Mesajı Okuyun
Old 10-05-2007, 14:58   #4
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Katkı sunacak bir Yargıtay kararı... İyi Çalışmalar...

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/2559
Karar: 2003/7644
Karar Tarihi: 11.06.2003

ÖZET : Destekten yoksun kalma tazminatında yoksun kalınan yardımın tazmini amacı gerekir.Bu yardımın filhal yapılmakta olması gerekmez. Gelecekte yapacağı muhakkak yardımları dahi tazminata hükmetmek gerekir. Bu yardım her zamanı ifade edebileceği gibi yılda bir veya iki defa yapılan yardımlar ve hediyeler de olabilir. Bu davayı açabilmek için mirasçı olmak ve ölen yönünden nafaka mükellefi bulunmak da şart değildir. Davacının ölenin bir yakını olması yani aralarında yakın ilişkiler bulunması ancak yardımın devamlı veya yapılmasının muhakkak olması yeterlidir. Bu bakımdan nişanlı, hatta evlilik dışı birlikte yaşama ve hizmetçi dahi koşulları mevcutsa destekten yoksunluk tazminatı isteyebilir.

(818 S. K. m. 45/2)

Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

Karar: Davacı, H Kraliyet Noterliği tarafından düzenlenen "Birlikte Yaşam Mukavelesi" hükümleri gereği birlikte yaşadığı erkek arkadaşı ile beraber Türkiye'ye tatile geldiklerini, Haziran 1996 yılında A 'da bulundukları sırada B Dalış okulunda 50 Dm karşılığında dalış hizmeti alıp erkek arkadaşı M M 'un 16.6.1997 de K A kılavuzluğunda Fosforlu mağaraya indiğini, davalıların kusurlu davranışları yüzünden erkek arkadaşının öldüğünü, davalılar aleyhine ceza davası açılıp, sanıklara 6/8 kusur verildiğini, arkadaşının ölüm tarihinde henüz 27 yaşında olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000.000.000 Tl. destekten yoksun kalma tazminatı ile 5.000.000.000 Tl. manevi tazminatın olay tarihinden yasal faizi ile davalılardan müştekilen ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

Davalılardan H B vekili, ölenin davacının eşi olmayıp, erkek arkadaşı olduğunu, bu nedenle dava açma ehliyeti bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, B dalış Okulu hakkındaki davanın vazgeçme nedeniyle; diğer davalılar hakkında açılan davanın ise; davacının ölenin eşi olmadığı bu nedenle zarar gören kapsamında bulunmadığı, sadece arkadaşlık ilişkisi davacının destekten yoksun kalma hakkı vermeyeceği gerekçesi ile reddedilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Davacı tarafından dosyaya sunulan H Kraliyet Noterler Birliğince tastikli " birlikte yaşama mukavelesi" isimli belge ve tercümesinden davacı ile ölen erkek arkadaşının birlikte yaşadıkları müşterek ev masraflarını, işleri bölüşerek birinin ölümü halinde diğerinin mükellefiyetlerine kadar uymaları gereken hükümleri düzenlemişlerdir.

Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar kanunun 45. maddesinin 2. fıkrası gereğince yoksun kalınan yardımın tazmini amacını taşır. Bu yardımın filhal yapılmakta olması koşulu yoktur. Bugün yapılmasa dahi ileride yapacağı muhakkak ise tazminata hükmetmek gerekir. Bu yardım infak ve iaşeye taalluk edebileceği gibi yılda bir veya iki defa yapılan yardımlar ve hediyeler de olabilir. Bu davayı açabilmek için mirasçı olmak ve ölen yönünden nafaka mükellefi bulunmak da şart değildir. Davacının ölenin bir yakını olması yani aralarında yakın ilişkiler bulunması ancak yardımın devamlı veya yapılmasının muhakkak olması yeterlidir. Bu bakımdan nişanlı, hatta evlilik dışı birlikte yaşama ve hizmetçi dahi koşulları mevcutsa destekten yoksunluk tazminatı isteyebilir.

Davacının davalıdan sürekli destek aldığı karı koca gibi birlikte yaşadıkları dosyaya sunulan "birlikte yaşam mukavelesi" hükümlerinden anlaşılmakta olup ,davacının davalının gelirinden ne oranda destek aldığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

2-Borçlar kanununun 47 maddesi gereğince hakim hususi halleri nazar alarak cismani zarara ducar olan kimseye yahut adam öldüğü taktirde ölünün ailesine manevi zarar namıyla adalete muafık tazminat verilmesine karar verebilir. Ölünün ailesi kavramını, ölenin yakınları olarak anlamak gerekir. Destek tazminatındaki desteğin yakını tanımı manevi tazminat verilecek kimseleri de kapsar. Ölenle aralarında eylemli ve gerçek bir bağ bulunan kimseler ölenin ailesi kavramı içinde düşünülmelidir. Ölenin nişanlısı, evlilik dışı birlikte yaşayan gayri resmi eş de manevi tazminat isteyebilir.

Davacının davalı ile birlikte yaşam mukavelesi hükümlerine göre birlikte yaşadığı sabit olup, manevi tazminat isteyebilir. Tarafların sosyal ekonomik durumları ve ölenle olan ilişkileri gözönünde tutularak manevi tazminatın amaç ve niteliğine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan gerekçelerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.6.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************