Mesajı Okuyun
Old 22-05-2009, 10:56   #19
uye8490

 
Varsayılan

Çocukken bir kedimiz vardı.

Herkes kara kedilerden nefret eder ve uğursuz sayarken bizim kara kedimiz evimizin bir ferdi gibiydi.

Bugüne kadar görmüş olduğum kedilerin en ağırbaşlısıydı da diyebilirim.
Mahalledeki kediler bir parça yiyecek için birbirlerini paralarlarken o kenarda durur öylece bakardı.Acıktığı zaman yemeğini (mivaylamak suretiyle) bizden isterdi.

Bir ad vermemiştik ona.Yaşamımızdaki gereksiz ayrıntılardan biriymişçesine adı "Kedi"ydi.

Bir gün hastalandı.Yemek yemez ,dizlerimizin dibine gelip çökmez oldu.Her yerinde küçük küçük yaralar çıktı.Babam onu iyileştirmek için elinden geleni yaptı.Bizler onu yanımıza yaklaştırmazken babam eczaneden aldığı ilaçları kattığı suyla onu yıkamak suretiyle tedavi etti.

İyileşti de.

Ama o günden sonra Kedi aile fertleri içerisinde sadece babamın yanına gider oldu.Yemeğini ondan istiyor,şefkate ihtiyacı olduğu zaman sadece onun dizine çöküyordu.

İki üç yıllık bir kırgınlık sürecinden sonra kedi bir gün ansızın kayboldu.

Aramadığımız yer kalmadı.Ve bir gün bahçenin kuytu bir köşesinde ölüsünü bulduk.
Bize haber vermeden ölmeye gitmişti.
Hatırladıkça keşke diyorum ,keşke o hastalandığı zaman ona o kadar uzak durmasaydık.Bize kırgın gittiğine eminim çünkü.

Basit,çoğumuzun "aman sen de" diyebileceği bir pişmanlık bu belki ama insan yanımız (o sırada çocuk da olsak)ağır basıyor.