Mesajı Okuyun
Old 12-12-2008, 02:52   #2
korayoz

 
Varsayılan

Öncelikle belirli süreli iş sözleşmesinin yapılabilmesi için belirli şartlar vardır. Sizin olayınızda bu şartlar yok sanırım bu sebeble sözleşme belirsiz sürelidir (4857 sayılı kanun m.12). Belirsiz süreli sözleşmeleri feshedebilmek için fesih ihbar sürelerine uymak gerekir. Süreye uymak istemeyen taraf ihbar tazminatını vererek işten ayrılabilir (m.17). Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı olarak ödenir (m.13). Çalışma koşullarında değişiklik yapılması durumunda bunun işçiye yazılı olarak bildirilmesi gerekir ve işçi tarafından 6 işgünü içerisinde yazılı olarak kabul edilmesi gerekir. Aksi takdirde bu değişiklik işçiyi bağlamaz (m.22).

Sonuç olarak bu kişi başta anlaşılan süreden daha fazla derse girmeyeye zorlanamaz. Eğer derse girmeyi kabul ederse ücretinde fazladan çalıştığı süreyle orantılı olarak arttırma yapılması gerekir. İş sözleşmesini fesih ihbar sürelerine uyarak sona erdirebilir. İsterse ihbar tazminatını ödeyerek sözleşmeyi derhal feshedebilir.

Başlangıçta imzalatılan senet (sanırım senetten kastınız bono) ayrıca değerlendirilmesi gereken bir durum. Bu senet bir nevi iş sözleşmesinin yerine getirilmemesi durumunda cezai şart niteliğindedir. Yargıtayın yerleşik uygulamasında işçi aleyhine tek taraflı cezai şart kararlarştırılamaz. Ancak senetin icra hukukunda farklı bir işleyişi vardır. Senetin ciro edilmesi durumunda eğer 3. kişi iyiniyetli ise, mecbur ödenmesi gerekir. Ödediğiniz miktarı ayrıca dersaneden almak için dava açmalısınız. Senet icraya cirolanmadan konulursa, menfi tespit davası açarak seneti hükümden düşürmeniz gerekir. Yani hiçbir zaman seneti doğrudan geçersiz kılacak bir yol yoktur.