Mesajı Okuyun
Old 09-02-2022, 16:17   #1
Godfather

 
Varsayılan Maske dayatması artık yetmedi mi?

Salgın sürecinin başından beri dayatma şeklinde tezahür eden il(legal) hıfzıssıhha kurulu kararları ile hayatımıza nizamat verilmeye çalışılıyor. Şunu yapamazsın, bunu yapamazsın vs... Bunun en aptalca ve komik olanlarından biri de maske dayatması. Sanki 2018 yılında 2019 yılında insanlar birbirinin yüzüne hapşırıyordu da 2020'de bunu önledik... Maske takmalısın! Neden? Çünkü trilyonda bir oranında birine virüs bulaştırabilirsin...

Böyle bir gafleti, dalaleti reddediyorum. Bu konuda dava da açtım. Ama idare mahkemeleri 3 maymunu (heyet) oynamayı tercih etti. Normlar hiyerarşisinde hıfzıssıhha kurulu kararlarının yeri nedir acaba? Anayasa 13,15,17 ve Avukatlık Kanunu 49 varken, duruşmada "avukat bey maskeniz..."

Hayır, benim maskem yok. Maske takmayı reddediyorum. Maske takmadım diye benim çalışma ve mesleğimi icra etme hakkımı, müvekkilimin savunma ve avukat seçme hakkını gasp mı edeceksiniz? Buyrun edin o zaman...

Gerçekten insanlık tarihinde en büyük ve ağır bir imtihanın yaşandığı bu döneme denk gelmekten muzdaribim. Hangi duruşmada kim maske takmadığı için kime hastalık bulaştırmış? Öyle değil mi, hukuki illiyet bağı içerisinde bunu ispatlamanız gerekir ki bu yönde bir hassasiyet gösterilmesi beklensin. Ama yok, dayatma şeklinde olaya yaklaşmak daha bilimsel ve anayasal!!!

Ülkede HES kodu diye bir uygulama zaten var. Eğer hastaysanız zaten evdesinizdir. Hasta olmayan sapasağlam 83 milyon insan birbirine milyarda bir ihtimal hastalık bulaştırabilir korkusu ile maske takmaya icbar ediliyor. Üstelik hakkın özüne dokunmadan ya da geçici bir süreli kanunla da değil. Ya nasıl? İllegal hıfzıssıhha kararı ile... Ben bunu tüm benliğimle reddediyorum. Hukukçuların bu konudaki sessizliğinden de kendi namıma utanıyorum. Kimse yasa ile bile olsa cebinden para verip maske satın alıp saatlerce o maskeyi takmaya zorlanamaz. (Gerçi saatlerce vurgusu belki yersizdi, bir an bile zorlanamaz)

Sizce de artık bu maske dayatması son bulmalı değil mi?