir dilden diğer dile çevirilerde, kelimeler veya cümleler değil, kelimelerin ve cümlelerin arkasında yatan kavramlar, içerikler önemlidir. 'Hot Dog' içerik olarak 'Sosili Sandviç' anlamına geliyorsa ve ister hot dog, ister sosisli sandviç diyelim, akla ekmek arasına yerleştirilmiş soslu bir sucuk geliyorsa, kavramlarda bir anlaşma/uyuşma vardır. İngilizler Hot Dog derken sosisli sandviç kast ediyor biz sosisli sandviçten ekmek arası balık anlıyorsak, ortada bir kavram kargaşası vardır. Aynı durum de lege ferenda için geçerli. El alem de lege ferenda dan bir positif hukuk kavramı olarak bahsediyor, biz ise bu kavramı Türkçeye genel anlamda 'olması gereken hukuk bakımından' anlyorsak ve kavramı ideal hukuk, doğal hukuk, tabii hukuk anlamında kullanıyorsak ortada bir kavram kargaşası vardır. Bu durumda bir içerik, bir anlam kayması vardır. Saygılarımla |
26-01-2013, 20:32 | #29 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Hukuk Teorileri
1.Kabul: Hukuk Kuramı’nın, “hukukun kabul edilen tanımı (?) ve kaynağından (?) hareketle, birey ve toplum için oluşturulan düşünsel çalışma” olduğu kabulüyle… 2.Tespit: 2.1.Tanımı değilse bile, hukukun “kaynağı” günümüzde de tartışmalıdır. Hukuk kuramlarının nedeni ve hareket noktası da budur. 2.2.Bugüne dek hemen hiçbir hukuk kuramı, “bir dünya toplumu ülküsü” nün gerçekleştirilmesine dayanak olamamıştır. 3.Soru: BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hangi hukuk kuramına bağlanabilir? Saygılarımla |
29-01-2013, 21:30 | #30 |
|
Mevcut teorileri tartışmak iyi fikir. Yoksa kendimi helak edecektim...
Sevgiler, saygılar... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Türk Hukuk Sitesi Hukuk Çalışma Grupları Hakkında Bilgiler | Admin | Hukuk Çalışma Grupları Hakkında | 4 | 14-11-2009 11:41 |
Hukuk bürosunda çalışmak istiyorum (son sınıf hukuk öğrencisi - istanbul) | duygu diker | Adliye Duvarı | 0 | 23-10-2007 18:35 |
Hukuk Fakültesi Öğrencisiyim Konyada Çalışabileceğim Bir Hukuk Bürosu Arıyorum. | gökhan tozoğlu | Adliye Duvarı | 0 | 05-07-2007 09:17 |
selcuk üni.hukuk fakültesi ögrencisiyim: konyada hukuk bürosunda çalışmak istiyorum | rabia. | Adliye Duvarı | 0 | 16-06-2007 23:56 |
Hukuk ve Adalet Eleştirel Hukuk Dergisi Kış 2007 sayısı Makaleler Listesi | Av. Ramazan Çakmakcı | Ceza Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 09-02-2007 21:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |