Mesajı Okuyun
Old 12-01-2009, 21:52   #2
duyurucu1

 
Soru 2-PERDE:Diriliş

2-PERDE:diriliş

Türkiye ocağın ilk haftasında yoğun soğuk ve ülke genelinde kara teslim olmuştu.Doğuda kar yolları kapatmış,insanlar evlerinden dahi çıkamıyorlardı.Erzurumda sıcaklık sıfırın altında 39-40 derecelerde seyrediyordu

Bursanın “Karagöz” semti de soğuktan nasibini almıştı.Her taraf karla kaplanmış okullar dahi tatil edilmişti.Memleketi uzak olan Üniversite öğrencileri ise yurtta kalıyorlardı.Memleketlerine gitmemişlerdi.Okullarının açılmasını burada bekliyorlardı.

Karagöz semtinin sembolü haline gelmiş olan Karagöz ve Hacivatın mezarının bulunduğu ve anıtlaşmış iki mezarın toprakları önce kımıldamaya başladı.Sonra Karagözün mezarından ,içeriden bir el çıktı.Sonra bir omuz ve ardından Karagözün aksıra,öksüre mezardan çıktığı görüldü.Başında efsanevi şapkası ve kıyafetleri vardı.”Of,puf”ederek üzerindeki toprakları ve karı silkelerken,Hacivat da aynı şekilde ,aksıra öksüre mezardan çıktı.Onun da üzerinde efsanevi kıyafetleri ve şapkası vardı.

Mezardan çıkan Hacivat ve Karagözü gören yakınlardaki ağacın birine tünemiş birkaç serçe uçtu.Açlıktan oralarda yiyecek atayan bir sokak köpeği önce mezardan çıkanlara dikkatlice baktı.Sonra “Acaba ekmek verirler mi?”umuduyla kuyruk salladı.Ama baktı ki, iki kafadarda ne ekmek var ne de ekmek verme niyeti ,o da serçeler gibi uzaklaştı.

“Off.of”dedi Karagöz.”ne bu soğuk Haci cavcav.Bizi bu mezarlara koyduklarında hiç böyle değildi.O zaman yazdı.”

“Öyle öyle Karagözüm”dedi Hacivat.”Ben Bursayı padişah efendimizin sünnet düğününden beri bilirim.Bursa Bursa olalı hiç bu kadar soğuk olmamıştı”

Karagöz;”Ah Hacicavcav ah..Hadi Tanrı beni kul hakkını ödemedim ve geride bıraktıklarımla helalleşmedim diye gerisin geriye gönderdi.Seni niye peşime taktı anlamadım?”

Hacivat;”Sus Karagözüm sus.Tanrının yapıp etiklerinden sual olmaz.Vardır bir bildiği.Yoksa mis gibi cennet kapısından tam içeri girecekken benim de Karagöze yoldaş edilmem ve gerisin geriye gönderilmemde bir sır vardır.Tanrının yapıp ettiklerinden sual olunmaz.”

İki yoldaş bu minval üzere konuşa konuşa yokuş aşağı inerlerken üşümeye başladılar.O sırada genç bir adam ile ona sokulmuş yanında genç bir kız,birbirine el ele tutuşmuş, karda zor yürüyerek ,yokuş yukarı çıkıyorlardı.Genç adamın ve genç kızın koltuk altlarında kitaplar vardı.

Hacivat;”Selam delikanlı”dedi

Karagöz;”Selam delikanlı” diye Hacivatı taklit etti.

Genç kız ve genç delikanlı “Aaa..Karagöz ve Hacivat!”diye şaşkınlıklarını belirttiler.”Hayrola bu soğukta ne iş?Nere böyle? “diye şaşkınlıklarını ve Karagöz ile Hacivatı görmenin sevincini ve mutluluğunu dışa vurdular.İkisi de üniversite öğrencisi idiler.

Karagöz;”Siz bizi tanıyor musunuz ki kırk yıllık ahbabımız gibi gözlerinizin içi güldü?”dedi.

Genç delikanlı ve genç Kız;”A.. aşk olsun Karagöz .Seni ve Hacivatı kim tanımaz?Biz sizin yapıp ettiklerinizin öykülerini dinleye dinleye büyüdük.”

Hacivat;Derslerinize de çalışıyor musunuz bari?Yoksa tenhalarda menhalarda köşe kapmaca mı oynuyorsunuz?”

Genç delikanlı”Yok Hacivat ne köşe kapmacası.Derslerimize çalışıyoruz.”derken genç kızın yüzü utancından hafiften pembeleşti.

Hacivat:”Eee.Memleketin durumu nasıl.Şimdi kim padişah?Osmanlının durumu nicedir?Küffara karşı durumumuz nicedir?”

Genç Kız;”Hacivat ve Karagöz,sizden sonra çok şeyler değişti.Küffar Osmanlıya galebe çaldı.Neyse ki Mustafa Kemal adında bir kahraman çıktı da bu milleti derledi toparladı.Küffarın Türk Milletini tarih sahnesinden silmesini son anda önledi”

Karagöz;”Yeni padişah şimdi bu Mustafa Kemal dediğin muhterem midir?”

Genç delikanlı”Hayır Karagöz o padişah değil.O da şimdi yaşamıyor.Osmanlı rejimi yıkıldı.Ama şimdi Türkiyede cumhuriyet rejimi var.Demokrasi var.”

Karagöz;”Cumhuriyet mi?Demokrasi mi?Onlarda ne ki ?”

Genç, Karagözle Hacivata olan bitenleri uzun uzun anlattı.Kendisi Üniversitenin tarih bölümünde okuyordu.Genç Kız da hukuk fakültesi son sınıftaydı.O da Türkiyenin hukuk düzenini anlattı.

Karagözle Hacivat”Allah Allah”diyerek hayretlerini belirtiler ve “Eh artık biz gidelim.Yolcu yolunda gerek” dediler.

Genç Kızla Delikanlı”Nere?Dünyada olmaz sizi bırakmayız.?Küçüklüğümüzden beri hayallerimizi süsleyen,düşlerimizin kahramanlarını dünyada bırakmayız.Aha yurt şuracıkta.Arkadaşlarda sisi görmekten memnun olurlar.hem üşümüşsünüz.Size birerde yatak veririz.Yurt Müdürünün ruhu bile duymaz sizi barındırdığımızı.Hem duysa ne olur ki.Siz yurt müdürünün de çocukluğunun Karagöz ve Hacivatı değil misiniz?”

Hacivat;”Olmaz çocuklar.Bize ülkenin en sıcak yerine gitmemiz emri verildi.Oraya gidip bir muhteremle buluşacağız.Orada biraz işimiz var.Bu nedenle uzun geri dönülmez,ahiret uykusundan uyandırıldık.Siz söyleyin bakalım Koca Osmanlıdan kala kala bir avuç toprağı kalmış bu ülkenin en sıcak yeri neresidir?”

“Mersin!”dedi kız.”Mersin!”Kendisi de Silifkeli idi.Mersin’in Türkiyenin en sıcak memleketi olduğunu yaşayarak biliyordu.”Şimdi bile orada bademler çiçek açmıştır”diye de ekledi.

Karagöz”Mersin de neresi ola?Yemene yakın mıdır?”

Genç kız”Yok yok Karagöz.Yemen çok uzak.O topraklar da kaybedildi.”Biz sizi otogara kadar götürürdük ama siz istemiyorsunuz.Buradan aşağı doğru inin, ana caddeye çıkınca otogarı sorun.Dolmuşun birine bindiğinizde sizi otogara götürür.Otogardada kime sorsanız sizi Mersine giden otobüslere bindirirler.Dolmuşçu da ,şehirler arası otobüs şoförü de sizden para almaz.Çünkü sizler onlarında çocukluklarının Karagöz ve Hacivat sınız.”

Genç kızla Delikanlı Karagöz ve Hacivatın ellerini öptüler.Hacivat ve Karagöz aralarında her zaman olduğu gibi tartışa artış yokuş aşağı inerlerken genç kız ve delikanlı arkalarından bakıp duruyorlardı.Karagöz ve Hacivat gözden kaybolana kadar bakakaldılar.Sonra birden uykudan uyanır gibi oldular.Gözleri fal taşı gibi açılmış halde birbirine baktılar ve “Vay be!Şimdi olanları arkadaşlara anlatsak dünyada inanmazlar.Bizi uyduruyor sanırlar.Noel Babaya inanırlarda Karagözle Hacivata inanmazlar.Ama mademki Karagözle Hacivat Mersine gidiyor,yakında haberlerde maceralarını izleriz.Bu ikisi geçmişte birinci yaşamlarında da rahat durmazlar sıra dışı işler yaparlarmış.Bakalım zamanımızda neler yapacaklar”diye konuşa konuşa biraz ilerdeki öğrenci yurduna doğru yürüyüp gittiler.