Mesajı Okuyun
Old 08-12-2022, 13:53   #1
av.enesteper

 
Varsayılan TTK'nun Geçici 7. Maddesinde Öngörülen 5 Yıllık Hak Düşürücü Süre Dolduktan Sonra Şirketin İhyası

Merhabalar meslektaşlarım,

Vekil olarak yer aldığımız hizmet tespit davasında davalı işveren dava tarihinden önce ilgili ticaret sicili müdürlüğünce TTK'nun geçici 7. maddesi uyarınca 2014 yılında resen terkin edilmiştir.

Yerel mahkeme tarafından davamızın kabulüne karar vermiş olsa da istinaf mahkemesi davalı şirketin ihyası gerektiğinden yerel mahkeme kararını kaldırmıştır. Sonrasında da yerel mahkeme davalı şirketin ihyasına yönelik dava açmamız için tarafımıza kesin süre vermiştir.

Bildiğiniz üzere, TTK geçici 7. maddesinde resen terk edilen şirketin ihyası için 5 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Olayımızda da söz konusu 5 yıllık hak düşürücü süre dolmuştur.

Nitekim, olayımızla benzer olan iki uyuşmazlıkta; hem Sakarya BAM 7. Hukuk Dairesi 2022/868 Esas, 2022/1255 Karar sayılı ilamında hem de Ankara BAM 21. Hukuk Dairesi 2021/1571 Esas, 2022/1213 Karar sayılı ilamında özetle usulüne uygun şekilde sicilden terkin edilen şirketin ihyası için açılan davanın geçici 7. madde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini, somut olayda ise kanun maddesinde belirtilen süre dolduktan sonra şirketin ihyası davasının açıldığını ifade ederek yerel mahkeme kararını kaldırmış ve davanın reddine karar vermiştir.

Ancak, aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiyede ise kanun koyucu herhangi bir hak düşürücü süre belirtmemiş olup, hükmün gerekçesinde "Şirketin yararına sonuç doğuracak bir davanın açılması, şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya aleyhine icra takibi yapılması söz konusu ise" tasfiye sonrasında ek tasfiyenin yani şirketin sınırlı ihyasının talep edilebileceğini ifade etmiştir.

Bu durumda, öncelikle resen terk edilen bir şirketin geçici 7. maddede öngörülen sürelere takılmamak amacıyla aynı kanunun 547. maddesi uyarınca ek tasviyesi istenebilir mi?

Ek tasfiye hükümleri uygulanmaması halinde emsal BAM kararları doğrultusunda ihya davası hak düşürücü süre nedeniyle reddedildiği takdire müvekkilin hak kaybına uğramaması için nasıl bir yol izlenmelidir?

Yerel mahkeme kararını bozan BAM kararı hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmemesi adına davalı şirketin ihyasının gerektiğini belirtmiştir. Ancak, davalı şirket ihya edilememesi sebebiyle hizmet tespit davasının reddine karar verilmesi halinde bu seferde müvekkilimizin Anayasamızın 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyeti ihlal edilmeyecek midir? Sonuçta kişilerin, işverenleri ticaret sicilinden resen terk edildikten ve kanunda öngörülen hak düşürücü süre dolduktan sonra sigorta primlerinin eksik yatırıldığı öğrenmesi ve bunun sonucunda hizmet tespit davası açması gerekebilir.

Bu konu hakkında görüşlerini paylaşırsanız çok sevinirim. Şimdiden teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.