Mesajı Okuyun
Old 29-07-2009, 16:01   #4
av. hamza nuh özer

 
Varsayılan

TMK 752. ve 753. maddelerini doğru olarak zaten belirtmişsiniz. aşağıda sıraladığım maddelere ve içtihata da bir bakın isterseniz.

TMK 683. 737. 752. 753. maddelerinin hükümlerine tamamen değinen ve TCK, BK hükümlerinden de bahseden bir cevabı hocanın yeterli göreceğini düşünüyorum. Mahalli örf ve adetleri de unutmayın. Ben tüm mevzuat önümda olduğu halde bu hükümleri buldum. Hoca olsaydım, bu cevabı mevzuatı karıştırmadan verecek bir öğrenciye diplomasını hemen verirdim.


Kanun No: 5237
Türk Ceza Kanunu (TCK)

Kabul Tarihi: 26.09.2004
R.G. Tarihi: 12.10.2004
R.G. No: 25611


Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması

MADDE 177 - (1) Gözetimi altında bulunan hayvanı başkalarının hayatı veya sağlığı bakımından tehlikeli olabilecek şekilde serbest bırakan veya bunların kontrol altına alınmasında ihmal gösteren kişi, altı aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. (SULH CEZA MAHK.)




Kanun No: 818
Borçlar Kanunu (BK)

Kabul Tarihi: 22.04.1926
R.G. Tarihi: 29.04.1926
R.G. No: 359


I: Zarar ve ziyan

Madde 56 - Bir hayvan tarafından yapılan zararı o hayvan kimin idaresinde ise o kimse hal ve maslahatın icabettiği bütün dikkat ve itinayı yaptığını yahut bu dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile zararın vukuuna mani olamıyacağını ispat etmedikçe tazmine mecburdur.

Bu surette eğer hayvan diğer bir şahıs yahut diğer bir şahsa ait olan hayvan tarafından ürkütülmüş olur ise bu kimse onlara rücu edebilir.


II: Hayvan üzerinde hapis hakkı

Madde 57 - Bir kimsenin hayvanı diğerinin gayri menkulü üzerinde bir zarar yaptığı takdirde gayrimenkulün zilyedi o hayvanı zabt ve kendisine ita olunabilecek tazminat mukabilinde teminat olmak üzere yedinde hapsetmeğe hakkı vardır. Eğer hal ve maslahat icabederse, gayrimenkul zilyedi o hayvanı öldürebilir. Şukadar ki gayrimenkulün zilyedi heman keyfiyetten hayvanların sahibini haberdar etmeğe ve eğer onu bilmiyorsa kendisini bulmak için lazımgelen tedbirleri ittihaz eylemeğe mecburdur.



Kanun No: 4721
Türk Medeni Kanunu (TMK)

Kabul Tarihi: 22.11.2001
R.G. Tarihi: 08.12.2001
R.G. No: 24607



A. Mülkiyet hakkının içeriği

Madde 683 - Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.

Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.



1. Kullanma biçimi

Madde 737 - Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür.

Özellikle, taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel adete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır.

Yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan denkleştirmeye ilişkin haklar saklıdır.





T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/16253
Karar: 2008/359
Karar Tarihi: 25.01.2008

ÖZET: Davalıya ait ahırın çevreye zarar verdiği ve davacının eylemlerinin komşuluk hukukuna aykırılık oluşturduğu ve bunun komşunun katlanma yükümlülüğü sınırlarını aştığı tanık anlatımları ve doktor bilirkişi raporu ile sabit olmuştur. Ahır tümden kaldırılmadan zararın giderilmesi olanağının bulunduğu saptanmıştır. Mahkemece tüm bu olgular gözetilerek taşınmaz başında yeniden keşif yapılması dinlenecek uzman bilirkişiler aracılığı ile davalının ahır işletmesi ve köpekleri açısından alması gereken önlemlerin belirlenmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir.

(4721 S. K. m. 683, 737)

Dava: Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 4.8.2006 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukuka aykırı davranışın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.6.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Davacı, komşusu davalının açık besi ahırı nedeniyle kokudan ve ayrıca beslediği köpeklerin çıkardığı sesten rahatsız olduğunu ileri sürerek besi ahırının kaldırılmasını ve köpeklerin uzaklaştırılmasını istemiştir.

Davalı, taşınmazların bulunduğu bölgede bir çok besi ahırı bulunduğunu yerel örfe göre davacının bu duruma katlanması gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davalının besi ahırı için gerekli hijyen koşulları yerine getirmediği, köpeklerinde rahatsızlık yarattığı gerekçesiyle hayvan işletmesi ve köpeklerin kaldırılmasına ilişkin hüküm kurulmuştur.

Hükmü, davalı temyiz etmiştir.

Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğine ilişkindir. Medeni Kanunun 683. maddesi <Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.> hükmü ile malikin mülkiyet hakkının hukuksal sınırlar içinde kullanabileceğini düzenlemiştir. Anılan Kanunun taşınmaz mülkiyet hakkının kısıtlamalarını düzenleyen <Komşu hakkı> bölümünde <kullanım biçimi> başlığı altında yer alan 737. maddesi <Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşuların etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür. Özellikle; taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel adete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü ve sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır. Yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan denkleştirmeye ilişkin haklar saklıdır.> hükmü ile de malike, mülkün kullanılmasında komşuya zarar verecek taşkınlıklardan sakınma ödevi yükleyerek, yasal kısıtlamalardan birisini düzenlemiştir.

Taşkınlıktan amaç ise, komşuluğun olağan hoşgörü sınırlarını aşan ve komşunun kendisi ve ailesi ile taşınmazı zararına aşırı derecede etkili olabilecek iş ve eylemlerdir. Bu eylemlerin saptanmasında, taşınmazın bulunduğu yerin kullanma amacının, niteliğinin, konuya ilişkin düzenlemelerin ve yasal boşluk bulunması halinde mahalli örf ve adetlerin göz önünde tutulması gereklidir. Bu tür uyuşmazlıkların çözümünde hakim, gerek zararı saptama, gerekse zararı giderici önlemleri bulma yönünden her somut olayın özelliğini gözetmek, tarafların yarar zarar dengelerini değerlendirmek durumundadır.

Komşuluk hukukunun öngördüğü sınırları aşan kullanım halinin saptanması halinde ise, mahkemece, kurulacak hükümde, zararlı davranışın giderim şeklinin ve taraf yükümlülüklerinin açıkça gösterilmesi zorunludur.

Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde, davalının açık besi ahırının bulunduğu ve bu besi ahırında da köpek beslediği sabittir. Yerelinde yapılan keşifte dinlenen doktor bilirkişi, davalı ahırının mevcut hali ile çevreye kötü koku yaydığı, sinek, sivrisinek, haşere gibi böceklerin oluşumuna uygun ortam yarattığı bu hali ile de çevre ve halk sağlığı açısından zararlı olduğunu bildirmiştir. Raporunda ayrıca, foseptik çukuru açıldığı, katı ve sıvı atıkların günlük olarak temizlendiği ve etrafının tamamen örtüldüğü takdirde zararın önlenebileceği bildirilmiştir. Mahkeme doktor bilirkişinin zararın giderim şekline ilişkin alınması gereken önlemlerin davalı tarafından alınmadığı belirtilerek dava kabul edilmiştir.

Az yukarıda da değinildiği gibi, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi istemlerinde komşuluğun katlanma yükümlülüğünü aşan oranda zararın saptanması halinde mahkemenin öncelikle bu zararın giderim şeklini saptaması ve bu hususun hüküm altına alması gerekir. Davalıya ait ahırın çevreye zarar verdiği ve davacının eylemlerinin komşuluk hukukuna aykırılık oluşturduğu ve bunun komşunun katlanma yükümlülüğü sınırlarını da aştığı tanık anlatımları ve doktor bilirkişi raporu ile sabit olmuştur. Doktor bilirkişi alınması gerekli önlemlere de değinmiştir. Bir başka ifade ile ahır tümden kaldırılmadan zararın giderilmesi olanağının bulunduğu saptanmıştır. Mahkemece tüm bu olgular gözetilerek taşınmaz başında yeniden keşif yapılması dinlenecek uzman bilirkişiler aracılığı ile davalının ahır işletmesi ve köpekleri açısından alması gereken önlemlerin belirlenmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Karar bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 25.01.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.