13-01-2007, 01:13 | #1 |
|
Siz Olsaydınız Nasıl Karar Verirdiniz?
Adamın arabası otobanda öndeki arabaya çok yanaştığı için radara yakalanıyor. Radarın çektiği resimde aşırı ışıktan dolayı şoförün resmi silik çıkmış, kimin arabayı kullandığının tesbit edilmesi imkansız.
Aşırı ışığın ve resmin silik çıkmasının sebebi, arabanın güneşliğinin ve dikiz aynasının reflektörlerle donatılmış olması. Radarın kamerasının flaşından çıkan ışığın reflektörlerde yansıması, resmi silik çıkarıyor ve sürücünün tanınmasını imkansızlaştırıyor. Arabanın sahibi sürücü ben değilim diyor. İlk mahkeme buna rağmen arabanın sahibini cezalandırıyor. İstinaf mahkemesi kararı bozuyor. Savcı kararı temyize götürüyor, Temyiz mahkemesi istinaf mahkemesine hak veriyor ama olaya başka bir bakış açısı getiriyor ve davayı yeniden görüşülmesi için ilk mahkemeye gönderiyor. Gaztelerin olayı haber olarak vermelerinin sebebi Bavyera’nın üç mahkeme kademesinin olaya değişik açılardan bakmaları ve gerekçelerin orijinalliği. Hangi kararın hangi gerekçeyle verildiğini yazmadan önce site üyelerinin konu üzerinde biraz kafa yormalarını rica ediyorum. Bakalım THS Üyeleri’nin hayal güçleri Alman hakimlerin hayal güçleri kadar kuvvetli mi? Olaya uygulanan/uygulanabilecek kanun maddesi: Alman Ceza Kanun’nun 268. Maddesi teknik kayıtların tahrifini suç olarak düzenliyor. Saygılarımla |
15-01-2007, 17:04 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Diyorsunuz ki;
Araç maliki aracı hukuka aykırı kullanmadığını iddia etse ve aşırı hızlı kullananın kendisi olmadığını iddia etse, tespit edilen resim ve görüntülerde sürücünün kim olduğu tespit edilemese bile, denetimi sağlayan araçların denetim ve tespit yapmasını engelleyici eylemi nedeni ile cezalandırılmalı.. Ben olsam sırf bu eylemi cezalandırırdım |
15-01-2007, 18:12 | #3 |
|
Sayın Gemici
Sorunuz belli ki üç mahkemenin üç ayrı gerekçesine uygun olarak üç üçlük yanıtlanmayacak. Sanmayın ki Sayın İbreti de merak etmiyor: bir an önce bir şeyler yazayım da Sayın Gemici asıl mesajını eklesin diye yazmışa benziyor. Diğer üyelerce yanıtlanmaması güzel mesajınıza ilgi duyulmadığı anlamına gelmiyor. Siz her zaman bizim batı ufkumuzu açtınız. Şimdi de ilginç gerekçeleri bekliyoruz. Saygılarımla |
15-01-2007, 19:47 | #4 |
|
Aracı kimin kullandığı tespit edilemiyor. Neden? Aracın dikiz aynası ve güneşliğindeki reflektörlerin yaptığı yansıma. Aracın sahibi radardan fotoğrafının çekilebilme olasılığına karşın arabasını bu kadar süslemiş olabilir, ayrıca diğer araçlar içinde risk oluşturuyor.
|
15-01-2007, 20:19 | #5 |
|
ilk derece mahkemesi araç sahibinin resmi kaydı tahrif amacına yönelik araç sahibinin eylemini cezalandırır ; istinaf mahkemesi gece araba kullanın sürücü olmadığından bahisle suçun, aracı gece vakti güneşliği indirerek kullanan tarafından işlendiğini gerekçe gösterir ve kararı bozar. Temyiz mahkemesi istinaf mah.nin görüşüne katılır bu şekilde güneşlik ve dikiz aynası imal eden şahsın sorumluluğunun da düşünülmesi gerektiğini belirtir.
|
15-01-2007, 20:55 | #6 | |||||||||||||||||||
|
Olaya uygulanacak hüküm bu ise, kararın gerekçesi de ancak bu hükme endeksli olabilir ama ben öyle düşünmüyorum. Yerel Mahkeme kararı: Trafik cezası kural olarak "Aracı kullanan sürücüye" verilir. Sürücünün "herhangi bir nedenle" belirlenemediği durumlarda aracın plakasına ceza kesilebilir ve bu cezadan malik sorumlu olur. Çünkü Araç sahibi aracını emin şekilde kullanmak ya da kullandırtmak zorundadır. Araç sahibi aracını bir başkasına kullandırttığını (kira, ödünç vs gibi nedenlerle...) ispatlayamadığına göre aracı sahibinin kullandığının kabulü hayatın olağan akışı icabıdır... bu nedenle araç sahibinin cezalandırılması uygundur... İstinaf mahkemesi: Cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca ceza ancak suçu işleyene verilir. Somut olayda aracı kullananın araç sahibi olduğu iddiası kesin ve şüpheye yer bırakmayacak bir delille İspatlanamamıştır. Kameraların konuluş amacı Trafik suçunun işlendiğini kesin ve şüphesiz delil ile ispatlanmasına yöneliktir. Bu nedenle, ispatlanamamış bir eylem nedeniyle kimseye ceza kesilemeyeceğinden kararın bozulmasına... :P Temyiz Mahkemesi: Dava konusu olayda araç sahibi olduğu iddia edilen şüphelinin araç sahibi olup olmadığı hususu ile şüphelinin sürücü ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun Trafik idaresine tezkere yazılarak sorulup,neticesine göre karar verilmesi gerekirken; durum irdelenip, tespit edilmeden ceza kararı verilmesi usule uygum olmadığından yerel mahkeme kararının bozulmasına... (peh peh peh) )) |
15-01-2007, 21:38 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Ayrıca araç seyir halinde iken reflektörlere çarpan herhangi bir ışık kaynağı yansıma yapacağından dolayı, diğer araçlar için tehlike yaratıyorsa da yine araç sürücüsü sorumludur nitekim arkasında bir çok kazaya sebep olup bunun farkında bile olmadan yoluna devam eden, aracı trafiğe uygun olmayan donanıma sahip bir çok araç var. Kişiler araç satın aldıkları zaman onunla birlikte, çok büyük de bir sorumluluk almaktadırlar. Dolayısı ile araçlarının trafiğe uygunluğu, trafikte seyir halinde olduğu süre içindeki sorumluluğu ve araçlarını ödünç verdikleri süre içindeki; eğer araç kiralama söz konusu değil ise, oluşabilecek kazaların sorumluluğu da araç sahibine aittir. Saygılar. |
07-09-2007, 15:10 | #8 |
|
öncelikle şüpheden sanık yararlanır;fakat burda aracın sahibi olduğu için ceza sorumluluğuna girmektedir.bunubelki borçlar kanunu ile alaka kurabiliriz;fakat şuanda görüş alışverişinde bulunduğumuz ceza bakımından olduğu için bu konudaki görüşün bu mesele ile alakası varsada burada görüş yazmamın doğru olmayacağını düşündüm.
|
12-09-2007, 01:36 | #9 |
|
İlk mahkemenin vermiş olduğu karar: Fail A’nın, radar tarafından yakalanmamak yakalansa da tanınmamak için aracının güneşliği ve dikiz aynasını reflektörlerle donattığı sabit olup, bu eylemi radar kayıtlarını tahrif ettiğinden Alman Ceza Kanunu’nun 268.maddesine göre cezalandırılmasına...
İstinaf mahkemesinin vermiş olduğu karar: Ferrari marka olan arabanın güneşliğine ve dikiz aynasına monte edilen reflektörlerin amacının radar kayıtlarını tahrif etmek değil aracın güzelliğini geceleyin dahi gözler önüne sermek olduğu ve teknik kayıtları tahrif etmek suçunun taksirli şekli olmadığı hususu gözetilmeksizin hüküm verilmesi kanuna aykırı olduğundan ilk mahkemenin verdiği hükmün bozulmasına... Temyiz mahkemesinin vermiş olduğu karar: Fail A’nın aracının dikiz aynası ve güneşliğini reflektörlerle donatmasının teknik kayıtları tahrif etmek amacı taşımadığının kabulü; ancak araca monte edilen reflektörlerin amacının aracı daha gösterişli hale getirmek olduğunun reddi gerekir. Zira araç, başlı başına cazibe merkezi olup araç sahibinin gösteriş yapmaya ihtiyacı yoktur. Araç sahibinin, söz konusu reflektörleri takarken, trafik kazasından korunmak kaygısı taşıdığı, aracın reflektörleri sayesinde karşı yönden gelen araçların uyarılması amacını taşıdığı hususları göz önüne alınarak dosyanın yeniden görülmesi için ilk mahkemeye gönderilmesine... Saygılarımla. |
12-09-2007, 15:37 | #10 |
|
asıl problemin arabaya monte edilen reflektörden kaynaklandığı düşünülecek olursa, arabayı kimin kullandığının bir önemi yoktur. Araç maliki cezalandırılır. Bu bakımdan ilk mahkemenin verdiği karar doğrudur.
|
13-09-2007, 21:42 | #11 |
|
kimseye işlemedigi bir suctan dolayı ceza verilemez.olayda araba malikinin sucu işledigi ispat edilmemişse cezalandırılmamalı çünkü ortada kesin bir suc olmaz bu durumda.ancak aracında 'Aşırı ışığın ve resmin silik çıkmasının sebebi, arabanın güneşliğinin ve dikiz aynasının reflektörlerle donatılmış olması. Radarın kamerasının flaşından çıkan ışığın reflektörlerde yansıması, resmi silik çıkarıyor ve sürücünün tanınmasını imkansızlaştırıyor.'gibi bir durum var bu durumda sadece bu durumdan dolayı cezalandırılması gerekiyor çünkü burada radara yakalanma durumunu zorlaştırcı eylemlerde bulunmuş oluyor ve trafik kurallarını çignemiş oluyor yani bir kesinlik var...
|
29-09-2007, 23:55 | #12 |
|
Sayın Gemici,
Anlattığınız olayda olay Adliyeyue intikal etmiştir. Bu durunda öncelikle cezanın şahsiliğ prensibi esastır. Şüpheden sanık yararlanır kuralı da bunu desteklemektedir. Öncelikle zanlının kim olduğunun kesin olarak tespiti gerekir. İhtimaller esas alınarak ceza verilmesi halinde iddia makamının ispat külfetini ortadan kaldırmış olursunuz. Oysa iddia makkamı iddiasını kanıtlamak zorundadır. Sanık olan kişi kendisinin suçsuz olduğunu kanıtlamak zorunda değildir. Öncelikle aracın kime ait olduğu plakasından tespit edilebilir. Bu durumda araç sahibi çağrılarak aracının kendisinden başka kimsenin kullanıp kullanmadığı sorularak saptanabilir. Araç sahibi aracın sadece kendisi tarafından kullanıldığını söylemesi halinde olayın meydana geldiği yolu kullanıp kullanmadığı sorularak düşüncesi alınabilir. Şayet araç sahibi aracın kendisine ait olmasına rağmen kendisi tarafından olay anında kullanılmamaşsa aracın kimin tarafından kullanıldığı sorularak saptanabilir. Bu metodla aracı kullanan kişiye ulaşmak ve yan delillerle eylemin kanıtlanması mümkün olabilir. Bütün bunlara rağmen aracın kababalık bir aile içinde rasgele kişiler tarafından kullanması ihtimali varsa bu durumda da kullanın kesin olarak tespit edilmesi mümkün değilse, şüphe sanık lehine yorumlanarak ceza verilmemei gerekir. Bu olayda kişiye ceza verilmesi yapılacak yargılama sonunda somut delillere ulaşılması ile mümkün olabilir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avukatlar Nasıl Kurtulur? avukatlıkta Kalite Nasıl Artar? işte Bana Göre Çözümü: | ibrahimbey | Hukuk Sohbetleri | 87 | 26-05-2010 22:11 |
İflasına Karar Verilen A.Ş'den İşçiler Alacaklarını Nasıl Alabilir?Önemli ve Acildir. | senemü | Meslektaşların Soruları | 5 | 28-06-2009 14:18 |
Hakim Olsaydınız Nasıl Karar Verirdiniz? | Av.Suat Ergin | Hukuk Sohbetleri | 86 | 16-01-2008 15:46 |
Noterlik Hakkında Bilgi(Nasıl Olunu,işleyiş Nasıl Vs Vs) | fatih | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 04-03-2002 20:39 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |