Mesajı Okuyun
Old 27-10-2012, 23:59   #28
Teknik_Uzman

 
Varsayılan

Alıntı:

“Düzenleme ile yasakoyucu, onbeş yaşını tamamlamış olanların, bu konuda biyolojik ve psiko-sosyal etmenler çerçevesinde sağlıklı bir irade oluşturup, izhar edebilecek durumda olmadığını, yasal bir faraziye olarak kabul etmiştir.”
............
“Yasakoyucu, "Cebir, tehdit ve hile olmaksızın" kendi rızası ile başkası ile cinsel ilişkiye giren onbeş yaşını bitirmiş olan çocuğun, cinsel ilişkiden sonra biyolojik ve psiko-sosyal etmenlerin etkisinden kurtulacağını, sağlıklı bir irade oluşturup, izhar edebilecek durumda olacağını ve buna dayanarak cinsel ilişkiye girdiği kimseyi şikayet edeceğini mi kabul etmiş oluyor peki?”

-------------------------------------

Değerlendirme:

Anlaşılıyor ki; 15-18 yaşları arasında bulunan her iki taraf da “biyolojik ve psiko-sosyal etmenlerin etkisinde olan, sağlıklı bir irade oluşturup, izhar edebilecek durumda olmayan” kişiliği haizdir.

Aktif olan yani (şikâyete yol açan) taraf da böyle olunca; 15-18 yaşındaki (muhtemelen suçlanacak) bireyin cezalandırılması için mevzuat, ergene uyumlu ıslâh edici hükümleri burada işletmekte midir?

Aksine, yeni Türk Ceza Yasasının, 15-18 arası yaş dönemi için kanunla değiştirilen şeklinde de; sadece 1/3 oranına gönderme yapan indirimler söz konusudur. Aslında tam da bu noktada; “dürtü kontrolünün yetersiz olması nedeniyle” cezada indirim yapıldığına dikkat çekilmelidir.

Çapraz yaş gruplarının birbirine karşı işleyeceği suçlarda; her biri, kendi yaş aralığına karşılık gelen cezalara matuf olacağından; mağdurun grubu düştükçe failin yükü artacaktır. Bu artışın tek üst limiti 12 yıl olup, fazlasına dayanamayacağı yahut ıslâh olacağı varsayılmıştır. Daha küçük (mağdur) olanın bulunduğu grup aşırı ceza gerektirdiğinden; büyük (fail) olanın ara gruplarda olması önemli değildir.

Aynı yaş grubuna farklı uygulama olarak değerlendirilmesi gereken bu aktif/pasif muhalefette; aktif olanın da, aynı yaş grubunun biyolojik ve psiko-sosyal etmenlerine maruz kalacağına ilişkin bir kabullenme yoktur.

Henüz oy verme ve araba kullanma yetkinliğinde olmayan, ergen kişiliklerini geliştirmeyi, ebeveyninden ders almayı sürdüren bir grubun; yetişkinlerin yetkinlikle işlediği suçlar gibi değerlendirilerek aldığı cezalarla, yetişkinlerin ortasında aynı muameleye tabi tutulması sonucu doğar. Yetişkinlere, bu dürtüleri nedeniyle erken katılırlar; muhtemelen kendi yaş grubunun öğrenmeye /keşfetmeye dayalı (kendilerini karşı cinse hazırlamalarına yönelten) oyunlarının yol açtığı kazaların, kasti suçlarla aynı kefeye konulması anlamına da gelir.

Nitekim, “Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2012’de çocuklar için önemli bir karar verdi. Yargıtay, 15 yaşından büyük ve 18 yaşından küçükler için “sanık” ifadesinin kullanılmasını hukuka aykırı buldu. Yargıtay, kanunlarda suç sayılan fiilleri işledikleri için soruşturma ve kovuşturma yapılan 18 yaşından küçükler için “suça sürüklenen çocuk” ifadesi kullanıldığını hatırlattı.”