Mesajı Okuyun
Old 24-05-2012, 18:27   #3
Av. OnurO

 
Varsayılan

Sayın Av. Bülent Özkan,

Aydınlatıcı cevabınız için çok teşekkür ederim. Açıkçası ortada 2 sözleşme var;

Birincisi dolaylı vekalet sözleşmesi(Burada emlakçı kendi adı ve hesabına imzalıyor. Soruyu sorarken bu hususu yanlış belirtmiş ve inanç sözleşmesinde de sanki emlakçının alıcı adına vekil olduğunu belirtmiştim. BU nedenle ilk satıcının sorumluluğunun doğamayacağını heralde belirtebiliriz).

İkincisi satım sözleşmesi (Burada emlakçı, satıcı adına imzalıyor).

Dolaylı vekalet sözleşmesinde satıştan sonra emlakçının tapuyu üzerinde tutacağı, ordu izninden sonra taşınmazı müvekkil üzerine tescil ettireceği hükmü koyulmuş (Bu anlamda belirttiğiniz gibi tipik bir inanç sözleşmesi mevcut).

Ancak satım sözleşmesinde emlakçı ile satıcı arasındaki vekalet ilişkisi tapu işlemlerinde de yer bulmuş mudur?, onu şu aşamada bilmiyoruz.

Bana göre emlakçı kendi üzerine alması gereken tapuyu, sahibi olduğu şirketin üzerine alarak daha en baştan kötü niyetli davranmıştır ve şirketin iyiniyet iddiasında bulunması mümkün değildir. Bu nedenle açılacak tapu iptal tescil davasında şirketin davalı gösterileceği belirgindir.

Ancak belirttiğiniz gibi davanın terditli ikame edilmesi halinde alacak iddiasının şirkete değil, emlakçıya yönelitilmesi gerekir. Bu takdirde aynı davada her iki davalının da (şirket için tapu iptal; emlakçı için alacak) gösterilmesi mümkün müdür? Bu hususun açıklığa kavuşması gerekir diye düşünüyorum.

Saygılarımla.