ÖKSE OTU VE KIZ KINASI


Hayatlardan geçiyorum, yalnızlıklara çarpa çarpa
Havada zift, fonda yalınayak sevişmeleri, masa üstü hayatların
Eprimesi, bir telve kuşu uçuverince aşklara fallardan bir kedinin
Bulmak için denize koşması, bir martı kadar sahi, çırıl çıplak
Sırrını vermek için papatyalara koşması, sepetinin üstü masal çiçeği

Filmlerden bir yoksulluğu koyup karıştırıyorum fincanda çayı
Akıyorum parmak uçlarımdan, gövdemi geride bırakarak sana
Kaldırımında yürüyerek, on sekiz yaşımın denizinde martılarla/
-Bir martı bırakmış kendini mavinin üstüne, mavinin altında sen/ tekerlemesiyle
Dönerken kullanmak üzere kurutulmuş sözcükler biriktirip

Hayatlardan geçiyorum, yalnızlıklara çarpa çarpa
Ter kokan akşamlar için, şehrin aktığı haliçten, matematiğe kadar
Toz çöktüğünde, taklalar atarken ayçiçeği tarlalarında gün/
Yitirdiğimiz sadeliği için, bir kadının boynundaki kırmızı bir atkının
Her yerden görülen bir yangın telaşı, şehirle küfürleşen teklemeleri için kalbimizin

Sıramızı beklerken, buharlaşmayı göze alarak gölgelerimizin başında
Pencereye bakarsan sokağın sonu deniz ve sessizlik bir mum kadar uzun
Aşığını, gece yarısı çağıran ay ışığı ve kumsalda bir iğde ile
Hepiniz ve ölmeden hemen önce çiçek açma telaşına düşmüş akasya için/
Söylüyorum. * ‘ üç defa. kurşun kalemle de olabilir ’ . ökse otu ve kız kınası!


Bilge AY 09.01.2007

* Ece Ayhan ’ dan bir dize.