Mesajı Okuyun
Old 12-07-2011, 10:41   #4
Av.Gülümser Yavuz

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/3405

K. 2007/2424

T. 10.7.2007

TASARRUFUN İPTALİ ( Davada İddiasını Kanıtlama Yükümlülüğünde Olan Davacıdan Davalının Kötü Niyetli Olup Olmadığına Yönelik İddiası Yönünden Delil Gösterilmesi İstenmesi Gereği )

• KÖTÜNİYET ( Satışa Konu Dairede Satış Yapan Kişinin Oturmasının Hayatın Olağan Akışına Uygun Olup Olmadığı Olaylara Dayalı Olarak Tanıklardan Ayrı Ayrı Sorulup Ona Göre Davalının Kötü Niyetli Olup Olmadığının Tespiti Gereği - Tasarrufun İptali )

• ALACAKLILARA ZARAR VERMEK KASTI ( Satışa Konu Dairede Satıcının Ne Sebeple Oturduğu ve Hangi Nedenlerle Davalıya Fiilen Teslim Etmediği Satışa Konu Dairede Satış Yapan Kişinin Oturmasının Hayatın Olağan Akışına Uygun Olup Olmadığının Araştırılması Gereği )

2004/m.277, 278,280


ÖZET : Dava, İ.İ.K. 'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin bulunmaktadır.
Davada iddiasını kanıtlama yükümlülüğünde olan davacıdan davalı A'nın kötü niyetli olup, olmadığına yönelik iddiası yönünden delil gösterilmesi istenmeli, istemi halinde bu konuda davalı A'ya de önel verilmeli, gösterilecek tanıklardan Aile Y. Y. arasında herhangi bir ticari ilişki, iş arkadaşlığı yada yakın akrabalık durumu olup, olmadığı, satışa konu dairede satıcı Y.'nin ne sebeple oturduğu ve hangi nedenlerle A.'ya fiilen teslim etmediği, satışa konu dairede satış yapan kişinin oturmasının hayatın olağan akışına uygun olup, olmadığı, olaylara dayalı olarak tanıklardan ayrı ayrı sorulup ona göre davalı A.'nın kötüniyetli olup, olmadığı yönünden deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A.P. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, borçlu dayalı Y.Y. hakkında icra takibi yaptıklarını, borçlunun B. ilçesi B. köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazım alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı AP.'a devrettiğini, ve düşük bedelli satış işleminin bağış hükmünde olduğunu ileri sürerek tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı Y.Y. vekili müvekkilinin senedi zorla verdiğini ve menfi tespit davası açtıklarım belirterek bu hususun bekletici mesele yapılmasını istemiş, davalı A.P. vekili ise tapudaki satış bedeli hakkında açıklamada bulunacağını söylediği halde daha sonra savunma yapmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne satış tasarrufunun iptaline karar verilmiş; hüküm davalı A.P.tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.
Dava, İ.İ.K.'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin bulunmaktadır. Tasarrufa konu taşınmazın kayden satış bedelinin 20.000.00-YTL, bilirkişi kurulu aracılığıyla tasarruf tarihindeki gerçek rayiç değerinin 30.000.00-YTL olduğunun belirlenmesi ve dolayısıyla edimler arasında fahiş bir farkın bulunmaması karşısında davada U.Y. 278/2 maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Ancak, aynı yasanın 280/1 maddesinde mal varlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar vermek kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektirir açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği öngörülmüştür. Borçlu Y.Y.'nin maliki bulunduğu B. ilçesi, B. Köyü ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın 5/100 payını 3. kişi durumundaki A.P.'a satığı ve A.P.adına tapunun oluşturulduğu kayden sabittir. Taşınmazın cinsi tapu kaydında arsa olarak gösterilmekle beraber bilirkişi raporunda üzerinde zemin kat dahil 4 katlı bir binanın bulunduğu açıkça vurgulanmış olup, bu yön itiraza uğramamıştır. Yine bilirkişi raporunda ve haciz tutanağında Y.'nin satışa konu 10 nolu dairede halen oturduğu belirtilmiştir. Mahkemece satışa konu olan dairede satışı yapan Y.'nin oturma nedenleri üzerinde durulmadığı gibi, A. ile Y. arasında herhangi bir ticari ilişki, iş arkadaşlığı ve yakın akrabalık durumun olup, olmadığı yönleri de araştırılmamış ve dolayısıyla A.'nın taşınmazı satın alırken borçlu Y.'nin alacaklılarından mal kaçırma kastını bilip, bilmediği ve dolayısıyla iyi niyetli olup, olmadığı üzerinde durulmamıştır.
Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde davada iddiasını kanıtlama yükümlülüğünde olan davacıdan davalı A.'nın kötü niyetli olup, olmadığına yönelik iddiası yönünden delil gösterilmesi istenmeli, istemi halinde bu konuda davalı A.'ya de önel verilmeli, gösterilecek tanıklardan Aile Y.Y. arasında herhangi bir ticari ilişki, iş arkadaşlığı yada yakın akrabalık durumu olup, olmadığı, satışa konu dairede satıcı Y.'nin ne sebeple oturduğu ve hangi nedenlerle A.'ya fiilen teslim etmediği, satışa konu dairede satış yapan kişinin oturmasının hayatın olağan akışına uygun olup, olmadığı, olaylara dayalı olarak tanıklardan ayrı ayrı sorulup ona göre davalı A.'nın kötü niyetli olup, olmadığı yönünden deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ : Davalı A.P.'nin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 10.07.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. yarx
İstediğinizi karşılayıp karşılamadığını bilemiyorum. Yararlı olması dileğiyle