19-12-2013, 13:10 | #1 |
|
Keşif aracının davacı tarafından tahsisine rağmen hakimin taksiye binme ısrarı
Sevgili meslektaşlarım merhabalar. Bir izale-i şüyuu dosyamızda ikinci kez keşif kararı verildi ve ara karara "keşif aracı davacı tarafından temin edilecektir" hükmü yazıldı. Buna rağmen hakim ısrarla keşfe taksiyle gitmeyi talep etmekte. Ne var ki, keşif yapılacak yerler tarla niteliğinde olup taksiyle çıkılması mümkün değil.
İlk keşifte de aynı durumu yaşadık. İki adet arazi jipi tahsis etmemize ve durumu anlatmamıza rağmen inatla taksiye bindi ve taksi ancak köy meydanına kadar çıkabildi. Kalan yolu da davalının aracına binerek katetti. Sırf köy meydanında bekleyecek taksiyede davacı 250 TL ücret ödemek zorunda kaldı. Bu keşifte de yine aynı sorunla karşı karşıyayız ve bu kez boş yere o parayı ödemek istemiyoruz. Bunu hakime bildireceğiz ve inat etmeye devam ederse keşfe çıkılamadığına ilişkin tutanak tutulmasını isteyeceğiz. Gerekçelerimizi de yazdırarak durumu HSYK'ya taşıma düşüncesindeyiz zira hakim takdir yetkisini kullanırken davacı ya da davalı tarafa zarar verecek şekilde hareket edemez. Bu hususta yapılabilecek başka bir şey var mıdır bunu öğrenmek istiyorum. İyi çalışmalar dilerim. |
19-12-2013, 17:29 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Aslında ortada büyütülecek bir sorun yok gibi görünüyor. Varsa bile tatlı dille çözülür diye düşünüyorum. |
09-01-2014, 15:10 | #3 |
|
Anlatılan somut olaya göre Hakim diretmesinde haksızdır. Hele ki ilk keşifte durumu gördüğü halde 2. için de aynı mağduriyetin yaşanması için ısrar etmesinde bir dayanak yok. ısrarını sürdürürse tutanağa geçip HSYK'ya şikayet yolu mantıklı. ama yanınızda olayan yaşananlara doğru tanıklık edecek birileri de olsun. zira bu durumda hakim tutanakta çarpıtma yapabilir, olduğu gibi yazdırmaktan kaçınabilir...
|
25-01-2014, 17:44 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukatlar, hakim ve savcılarla ilişkilerinde karşılıklı saygı esasına göre davranmakla yükümlüdür. Ancak; bu, avukatın, hakimin açıkça takdir yetkisini kötüye kullanması halinde tatlı dil kullanmak zorunda kalması anlamına gelmemelidir. Hukuki meselelerde, tatlı dil değil; kanun tek vasıta olmalıdır. Aksi halde, meslek bu tarz bir alışkanlık geliştirecektir ve görülmektedir ki çoktan geliştirilmiştir. Bunun sonuçlarını kanuna tatlı dili tercih eden yalnız o avukat değil; tüm meslektaşlar yaşayacaktır. Unutmayalım ki mesleğin onurunu korumak meslek kurallarındandır. (Bu açıklamalarımla hakime saygısız bir üslupla yaklaşmaktan bahsetmiyorum.) |
25-01-2014, 21:35 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Yanıtımı neden eleştirdiğinizi anlamadım. Sizce sorudaki sorun hangi kanun hükmü ile çözülebilir? |
28-01-2014, 21:30 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
olayla ilgili özel kanun hükmüne gerek olduğunu düşünmüyorum. hakimlerin hukuku uygularken en başta anayasa ve sonrasında kanunlara uygun davranması gerekir. dolayısıyla, medeni kanun'un 2. maddesi, anayasa'mızın hukuk devleti olduğumuzu belirten hükümleri ve hukukun temel ilkeleri birlikte yorumlandığında, hakimin bu şekilde takdir yetkisini açıkça kötüye kullanmasının hukuk tarafından korunmayacağı sonucuna varmak gerekir. |
31-01-2014, 07:58 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
HMK 291 varken yorumunuz pratikte sorunu çõzmeyecektir. |
31-01-2014, 10:59 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
"Keşfe katlanma zorunluluğu MADDE 291- (1) Taraflar ve üçüncü kişiler keşif kararının gereğine uymak ve engelleyici tutum ve davranışlardan kaçınmak zorundadırlar. (2) Keşif yapılmasına taraflardan birinin karşı koyması hâlinde, o kimse ispat yükü kendisine düşen taraf ise bu delilden vazgeçmiş; diğer taraf ise iddia edilen vakıayı kabul etmiş sayılır. Şu kadar ki, hâkim duruma ve karşı koyma sebebine göre bu hükmü uygulamayabilir. (3) Keşif, üçüncü kişi için uygun olan zamanda yapılır. Keşif zamanı ve yeri üçüncü kişiye bildirilir. Gecikmesinde zarar umulan hâllerde bildirim yapılmaksızın keşif icra edilir. Keşfe karşı koyma hâlinde hâkim, üçüncü kişiyi karşı koymanın sebep olduğu giderlere ve beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm eder; gerektiğinde zor kullanılmasına karar verebilir. Ancak, üçüncü kişi tanıklıktan çekinme sebeplerine dayanarak keşfe katlanma yükümlülüğünden kaçınabilir. " Yukarıdaki hükümlerde, somut olayda meslektaşımızın yakındığı hususa ilişkin bir hüküm göremedim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hakimin Keşif Esnasında Kimliğini Göstermemesi | Av.Selim Balku | Meslektaşların Soruları | 12 | 14-03-2012 15:14 |
hakimin duruşma tutanağına yazmama konusundaki ısrarı karşısında ne yapılabilir? | GECE | Meslektaşların Soruları | 3 | 07-01-2010 16:56 |
Feragata Rağmen Harç İçin Keşif Talebi | Av. BERNA AK | Meslektaşların Soruları | 4 | 06-04-2008 00:43 |
Hakimin resen keşif yaparak dava değerini tespit etmek istemesi | Av. Derya | Meslektaşların Soruları | 2 | 18-09-2007 17:56 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |