26-03-2007, 17:47 | #1 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Kimliksiz dolaşmak cezai müeyyideye bağlansın mı?
Kanun kapsamı gereği kolluğun yapmış olduğu yol uygulamalarında; özellikle kırsal kesimlerde bulunan vatandaşların değişik nedenlerden dolayı kimlik taşıma alışkanlığının olmamasından ötürü büyük sıkıntılar çekilmektedir. Kimliği bulunmayan şahıslar 25832 sayılı Yakalama gözaltına alma ve ifade alma yönetmeliği 5. madde i) fıkrası son bendinde geçen:
Bendi gereği yakalanarak Kolluk merkezine götürülmek üzere arama noktasında tutuluyor. Birçok kişinin kimliksiz dolaşması nedeni ile arama noktasında yakalan kişi sayısı çok olduğundan kişilerin kontrolü ve görevin ifası zorlaşıyor. Ancak işin ucunda cezai müeyyide olmadığı ve suç sayılmadığı için işlem kişilerde herhangi bir olumlu yönde davranış değişikliğine yol açmıyor. Hatta Kolluk kuvvetinin bu zor durumda kalmasından yararlanarak kimliğinin yanında olmadığını beyan ederek kolluğun kendisin salıverme yoluna gitmesi için uğraş veren Aranan şahıslar bile bulunmaktadır.Aynı şekilde kolluğun Önleyici hizmet görevlerini ifası sırasında vatandaşlar üzerinde sadece kimlik kontrol yetkisi bulunmaktadır. bu gibi aksaklıklarda görevin ifasını zorlaştırmaktadır. Bu sebepten dolayı kişilerde kimlik kartı alışkanlığının kazanılmasının sağlanması maksadı ile kimlik kartı olmadan dolaşmanın 5326 sayılı Kabahatler kanunu 40 maddesinde gerekli düzenlemenin yapılarak cezai müeyyideye bağlanması gerektiğine inanıyorum SAYGILARIMLA |
27-03-2007, 18:37 | #2 |
|
Bir yandan kimliğin kolayca belirlenmesi, zamandan tasarruf ve gereksiz mağduriyetlerin yaşanmaması için kimlik taşımayanlara cezai müeyyide uygulanabilir. Ancak, kanımca herkesin her durumda kimliğini yanında bulundurması da beklenemez. Çünkü kimliğin kaybedilmesi, çalınması, yanması vs. durumlarında kişi yeni kimlik çıkarmak için belli bir ücret ödemek zorunda kalacak; ayrıca bazı durumlarda da para cezası verilecektir. Kimliğin kolayca elden çıkabileceği işlerde çalışan insanları düşünürsek -her ne kadar bu ceza veya da üzret cüz'i bir miktar olsa da- bu giderlerden kurtulmak için yanında taşımayacaktır.
Saygılar... |
27-03-2007, 18:54 | #3 |
|
Sayın Derebey06 foruma taşıdığınız düzenleme öğreti tarafından da ilginç bulunan bir düzenleme.Özellikle tutuklama yapılabilmesi ...
|
28-03-2007, 14:14 | #4 |
|
sayın Kemal Bey ekonomik olarak vatandaşın kesesini düşünmesi tabikli doğrudur. ancak böyle bir durumda devlet de maaşını ödediği personel görevlendiriyor yakıtını karşıladığı kendi parası ile aldığı aracı görevlendiriyor. Devlet ekonomisi açısından da külfet doğuruyor.
SAYGILARIMLA |
28-03-2007, 22:03 | #5 | |||||||||||||||||||
|
Kesinlikle haklısınız. Devlet açısından doğan külfeti de düşünmek gerekli.
İlgili maddede düzenleme yapılmalı, kimlik taşımamak cezai müeyyideye bağlanmalı; ancak, idari para cezasını gerektiren şartlar gibi bazı şartlar getirilmelidir. Her durumda cezalandırmak adaletle bağdaşmayacaktır. Saygılar... |
29-03-2007, 00:51 | #6 |
|
İdari para cezasına tamam da tutuklama ne alaka ? İlginç.. Kişi kimliğini evde unutarak dışarı çıkabilir ve diyelimki bu nedenle tutuldu.Derdini birşekilde anlatır ,gereken araştırma yapıldıktan sonra büyük bir ihtimalle serbest bırakılır ama tutuklama ibaresinin düzenlenmesi tartışılır ..
|
29-03-2007, 01:30 | #7 |
|
Haklısınız cesur yürek. Bende bu yüzden çok sıkı koşullara bağlanmalıdır dedim. Aksi takdirde, gereksiz tutuklamalar yaşanacaktır. Gereksiz yere kişinin özgürlüğü elinden alınacaktır. Ve bu nedenle kişinin yapabileceği hiçbirşey yok...
Saygılar... |
29-03-2007, 17:19 | #8 |
|
sayın cesur yürek yapılan işlem tutuklama değil göz altıdır. ayrıca kanunda belirtilidiği gibi gözaltına alınmak zorunda değildir. Aranan kıssas şahsın kontrol altında tutulmasıdır. Biz mümkün mertebe arama noktasında tumaya çalışıyoruz. Ancak bu sebepten kontrol altında tutulan kişi sayısı o kadar çoğalıyor ki biz artık bu kişileri kontrol altında tutmakan asıl görevimiz olan yol kontrolünü icra edemiyoruz. Ayrıca bu durumu sadece bu şekildede düşünmeyin lüfen. Güvenlik kuvvetlerinin önleyici hizmetlerin icrası sırasında kişi üzerinde sadece kimlik sormaya yetkisi var (meşhut suç durumu hariç) Hakkında arama kararı çıkan şahıslar yada Art niyetli kişiler kimliği yanında olsa bile yanında olmadığını beyan ediyorlar. (organize suç örgüleri iş başında ise özellikle) Çünkü biz aldığımız kimlikleri sorgulama yapıyoruz. bu noktada kolluk kuvveti tecrübesini kullanıyor ve gerçekten makul şüphe uyandıracak bir durum söz konusu ise O ZAMAN GÖZALTI İŞLEMLERİ YAPIYORUZ. Mesela yaşadığını beyan ettiği köyün muhtarının adı, yada köyün adının nereden geldiği gibi soruları yöneltiyoruz.. Ayrıca konuya ilişkin kanunun maddesinde ki son bendin son cümlesi gereği gerekli kolaylığıda sağlamakla mükellefiz.. yani ha diince kimse göz alına alınmıyor içiniz rahat olsun
SAYGILARIMLA |
29-03-2007, 18:41 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Tutuklama kavramı var tutuklama kavramından kasıt gözaltı olamaz Zira ikisi ayrı kavramlardır. Saygılarımla... |
29-03-2007, 18:47 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Önleme araması gayet tabii yapacaksınız. Hakim kararı aranıyor ama gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin yazılı emri ile kolluk önleyici arama yapabilir.Ayrıca suç üstü ve tehlike halinde de kendiliğinden arama yapabiliyor kolluk.Gözaltı kavramına bir diyeceğimiz yok zaten ; ama tutuklama ibaresi çok ağır olmuş .. Saygılarımla ... |
30-03-2007, 13:59 | #11 |
|
Tutuklama kararının ben de hak ihlali olduğunu düşünüyorum ..
Saygılar... Ayrıca şu kimlik tespiti olayları parmak izine çevrilse çok daha verimli olabilir ..teknolojiyi kullanıp kontrol edilen kişinin parmak izi alınıp küçük el bilgisayarlarında ya da ayrı bir araçlarda keşke belirlenebilse..zamandan kazanılır ve hatadan ya da göz altı veya tutuklama gibi olaylar da azalırdı ama sanırım daha çok var |
30-03-2007, 20:40 | #12 |
|
Her ne kadar ilgili yönetmelik maddesinde tutuklama gibi bir ibare geçsede ben hiç uygulandığını görmedim.. zaten uygulansa dahi göz altından hiçbir farkı yok... 24 saati geçemiyo ve sonunda cezai müeyyide yok....
|
06-04-2007, 17:17 | #13 |
|
doğru ama...
[/quote]Ayrıca şu kimlik tespiti olayları parmak izine çevrilse çok daha verimli olabilir ..teknolojiyi kullanıp kontrol edilen kişinin parmak izi alınıp küçük el bilgisayarlarında ya da ayrı bir araçlarda keşke belirlenebilse..zamandan kazanılır ve hatadan ya da göz altı veya tutuklama gibi olaylar da azalırdı ama sanırım daha çok var[/quote]
Böyle bir durum gerek işimize gelebilirdi hatta yüzlerin isi haritası dahi alınabilir. ama unutmayalım ki parmakta oluşan haricen bir çizik durumunda aygıt parmak izini baska birine aitmiş gibi algılıyor ve bende bir kaçak olsam kaçmak için o parmağı belkide koparırdım.. şu anda her araçta bir bilgisayar var ve biz bu bilgisayar üzerinden araç ,silah ,şahış ehliyet vb. şeyleri sorgulayabiliyoruz tabi vatandaş yanında taşırda ibraz edebilirse.. eskiden olsa bir kişinin sorgulaması 15-20 dakka idi (mağlesef)... SAYGILARIMLA |
27-08-2007, 12:35 | #14 |
|
Küreselleşen dünyada insanlar artık her zamankinden daha fazla tehdit altında.Haberlerde hergün patlayan bombolardan ölen insaları hepimiz seyrediyoruz.Bu yüzden insanlarda güven duyacağı bir toplumda yaşamak istiyorlarsa üstüne düşen vazifeleri yapmak zorundadırlar.Kimlik taşımakta bu vazifelerden en küçüğüdür belkide.Bu ve bunun gibi sebeplerden dolayı kimlik taşımamak cezai müeyyideye bağlanmalı.Ancak arkadaşlarında belirttiği üzere kimliğin her daim üzerimizde bulunması mümkün olamamakta.Bu yüzden bunada şöyle bir çözüm getirilebilir.Eğer kimliğin üzerinde olamamasında kişinin bir kusuru yoksa kişiye ceza verilmeyebilir.Örneğin çalınmışsa..
|
19-10-2007, 21:41 | #15 |
|
PVSK yapılan değişiklik
Konu ile ilgili polis vazife ve salahiyet kanununda yapılan değişik metin yol gösterecektir. Kimlik ibraz edilememesi durumunda gözaltı ve tutuklama değil tutma kavramından bahsedilmelidir. Çünkü gözaltına alma C.Savcısının talimatı ile gerçekleşmektedir. Hatırladığım kadarıyla yasal düzenlemede de tutma kavramı geçmekte.
|
26-10-2007, 09:40 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
haklısınız. tutuklama kararı ağır olduğu gibi gözaltına alınma kararıda ağır. Tutma müessesesi ihdas edilmeli ve bu müessese kontrol altına alınmalı. Ayrıca önleme araması , suçların önlenmesi ve suçluların yakalanması açısından bir pansuman tedbirdir. Aslolan Güvenliğin delilden hareketle ve kanuni yollarla ayrıca teknik usullerle sanığa ulaşmasıdır. Önleme araması istisnai hallerde uygulanmalıdır. Yoksa Önleme aramasını , olağan usul şeklinde ararsak , elbette bunun suiistimali de olacaktır. Bu nedenle bu arama şekli istisna olmalı ve güvenliğin kendini geliştirmesi ile bu usulün terk edilmesi de hedef-amaç olmalı. Hürriyetlerin genişlediği bir çağda yeniden polis devleti olmak için mazeret aramaya çalışmanın anlamı yok. Selamlar |
30-10-2007, 21:20 | #17 |
|
katılıyorum amaaaa...
söz konusu söylediğiniz şeyler son derece güzel kulağa hoş gelen şeyler tamam Türk polisi ve Türk jandarması olarak söz konusu olan yasal değişikliği yapalım ama hangi teknoloji ile? sizin dediğiniz olay insanların aldığı nefesin dahi svap örneğini almaya müsait teknolojisi olan ve insanların aldığı nefesten dahi kimlik tespit edebilen ülkelerde olacak iş TÜRKİYEDE DEĞİL... zaten kademeli olarak yapılması gereken CMK daki değişiklikler bir anda yapılması neticesinde suç oranlararı 2,5-3 katına çıktı... e birde bunu eleştirirseniz dünyanın en insan haklarına saygılı olarak görünen Avrupa ve özellikle amerika daki ugulamalara bir göz atın derim.. dikkatinizi çekerim Amerika da bir polisin adam öldürmeye dahi yetkisi var (bizim güvenlik teşkilatımızın yaralamaya).. bu konudaki fikiniz çok güzel ama bunu karşılayacak teknoloji ve yeteri sayıda personel mağlesef yok bir anda kırk fırın yenmez bu sebeple size tavsiyen ayaklarınız biraz daha yere bassın. şayet en başta belirttiğim soruna çüzüm bulabilecek fikriniz varsa ve benimle paylaşırsanız mutlu olurum
Saygılarıma |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Cezai Şart.. | recepbarlas | Meslektaşların Soruları | 12 | 25-09-2019 23:55 |
Adi Ortaklık ve Cezai Şart | şerh | Meslektaşların Soruları | 3 | 23-02-2007 13:15 |
cezai şart | gencerx07 | Meslektaşların Soruları | 5 | 17-02-2007 00:56 |
cezai şart | av.pınar | Meslektaşların Soruları | 5 | 25-06-2006 19:15 |
Cezai Sorumluluk | pinar.akcay | Hukuk Soruları Arşivi | 4 | 10-11-2002 18:08 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |