Mesajı Okuyun
Old 21-04-2013, 12:14   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

04.02.1948 tarih ve 10/3 sayılı İBK’ya göre, bozmadan sonra ıslah mümkün değildir. Ancak, uygulamada, bazı daireler bozmadan sonra yapılan ıslahı ek dava sayıp bozmadan sonra ıslahı mümkün kılmışlardır. (15. HD, 26.01.2006, 4503/308) 6100 SAYILI HMK’dan yürürlüğe girmesinden sonra Yargıtay, bozmadan sonra ıslahın yapılabileceğine karar vermektedir. (9. HD, 1.11.2011, 33835/42324)

10. Hukuk dairesi Bozmadan sonra ıslah mümkün değildir, demektedir:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16.03.2005 tarihli 2005/13-97 Esas, 2005/150 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177. maddesinde (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 84. maddesi), ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177. maddesindeki kuralın ve o çerçevede tahkikat kavramının irdelenmesinde yarar vardır. Tahkikat kavramı, layihalarla yeterince aydınlanmamış olan bir davada, tarafların duruşmaya çağrılmalarıyla başlayıp, çekişmeli yönlere ilişkin taraf delillerinin toplanmasıyla biten ve uygulamada, davaların tamamına yakın bölümünde gerçekleşen bir evreyi ifade etmektedir. Vurgulanmalıdır ki; tahkikat evresi, bozmanın içerik ve kapsamına göre, bazı hallerde bozmadan sonra da gerçekleşebilir. Ancak, 177. maddedeki, "tahkikatın sona ermesine kadar" ifadesinden, Kanunun, tahkikat ve hüküm arasında düzenlediği sözlü yargılama evresinde ıslaha izin vermediği sonucu çıkarılabilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına baktığımızda ise, iki temel saptamayı içerdiği anlaşılmaktadır; 1-Islah, iyiniyetli tarafın, davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıklarını düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurumdur. 2-Ne var ki, taraflardan birine davanın herhangi bir aşamasında ıslah olanağı tanınması, davaların sonu alınamayacak şekilde uzamasına neden olmak gibi bir sakıncayı da içermektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177. maddesinde ıslahın yalnızca tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği öngörüldüğüne ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığına göre, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilmelidir. Dolayısıyla, 177. maddenin soyut iznine bakılarak, bu istisnai yolun bozmadan sonraki aşamalara da yaygınlaştırılması, bozmaya uyulmasıyla kazanılan hakları ihlal edebileceği gibi, davanın tamamen ıslah edildiği hallerde, işin sonuçlandırılmasını da güçleştirir. O halde, ıslahla ilgili kuralların, yargılamanın sadeliği, basitliği ve çabukluğunu amaçlayan diğer usul hukuku ilkeleriyle bağdaşacak şekilde yorumlanması; bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur. (10.Hukuk Dairesi, 2012/15611 2012/15611)