|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
27-02-2010, 23:18 | #1 |
|
Tck 103/6 ÇocuĞun Cİnsel İstİsmari
MERHABALAR
Müvekkil TCK 103/6 çocuğun cinsel istismarından dolayı asliye cezada açılmış davada ilk raporda çocuğun ruh sağlığının bozulmadığını, celse arasında alınan raporda ise ruh sağlığının bozulması nedeniyle mahkemece görevsizlik kararı verilip dava ağır ceza mahkemesinde görülmüş ve müvekkil tutuklanmıştır. Mahkeme tekrar adli tıptan rapor alınması yönünde karar vermiştir. Karşı taraf mahkemede sürekli cezalandırılması yönünde (hatta en ağırşekilde) ifadede bulunmuşlardır. Müvekkil evli ve 2 aylık bebeği bulumaktadır. Avukat olarak bu konuda o küçük bebeği gördükçe yapabilecek savunmaların hepsini en azından bebeğin geleceğinin kurtulabilmesi için yaptım. Ancak bu konuda başka neler yapılabileceği, neyin üzerinde, hangi konunun üzerinde durursam daha etkili olabileceği konusunda yardımcı olabilecek meslektaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. |
27-02-2010, 23:40 | #2 |
|
Merhaba...
Bahsettiğiniz kadarıyla mağdurun beden ve ruh sağlığı açısından adli tıp raporunun beklenilmesi dışında bu aşamda yapabileceğiniz bir şey yok. |
28-02-2010, 15:59 | #3 |
|
Malesef diyorum çünki aynı konuda bir davamız var ve gelmeyen adli tıp kurumu raporunu bekliyor mahkeme ve yapılan hiç bir savunmaya itibar etmiyor.Bu durumu tutuklu sanığa izah etmek! ise malesef yine bizlere düşüyor.T.C.K. 103/6 ile ilgili Anayasaya aykırılık başvurusu A.Y.M. tarafından reddedilmiş olup sitede makale var.Hukuk mantığına uymayan bir madde ama malesef yapacak bir şey yok bu durumda esasen kararı verenler A.T.K. ilgili uzmanlarıdır diye düşünüyorum. Eğer randevu tarihi çok ileri bir tarihe verilmiş ise bu konuyu ileri sürüp tahliye talep ediniz derim. Kolaylıklar dileğimle
|
01-03-2010, 16:31 | #4 |
|
Gerçekten işiniz zor. Benim de takip ettiğim davada organ sokma vs. yok , eski tabirle tesaddi iddiası vardır. Ancak A.T.K. tarafından ' Travma sonrası stres bozukluğu vardır ' raporu geldi. Bu nedenle dava Ağır Cezaya taşındı ve 15 yıldan başlayan ceza isteniyor.
Eski yasayı bazı hukukçular Musollini döneminden kalma diye eleştiriyorlardı ama bence yeni T.C.K ve C.M.K. bence çok daha ezici hükümler taşıyor. |
02-03-2010, 16:01 | #5 |
|
merhaba
benimde aynı şekilde bir dosyam var.Ağır cezada dava açıldı. Olayın gelişimi kısaca;mağdure ve sanık aynı sitede oturuyor ve aynı köylü.Sabah erken saatte işe giderken mağdure önden yürüyor sanık arkadan ona yetişiyor sanığın ifadesine göre ayak üstü 'nasılsın,baban nasıl' konuşması geçiyor ve sanık hızlı yürümeye devam ederek mağdureyi geçiyor. Mağdure ise şikayetinde sanığın kendisini sıkıştırdığını tasaddi sayılacak elle bir takım hareketler yaptığını söylüyor. İki tarafında ifadelerinden başka delil yok.İddianame sanık oradan geçtiğini söylediği için tevil yollu ikrar diyor. İlk duruşmamız ay sonu acaba nasıl bir savunma yapmalıyım? |
26-05-2010, 15:10 | #6 |
|
Bütün meslektaşlarıma öncelikle kolaylıklar diliyorum. TCK 103/6 bence de çok ağır bir hüküm ve adli tıptan alınan rapor malesef olayın önemini ve ağırlığını çok daha artırabiliyor. Benim de buna benzer bir davam var. Mağdur olduğunu beyan eden çocuk farklı tarihlerde 2 defa sanığın cinsel amaçlı kendisini evlerinin bulunduğu bodruma çektiğini, kendisine tecavüze yeltendiğini ancak her nasıl olmuşsa bu iki defa da sanığın elinden kurtulduğunu belirtmiştir. Sanık iki defa kalp ameliyatı geçirmiş ve yaşı da küçük. Olay mağdurenin evinin bulunduğu apartman katında oluyor. Her iki eylemde de ortada olayı gören bir tanık yok ve savcılık hastaneden gelen mağdurenin psikolojisinin bozulduğuna ilişkin raporu dikkate alıp ağır cezada dava açıyor. Sanık soruşturma aşamasının başından beri tutuklu ve kalp hastası bir çocuk. Ve ayrıca mağdure ve babası şikayetlerinden vazgeçmiş. Tüm bu hususların yargılamada dikkate alınması mümkün mü? Mağdure aslında olayın bu şekilde olmadığını, sanıktan kurtulmak için yalan sölediğini belirtse iftira suçundan dolayı işlem yapılır mı? Tekrar adli tıptan rapor istense bunun bir faydası olur mu? Çok düşünülecek yönü var aslında bu hükmün ancak adli tıp raporu elimizi kolumuzu bağlıyor.
|
16-04-2012, 00:18 | #7 |
|
Birakin Elİ Kolu BaĞlanan Sİz Olun.sÖz Konusu Olan Çocuklar.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kadinin ErkeĞe Cİnsel İstİsmari | ATARAS | Meslektaşların Soruları | 2 | 13-02-2010 09:21 |
Cİnsel İlİŞkİ Ve Dİsİplİn Hukuku İlİŞkİsİ | üye19576 | Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 12-02-2009 19:09 |
Cİnsel İstİsmarda MaĞdurun Rizasi? | hukukcu34 | Meslektaşların Soruları | 6 | 24-07-2008 18:44 |
Çocuk İstİsmarI Ve İhlalİ | terazi87 | Çocuk Hakları Çalışma Grubu | 0 | 09-10-2007 22:38 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |