Mesajı Okuyun
Old 05-10-2011, 15:03   #1
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan Hmk M.50-70/Tarafların Ehliyetleri-Dava Arkadaşlığı-Davanın İhbarı/müdahale

Büro içinde yaptığımız çalışmalar nedeniyle ben de bazı notlar çıkartıyorum. Bu notları değerli meslektaşlarla paylaşmak istedim. Bu haftaki bölümüm HMK m.50-70 aralığı idi.

HUMK'da karşılık bulan maddelerin üzerinde durmayacağım; sadece değişiklikleri vurgulayacağım. Karşılık bulan maddeleri belirtmekle yetineceğim.


BİRİNCİ AYIRIM-TARAFLARIN EHLİYETLERİ

HMK m.50 > HUMK m.38

HMK m.51 > HUMK m.38

HMK m.52 > HUMK m.39



HMK m. 53 > HUMK'da karşılığı yoktur.


Alıntı:
Dava takip yetkisi
(1) Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir.

Kural olarak dava ehliyeti bulunan kimsenin davayı takip yetkisi de mevcuttur. Ancak istisnai durumlarda, kişilerin dava ehliyeti bulunmasına rağmen davayı takip yetkisi kendileri dışında 3. bir kişi tarafından kullanılabilir yahut kanun gereği kullanılması zorunlu olabilir. (Örn: iflas masasına ilişkin davalar, İİK m.94/2'ye göre borçlunun henüz tapuya tescil ettirmediği bir taşınmazını borçlu adına tescil ettirmek için icra dairesinden alacaklının yetki istemesi durumu.)

HMK m. 54 > HUMK m.39, 40

Alıntı:
Temsil veya izin belgelerinin verilmesi
(1) Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hâllerde izin belgelerini, tüzel kişilerin organları ise temsil belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi takdirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Şu kadar ki, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mahkeme, kanuni temsilcilerin veya tüzel kişilerin organlarının, yukarıda belirtilen eksikliği gidermeleri şartıyla dava açmalarına yahut davayla ilgili işlem yapmalarına izin verebilir.
(2) İzin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye, müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması hâlinde bu konuda karar verilinceye kadar beklenir.
(3) Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi veya mahkemeye başvurulmaması hâlinde, dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.

Bu maddede ön incelemeye ilişkin düzenlemelere paralel olarak, usul ekonomisi açısından ve yargı faaliyetlerinin hızlandırılması düşüncesi ile dava veya cevap dilekçesi ile birlikte temsil veya izin belgelerinin de mahkemeye verilmesi zorunluluğu kabul edilmiştir.

HMK m.55 > HUMK m.41

HMK m.56 > HMUK m.42

HMK m.57 > HUMK m.43

İKİNCİ AYIRIM DAVA ARKADAŞLIĞI
Alıntı:
Dava Arkadaşlığı
İhtiyari dava arkadaşlığı
MADDE 57- (1) Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:
a) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.
b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.
c) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması.
Esasen HMK m.57, HUMK m.43'ün Türkçeleştirilmesinden ibaret olmakla birlikte dava arkadaşlığının kapsamı biraz daha açık ve anlaşılır şekilde düzenlenmiş ve dava arkadaşlığının kapsamı daha da genişletilmiştir.

Dava arkadaşlığı, HUMK m.43'te daha önce iki bent olarak düzenlenmiş idi.

57/a bendindeki değişilik; Madde metninde "elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple" ifadesi HUMK'da "iştirak halinde bulunması" olarak yer alıyordu. Eski düzenlemede ifadenin elbirliği mülkiyetini çağrıştırması ve kavram kargaşasını engellemek amacı ile "elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple" şeklinde daha açık bir ifade kullanılmıştır.

57/c bendindeki değişiklik; HUMK metninde sadece "AYNI SEBEP" ifadesi kullanılmışken yeni düzenlemede, "VAKIALARIN VE HUKUKİ SEBEPLERİN AYNI VEYA BİRBİRİNE BENZER OLMASI" şeklindeki düzenleme ile ihtiyari dava arkadaşlığının kapsamı genişletilmiştir.

HMK m.58 > HUMK m.44

HMK m. 59 > HUMK m.47


Alıntı:
Mecburi dava arkadaşlığı
Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır.

HMK'daki bu düzenleme ile mecburi dava arkadaşlığı ile ne anlatılmak istendiği netleştirilmiştir.

HMK m.60 > HUMK'da karşılığı yoktur.
Alıntı:
Mecburi dava arkadaşlarının davadaki durumu
MADDE 60- (1) Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği hâlde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder.

Madde gerekçesinde, tek hüküm kurma zorunluluğu karşısında, dava arkadaşlarından bir ya da bir kaçının kötü niyetli davranarak diğer dava arkadaşları ile birlikte hareket etmemeleri; örneğin duruşmada hazır bulunmamaları, usuli işlemleri aksatarak yargılamada gecikmelere sebebiyet vermeleri gibi ihtimallere karşı önlem alınmıştır. (Buradaki usuli işlemlerden kasıt sulh, feragat, vazgeçme, kabul gibi maddi hukuka yönelik usul işlemleri değildir. Bu tür usul işlemleri yönünden mecburi dava arkadaşları arasında birlikte hareket etme esası vardır.)


ÜÇÜNCÜ AYIRIM-DAVANIN İHBARI-MÜDAHALE
HMK M.61 > HUMK m.49, 52
Alıntı:
İhbar ve şartları
MADDE 61- (1) Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.
(2) Dava kendisine ihbar edilen kişinin de aynı şartlarda bir başkasına ihbarda bulunması mümkündür ve bu şekilde ihbar tevali ettirilebilir.

HUMK'da sadece tarafın 3. kişilere rücu ihtimali dikkate alınmışken; yeni düzenleme ile 3. kişinin davanın tarafına rücu ihtimali de düzenlenmiştir.



HMK m.62 > HUMK'da karşılığı yoktur.

Alıntı:
İhbarın şekli
MADDE 62- (1) İhbar yazılı olarak yapılır; ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir.
(2) Davanın ihbarı sebebiyle yargılama bir başka güne bırakılamaz ve ihbarın tevali etmesi gibi zorunlu olan durumlar dışında süre verilemez.

Daha önceki düzenlemelerde ihbarın şekli ve nasıl yapılacağı düzenlenmemiş idi. Yeni madde ile bu hususlar net şekilde düzenlenmiştir.

HMK m. 63 > HUMK m.50
Alıntı:
İhbarda bulunulan kişinin durumu
MADDE 63- (1) Dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir.

HUMK'da daha önce yer alan düzenleme uyarınca, ihbarı alan 3. kişi sadece ihbarda bulunanın yanında yer alabiliyor veya onun yerine davayı takip edebiliyordu. Getirilen yeni düzenleme ile ihbarı alan kişi, sadece ihbarda bulunanın yanında değil; HUKUKİ YARARI BULUNUYOR İSE DİĞER TARAFIN YANINDA DA yer alabilecektir.

HUMK'da daha önce yer alan düzenlemede, ihbarı alan 3. kişinin, ihbar edenin YERİNE davayı takip yetkisi vardı. Yeni düzenleme ile "YERİNE" ibaresi kaldırılarak "YANINDA" ifadesi kullanılmıştır. Bu düzenleme yerinde olmuştur. Zira ihbarı alan 3. kişinin, ihbar edenin yerine davayı takip etmesi HUMK'da düzenlenmiş olmasına rağmen kullanılan bir uygulama olmadığı gibi davada temsilin avukatlara tanınmış olması yönünden de yasaya aykırılık oluşuruyordu.

HMK m.64 > HUMK m.51
Alıntı:
İhbarın etkisi
(1) İhbar edilen davada verilen hükmün ihbar eden kişiye etkisi hakkında 69 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.

Yeni düzenlemede 69. maddeye yapılan atıf sayesinde; dava kendisine ihbar edilen kimse ihbar eden yanında davaya fer'i müdahil olarak katılmamışsa, aralarındaki rücu ilişkisi bakımından ihbar alan kişi, asıl davadaki uyuşmazlık hakkında yanlış karar verilmiş olduğunu ileri süremeyecek; yalnızca ihbarın zamanında yapılmadığı veya ihbar edenin davayı hatalı yürüttüğünü ileri sürebilecektir. Böylece yeni düzenlemede, ihbarın sonuçları yönünden yaptırım getirilerek ihbar müessesesinin daha etkin ve yerinde kullanımı amaçlanmıştır.

HMK m.65 > HUMK'da karşılığı yoktur.
Alıntı:
Asli müdahale
MADDE 65- (1) Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.
(2) Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.

Bu düzenleme ile zaman bakımından HÜKÜM VERİLİNCEYE KADAR asli müdahale kabul edilmektedir. Asli müdahale bir zorunluluk olmayıp; 3. kişiye tanınmış bir haktır. Bu nedenle asli müdahale edebilecek durumda olan bir kişi, bağımsız bir dava da açabilir.

HMK m.66 > HUMK m.53
Alıntı:
Fer’î müdahale
(1) Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.

Asli müdahaleden farklı olarak TAHKİKAT SONA ERİNCEYE KADAR fer'i müdahalede bulunulabileceği kabul edilmiştir. Çünkü fer'i müdahil taraf değil; tarafın yardımcısıdır. İHBARDA DA paralel şekilde TAHKİKAT SONA ERİNCEYE KADAR imkan tanınmıştır.


HMK m.67 > HUMK m.54, 55
HMK m.68 > HUMK m.56, 57
HMK m.69 > HUMK m.57
HMK m.70 > HUMK m.58



Kaynak:
HUMK
HMK
Hukuk Muhamekeleri Kanunu, Av. Lütfü Başöz-Av. Ramazan Çakmakçı