Mesajı Okuyun
Old 11-03-2007, 18:46   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Öncelikle katkıda bulunan değerli üyelere teşekkür ederim. Sayın Jeanne Dar'c, zaten "üstad" kelimesi ve "Yalnış/yalnış Yazılan Kelimeler..." başlıklı foruma katılımcılar tarafından eklenen bazı kelimeler yüzünden bu forumu açtım. Çelişkili bulduklarımı "tartışmalı" notunu koyarak silmiştim.

Sayın Admin'e de link için teşekkür ederim. Ancak linkte açıkçası daha doyurucu bilgi verilmesini umuyordum. Sayın Hamza Zülfikar 1928 yılında yayınlanan bir Sözlükten yararlandığını söylemiş ve fakat yazarlarını sadece tahmin edebilmektedir. Linkteki yazıda özet olarak Arapça veya diğer yabancı kelimelerin okunduğu gibi yazılmasını önermektedir.

Yaptığım araştırmalara göre, sözünü ettiğim kelimeler konusunda çelişkiye düşen sadece ben değilim. Aşağıya alıntısını yapacağım, Kanun, Yargıtay ve Danıştay kararlarında da aynı şekilde yazılmaktadır. Alıntıları haklı olduğumu savunmak için koymadım. Yasa koyucunun dahi doğru yazmadığı kelimeleri hukuk öğrenimi gören öğrenciden beklenmemesine işaret etmek için koydum..

Buyrun örneklere:

MUTAD:T.C.

YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/7689
K. 2000/8318
KARAR : Davacı, davalı Cemal'in küçük kızı Funda ile nişanlandıklarını ancak hiç neden yokken davalı tarafından nişanın bozulduğunu beyanla dilekçede yazılı eşyaların mümkünse aynen, değil ise bedeli olan 1.141.500.000 liranın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının kendilerinde kalmış hiçbir eşyasının olmadığını, MK.nun 86.maddesine göre mutad eşyaların talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, her ne kadar davacı tanıkları dilekçede belirtilen bir kısım ziynet eşyalarının nişanda takıldığını bildirmişler ise de, tüm tanık beyanlarına göre eşyaların davalı tarafından davacıya iade edilip edilmediğini kesin olarak bilmedikleri ve diğer eşyaların bilirkişi raporunda MK.nun 86.maddesine giren mutad eşyalar olup iadesi gerekmeyeceği belirtilerek davanın reddi cihetine gidilmiştir.
Oysa ki hükme dayanak yapılan 5.6.2000 tarihli raporda bilirkişi olarak görevlendirilen kişinin yazı işleri müdürü olduğu anlaşılmaktadır. HUMK.nun 275 ve müteakip maddeleri gereğince bilirkişinin özel ve teknik bilgilere sahip bulunması gerekir. Birtakım giyim eşyaları ve ziynetlerin mutad ya da mutad dışı olup olmadığı konusunda hükme esas alınabilecek bir bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir. Adliye yazı işleri müdürünün böyle bir bilgisi olduğu kabul edilemez.

DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
E. 1998/306
K. 1999/285
katma değer vergisi ödenecek kişinin serbest meslek faaliyetini mutad ve sürekli bir şekilde sadece Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde zikredilen kişi ve kuruluşlara yapması, bu şekilde ödemeden faydalanmak istediğini vergi dairesine yazılı olarak bildirmesi ve vergi sorumlusundan talepte bulunması gerektiğinin açıklandığı, davacı şirketin yapımını üstlendiği programlarda çalıştırdığı sanatçı ve senaristlere yaptığı ödemeler için gider pusulası düzenlediği, bu sanatçı ve senaristlerin faaliyetlerini mutad

ORMAN KANUNUNUN 84 ÜNCÜ MADDESİNİN UYGULANMASI HAKKINDA YÖNETMELİK
Madde 14 - Sahipleri tarafından yukarıda belirtilen esaslara uygun olarak alınmayan veya istenmeyen veya sahibi bulunmayan canlı nakil vasıtaları beşgün, diğer nakil vasıtaları ise en çok bir ay beklendikten sonra Orman İdaresi Müsadereli Mallar Satış Komisyonlarınca mahallinde veya pazar yerlerinde mutad vasıtalar ile ilân edilmek suretiyle satılır.
Nakil vasıtaları, bu yerlerde alıcı bulunmadığı veya uygun fiyat teşekkül etmediği takdirde idarece uygun görülecek herhangibir yerde mutad vasıtalar ile ilan edilmek suretiyle satılır.

TEMERRÜD:

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/10-104
K. 2004/94
Oysa Dairemizin ve Yargıtay'ın yerleşik kararlarına göre gecikme zammına temerrüd tarihinden itibaren faiz yürütülmemelidir


YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1998/11–299
K. 1998/380
5.Diğer taraftan, BK. 105. maddesinde açıklanan munzam zararı, tazmin yükümlülüğü, asıl borç ve temerrüd faizi ödeme yükümlülüğünden farklı, temerrüd ile

İSNAD:

TÜRK TİCARET KANUNU

MADDE 1369 - İhbar mükellefiyeti gereği gibi yerine getirlmemiş olup da bu hususta diğer tarafa isnad edilebilecek bir kusurun bulunmamasından



TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1961
MADDE 118 - Memurlar ve kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekküleri mensupları hakkında yapılacak dipislin kovuşturmalarında, isnad olunan hususun ilgiliye açıkca ve yazılı olarak bildirilmesi, yazılı savunmasının istenmesi ve savunma için belli bir süre tanınması şarttır.

KANUN NO: 4857
İŞ KANUNU

c) İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa.

9. CEZA DAİRESİ
E. 2004/3780
K. 2004/3879

Hükümlülere isnad olunan maddi olaylara ilişkin yeterli ve kesin deliller bulunmadığı, eksik soruşturma ile karar verildiği,

ÜSTAD

YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1943/8
K. 1944/4
Hayır hayır böyle değil sayın üstad, kanunun birinci maddesiyle nizamnamede sayılan iktisap sebeplerini birer birer okuyarak bunların eski ahkama göre de mülkiyete

İSTİNAD:

DANIŞTAY
7. DAİRE
E. 2003/2544
K. 2004/2355
19'uncu maddesinde daha önceki kararname hükümlerine göre düzenlenmiş bulunan yatırım teşvik belgeleri ile ilgili uygulamaların, istinad ettiği kararname hükümlerine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

KANUN NO: 2644
TAPU KANUNU
MADDE 30 - Plân ve resmî mesahaya istinad etmiyen gayrimenkul mallarda eskidenberi malûm ve muayyen olan hududa itibar olunur. Borçlar Kanununun 215 inci maddesi hükmü yerinde durmaktadır.

TÜRK TİCARET KANUNU'NUN MER'İYET VE TATBİK ŞEKLİ HAKKINDA KANUN
MADDE 15
Umumi vekâlete istinadetmeksizin (Tüccar memuru) veya (Tüccar mümessili) sıfatiyle ticaret siciline kayıtlı bulunan kimseler

MÜSTENİD:

KANUN NO: 743
TÜRK KANUNU MEDENİSİ (Mülga)


MADDE 560 - Defter, sulh mahkemesince yapılır ve mirasın mevcudiyle alacak ve borç müfredatı ve her malın takdir olunacak kıymeti yazılır. Müteveffanın mirası hakkında malûmatı olan alâkadarlar, sulh mahkemesince talep vukuunda malumat vermeğe mecburdurlar. Makbul bir sebebe müstenid olmaksızın malumat vermekten imtina edenler, bu yüzden tevellüt edecek zararı tazmin ile mükelleftirler. Hususiyle mirasçılar, terekenin kendilerince malum olan borcunu haber vermeğe mecburdurlar.

YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1981/1-167
K. 1981/656

...Tesbit, davalının senetsizden aldığı 1956 tarihli ilâma müstenid olan tapuya dayanılarak yapıldığına, orman topra

.....

Görüldüğü gibi durum hiç de iç açıcı değil. Sayın Zülfikar eğitimdeki eksikliğe yormaktadır. Meclistekileri bu saatten sonra eğitemeyeceğimize göre yasa konurken dil konusunda uzmanlara danışmak bir çözüm olabilir...Başkaca çözüm yolu öneren varsa seve seve okurum.

Saygılarımla