Mesajı Okuyun
Old 20-12-2011, 20:22   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan condictio_certi
Değerli Meslektaşlarım,

Esası 2004 tarihi olan iş davasının davalısı işveren vekiliyim. Dava sırasında bilirkişiden gelen rapor ile davacı tarafça ''tedavi giderleri'' kısmı ıslah edilmemiştir. Sonrasında 2009 tarihinde gerekçeli kararda:

''Bilirkişi raporuyla belirlenen 5.000 TL tedavi masraflarından taleple bağlı kalınarak 500,00 TL'sinin 01.10.2004 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle...'' ifadesi yer almıştır. Sonrasında tarafımızca dosya temyiz edilmiş ve temyizden onama ile dönmüştür. Bunun üzerine davacı taraf bu 5.000 TL'lik tedavi masraflarını ilamsız icraya koymuştur.

Sorum şu olacak; söz konusu ilamsız icraya itiraz etmek istiyorum ancak burada kötüniyet tazminatına maruz kalır mıyım? Yani hükmedilmemeiş ancak hükümde belirtilmiş bir alacak likit midir? İkinci olarak tedavi giderleri ücret olarak mı yoksa tazminat olarak mı düşünülmeli? (zamanaşımı itirazı yapabilmemiz bakımından)

Umarım ifade edebilmişimdir. Bu alacağa itiraz etmemiz bizi kötü niyet tazminatına maruz bırakır mı ve bu konu ile ilgili Yargıtay kararı paylaşırsanız çok sevinirim..

Saygılarımla..

Malumunuz üzere, iş kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat talepleri 10 yıllık zamanaşımına tabi olup, tedavi giderleri maddi tazminat başlığı altındadır. Bu nedenle bu yöndeki itirazınız nazara alınmayacaktır.

Diğer taraftan inkar tazminatına mahkum edilmeniz hükümde karar verilmemiş olmasına bağlı değildir. Hükümde bu konuda hiçbir bilgiye yer verilmemiş olsa idi dahi inkar tazminatına hükmedilmesi ihtimal dahilinde olurdu. Tedavi giderlerinin belgeye dayandığı ve hesaplama ile tespit edildiği, karar yerinde değerlendirildiği ve "taleple bağlılık" ilkesi uyarınca 500-TL'nin kabul gördüğü, başka bir deyişle esastan red kararı verilmeyip, yerel mahkemece tespit edildiği, kararın onandığı nazara alındığında kötüniyet tazminatı ile sorumlu olacağınızı düşünüyorum. Saygılarımla.