Mesajı Okuyun
Old 27-12-2010, 13:47   #5
üye32062

 
Varsayılan

Resmi belge, bir kamu görevlisi tarafından görevi gereği olarak düzenlenen yazıyı ifade etmektedir. Bu itibarla, düzenlenen belge ile kamu görevlisinin ifa ettiği görev arasında bir irtibatın bulunması gerekir. Bu itibarla, bir kamu kurumu ile akdedilen sözleşme dolayısıyla özel hukuk hükümlerinin uygulama kabiliyetinin olması hâlinde dahi, resmi belge vardır. Çünkü sözleşme, kamu kurumu adına kamu görevlisi tarafından imzalanmaktadır.

Yukarıdaki madde gerekçesine göre araç muayene belgesinin resmi belge olduğunu, düzenleyenin özel muayene istasyonu olması sonucu değiştirmez diye düşünüyorum. Ekte konu ile alakalı kararları sundum.Umarım yararı olur.iyi çalışmalar


T.C. YARGITAY
11.Ceza Dairesi

Esas: 2009/12098
Karar: 2010/549
Karar Tarihi: 05.02.2010

ÖZET: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmadığı, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği ve söz konusu hükmün açıklanmasından sonra olağan kanun yollarına tabi olacağı, bu aşamada açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümdeki hukuki yanlışlıkların kanun yararına bozma istemine konu yapılamayacağı ancak, ileride açıklanacak hükmün olağan kanun yoluna tabi bulunması nedeniyle, bu yolla denetlenmesi mümkün olduğundan kanun yararına bozma isteminin reddi gerekir.

(5237 S. K. m. 54, 62, 204) (5271 S. K. m. 231, 309)

Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık L.'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, emanetin 2007/39 sırasında kayıtlı bir adet K 575557 seri numaralı motorlu araç trafik belgesinin aynı Kanun'un 54. maddesi uyarınca müsaderesine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Yenice Asliye Ceza Mahkemesi'nin 02.07.2008 tarihli ve 2008/6 esas, 2008/109 sayılı kararın tüm dosya kapsamına göre:

67 ... ... plakalı araç için oluşturulan ve İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nün 03.09.2007 tarihli ve 2007/3348 sayılı raporu ile sahteliği tespit edilen araç muayene belgesinin sahte olduğunun anlaşılması karşısında, söz konusu sahte belgenin dosya arasında delil olarak saklanması yerine, müsaderesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 02.04.2009 gün ve 2009/3600 - 19489 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 14.05.2009 gün ve KYB.2009/100915 sayılı ihbarnamesiyle Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenip, gereği görüşüldü:

Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş bulunulması karşısında, kurulan hükmün henüz sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmadığı, sanık tarafından denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verileceği ve söz konusu hükmün açıklanmasından sonra olağan kanun yollarına tabi olacağı, bu aşamada açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümdeki hukuki yanlışlıkların kanun yararına bozma istemine konu yapılamayacağı ancak, ileride açıklanacak hükmün olağan kanun yoluna tabi bulunması nedeniyle, bu yolla denetlenmesi mümkün olduğu cihetle, CMK'nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iadesine, 05.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

T.C. YARGITAY
11.Ceza Dairesi

Esas: 2006/2631
Karar: 2008/992
Karar Tarihi: 21.02.2008

ÖZET: Suça konu ruhsatta yapılan bilirkişi incelemesinde, araç muayene bölümündeki tarih üzerinde birden fazla mükerrer geçme olduğundan, görevliler nezdinde iğfal kabiliyetinin bulunmadığının belirtilmesi karşısında, sahtecilik suçlarında aldatıcılık yeteneğinin tespiti hakime ait olduğu halde, suça konu ruhsatnamede bu konuda gözlemde bulunulmadan ve denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulmadan karar verilmesi, kanuna aykırıdır.

(5275 S. K. m. 122) (647 S. K. m. 5)

Dava: Motorlu araç trafik belgesinde sahtecilik suçundan sanık B. Bozkurt'un yapılan yargılaması sonunda, mahkumiyetine dair İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 04.07.2005 gün ve 2003/903 Esas, 2005/552 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 03.04.2006 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: 1- Sanığın yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca beraatına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre:

2- Suça konu ruhsatta yapılan bilirkişi incelemesinde, araç muayene bölümündeki tarih üzerinde birden fazla mükerrer geçme olduğundan, görevliler nezdinde iğfal kabiliyetinin bulunmadığının belirtilmesi karşısında, sahtecilik suçlarında aldatıcılık yeteneğinin tespiti hakime ait olduğu halde, suça konu ruhsatnamede bu konuda gözlemde bulunulmadan ve denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulmadan karar verilmesi,

3- Para cezasının ödenmemesi halinde gecikme zammı uygulanacağına dair 5275 sayılı Yasada bir hüküm bulunmadığı gözetilmeden anılan Yasanın 122. maddesiyle, yürürlükten kaldırılan 647 sayılı Yasanın 5/6. maddesi uyarınca gecikme zammına hükmolunması,

Sonuç: Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 21.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları