Mesajı Okuyun
Old 22-05-2008, 22:33   #2
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Konuk,
Anne ve babanızın Almanya'da boşanmış olması, bu haliyle Türkiye'de hüküm doğurmaz. Kararın tanıma veya tenfizi yapılmadığı için; anne ve babanız Türkiye'de halen evli gözükmekte iken anneniz vefat etmiştir. Bu halde de miras paylaşımı, evli iken eşlerden biri vefat eden herhangi bir aileden farksız olacaktır.

Babanızın kız çocuklarına miras vermeyeceğine dair sözünün Türkiye Devleti kanunları karşısında bir önemi yoktur. Erkek çocuklarından hiç bir farkınız olmaksızın miras payınız vardır ve eşittir.

Ancak babanız bir takım fiili tasarruflarda bulunmak suretiyle, gelecekteki miras durumunuzu etkileyerek/azaltarak, haksız amacını gerçekleştirmeye çalışabilir. Malvarlığını oğullarına veya bir başkasına bağışlaması ve ancak tapuda satış göstermesi gibi. Bu tarz bir işlem muvazaa nedeniyle her zaman iptal davasına konu edilebilir. Veya malvarlığını başkalarına bağışlayabilir ki; bu halde de kanunen miras hakkınızın bir kısmı "saklı pay" adı altında korunmaktadır.

Annenizin bir takım kaygılarla dile getirdiği "3 evin kız çocuklarına bıraktığı" şeklindeki beyanını, sözlü vasiyet olarak değerlendirmek olası gözükmüyor. Sözlü vasiyet, ancak yakın ölüm tehlikesi nedeniyle resmi veya yazılı vasiyet yapamaması halinde başvurulan bir yoldur.


Alıntı:
Yazan Medeni Kanun
DÖRDÜNCÜ AYIRIM

ÖLÜME BAĞLI TASARRUFLARIN
I-1-ŞEKİLLERİ

A. Vasiyet
4. Sözlü vasiyet
a. Son arzuları anlatma
MADDE 539.- Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.
Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.
Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.
b. Belgeleme
MADDE 540.- Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.
Tanıklar, daha önce bir belge düzenlemek yerine, vakit geçirmeksizin mahkemeye başvurup yukarıdaki hususları beyan ederek mirasbırakanın son arzularını bir tutanağa geçirtebilirler.
Sözlü vasiyet yoluna başvuran kimse askerlik hizmetinde bulunuyorsa, teğmen veya daha yüksek rütbeli bir subay; Ülke sınırları dışında seyreden bir ulaşım aracında bulunuyorsa, o aracın sorumlu yöneticisi; sağlık kurumlarında tedavi edilmekteyse, sağlık kurumunun en yetkili yöneticisi hâkim yerine geçer.
c. Hükümden düşme
MADDE 541.- Mirasbırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer.

Alıntı:

...fakat yazili bir vasiyet birakmadi annecigim caninla ugrasiyordu lakin bu sözlü vasiyetine nerden baksaniz 20 kisi sahitdir yani sadece bizlere degil herkeze böyle söylerdi.

Her ne kadar böyle bir beyanınız varsa da (yanlış anlamadıysam eğer) sanki sürekli dile getirdiği bir husus bu ifade. Ani bir ölüm tehlikesi anında ifade edilen bir vasiyetname değil. Aksi ihtimalde durum değişecektir.

Alıntı:

Simdi babamin hala türkiyede annemle nikahi oldugu icin mirasi ben alicam ancak ben öldükten sonra sizin olur diyor.

Bu noktada 3 eve, babanız ve diğer 4 kardeşinizle birlikte mirasçısınız. Alacağınız veraset kararıyla, babanızın bu ifadelerini hiç dikkate almaksızın, bu 3 evin üzerinize intikalini yaptırabilir ve sonrasında da istiyorsanız eğer izale-i şuyu davası ile paylaşımını talep edebilirsiniz.

Anneniz nedeniyle oluşan miras hakkınızı almanız, babanızın vefatı halinde onun mirasından faydalanmanıza engel teşkil etmez.

Herhalükarda bir avukattan hukuki destek almanızın önemi hatırlatır, mali durumunuz elverişli değil ise bulunduğunuz il barosunun adli yardım (veya varsa) kadın hakları merkezi/komisyonuna başvurmanız halinde size vekalet ücreti baro tarafından karşılanacak bir avukat atanacağını belirtirim.

Sabırlar dilerim.

Saygılarımla.