Merhaba;

"Yazsam roman olur" tarzında bir şey değil yazacaklarım. Yalnızca, bugün adliyede sağa-sola gülücük eşliğinde selam dağıtırken (ve selam verdiğim insanlarla yaşadıklarımı-onların yaşayıp da anlattıklarını düşününce) aklıma gelenleri paylaşmak istedim. Bu başlığın altına yazma sebebim ise konu başlığını görünce kendi kendime "İzlediğim en iyi dizi kendi hayatımdır" sözünü düşünmüş olmamdı.

Bilirsiniz dizi filmlerin her bölümü kısa bir öykü gibidir. Temel bir olay ve o olay etrafında dönen küçük olaylar topluluğu dizinin bir bölümünü oluşturuyor. Kimi dizilerde temel olay o bölümde çözülürken kimi dizilerde birkaç bölüm devam eder. Ve bizim gördüklerimiz de (çoğu zaman kurgu/hayal ürünü de olsa) başka insanların hayatlarının görebileceğimiz kısımlarının ekrana yansıması oluyor.

İşte günlük hayatımız da böyle bir şey: Hemen hemen her günümüz bir dizi filmin bir bölümü gibi... Yapımcı/yönetmen kendimiz, başrol oyuncusu yine kendimiz, kamera gözlerimiz, set de yaşadığımız şehir... O güne damgasını vuran (elbette öncesine ilişkin bir "serim" bölümünden sonra) yaşanan bir olay mutlaka hatırlarsınız gün bitiminde ve o olayla ilişkili bir dolu küçük olay (bu da "düğüm" kısmı olsun )... Çözüm bazen aynı gün bazen daha sonra olur ki bu durumda "arkası yarın" olur

Kimi zaman komedi, kimi zaman dram, kimi zamansa trajedi ve bazen bütün türlerden biraz... Mesela, THS'nin "Yazdıklarınız/Yazdıklarımız", "Bugün Kendimiz için" ve diğer serbest paylaşım forumlarını okuduğumda bunu (herkesin "dizi gibi" yaşadığını) daha açık görebiliyorum: Kazayı kıl payı atlatanlar, sevdiklerinden ayrılanlar, komik olaylar yaşayanlar...

İşte böyle; en sevdiğim dizi kendi hayatımdır!

Sevgiler...