Mesajı Okuyun
Old 13-05-2021, 01:04   #2
Av.Burak Polat

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım, mezkur düzenleme uyuşmazlık mahkemesi kararları arasında da temelsiz bir çelişki meydana getirmiştir. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü' nün 01.03.2010 Tarihli ve E:2010/71, K:2010/216 kararında sürücü belgesinin geri alınması işlemini iptal eden yargı merciin Sulh Ceza Mahkemesi olmasına ve ilk derece idari yargı merciin '' Ehliyetin geri alınmasına ilişkin işleme karşı açılan dava Diyarbakır 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 27.09.2006 tarih 2006-2619 sayılı kararıyla sonuçlandırıldığına göre, bu işlem sebebiyle uğranılan zararın tazminine yönelik işbu davanın da işlemi iptal eden adli yargı merciince incelenmesinin gerektiği'' itirazına rağmen görevli mahkeme idare mahkemesi kabul edilmiş, daha sonra bu kararın aksine ve mezkur karardaki ilk derece idari yargı merciin itirazı doğrultusunda 27/04/2020 Tarihli ve E: 2019/831, K: 2020/262 tarihli Uyuşmazlık mahkemesi kararı' nda Danıştay Başsavcısı' nın '' Olayda, iddia edilen zararın doğmasına sebep olarak gösterilen tutanağın hukuka uygun olup olmadığını inceleyen ve hukuki denetimini yapan yargı yerinin Sulh Ceza Hakimliği olması karşısında,, trafik ekiplerince el konulan ve 2918 sayılı Yasa hükümlerine göre idare ajanının kamu gücü kullandığı bir idari işlemden ve işlevden ziyade , yaptırım kararının dava konusu edildiği yargı merciinin verdiği karar sonucu iptal edilen yaptırıma dayalı zararın tazmini istemine yönelik iddiaların da aynı yargı düzeni içinde görülmesinin gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. ''görüşü doğrultusunda Uyuşmazlık Mahkemesi' nce''Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve tüm açıklamalar çerçevesinde, tazminat isteminin 2918 sayılı Yasanın uygulanmasından kaynaklandığı, ayrıca gerçeğe aykırı düzenlendiği ileri sürülen tutanağın hukuki denetiminin adli yargı yerinde yapıldığı anlaşılmakla, açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde de adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.'' şeklinde karar verilmiştir. Her ne kadar bu iki Uyuşmazlık Mahkemesi kararı arasında çelişki bulunsa da son tarihli kararın esas alınması gerektiği açıktır. Fakat son tarihli kararda da sürücü belgesinin geri alınması işleminin iptaline ilişkin itirazı karara bağlayan merciin idare mahkemesi olması durumunda hangi mahkemenin görevli olacağı net bir şekilde anlaşılmamaktadır. Zira kararda iptale ilişkin itirazın Sulh Ceza Mahkemesi' nde görüldüğü ihtimal ele alınmıştır.
Hülasa uyuşmazlığın 2918 Sayılı KTK' nın uygulanması dolayısıyla sübut etmiş olması, zaten bahse konu olayın 2013 tarihli düzenlemeden önce cereyan etmiş olması dolayısıyla idari yargıda karara bağlanmış olması, yürürlükteki kanuni düzenleme ve son tarihli kararın lafzı gereğince tazminat isteminin adli yargıda karara bağlanacağı kanaatinde olduğumu belirtmek isterim.