Mesajı Okuyun
Old 12-11-2009, 15:36   #4
erkanakca84

 
Varsayılan

Sayın avfatih Yine THS'de bulduğum bir karar umarım işinize yarar


T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ

Esas No.
2008/16170
Karar No.
2008/16127
Tarihi
23.09.2008

İLGİLİ MEVZUAT
1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/443.4

2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/361


KAVRAMLAR
KESİNLEŞME KOŞULU
İCRA MAHKEMESİ KARARI
İLAMLARIN İCRASI

ÖZET
HUMK'UN 443/4. MADDESİ GEREĞİNCE GAYRİMENKULE VE BUNA MÜTEALLİK AYNİ HAKLARA VE AİLE VE ŞAHSIN HUKUKUNA MÜTEDAİR HÜKÜMLER KESİNLEŞMEDİKÇE İNFAZ OLUNAMAZ. AYRICA, İİK'NUN 363 VE SONRAKİ MADDELERİNDE, İCRA MAHKEMESİNCE VERİLECEK KARARLARDAN TEMYİZİ KABİL OLANLAR BELİRLENMİŞ, BUNLARIN İNFAZ EDİLEBİLMESİ İÇİN KESİNLEŞMESİ GEREKTİĞİNE DAİR BİR HÜKME YER VERİLMEMİŞTİR. BİR BAŞKA DEYİŞLE İCRA MAHKEMESİ KARARLARININ İNFAZI İÇİN KESİNLEŞMESİ ZORUNLU BULUNMAMAKTADIR

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti İçinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İcra Mahkemesince 11.07.2007 tarihinde dosya üzerinde karar verilmiş olup, anılan karar borçlu vekiline 20.07.2007 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekilinin ise İzmir 9. İcra Mahkemesine 25.07.2007 tarihinde temyiz dilekçesini verdiği ve anılan mahkemece aynı gün 2007/212 muhabere numarası ile muhabere defterine kaydının yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda alacaklı vekilinin 25.07.2007 tarihli temyiz istemi 10 günlük yasal sürededir. Dairemizce maddi yanılgı sonucu süre aşımı nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi doğru olmadığından borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz 30,11.2007 tarih ve 2007/19570-22541 sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra 11.07.2007 tarih ve 2007/101-94 sayılı mahkeme kararına yönelik temyiz incelemesine geçildi:
İİK.'in 361. maddesi gereğince icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.
Somut olayda alacaklı vekili tarafından ilama dayalı olarak ilamlı icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı takibi durdurmadığı için adı geçenin dosya borcunu ödediği daha sonra Bergama İcra Mahkemesinin 08.03.2007 tarih ve 2006/152 esas, 2007/31 karar sayılı kararı ile borçlunun şikayetinin kabul edilerek takibin İptaline karar verildiği görülmektedir.
HUMK'un 443/4. Maddesi gereğince gayrimenkule ve buna müteallik ayni haklara ve aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler kesinleşmedikçe infaz olunamaz. Ayrıca, İİK'nun 363 ve sonraki maddelerinde, İcra Mahkemesince verilecek kararlardan temyizi kabil olanlar belirlenmiş, bunların infaz edilebilmesi için kesinleşmesi gerektiğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Bir başka deyişle icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesi zorunlu bulunmamaktadır.
Bu durumda, İİK'nun 361. Maddesinde belirtilen koşullar oluşmuş ve borçlu ödenmemesi gereken parayı ödemiş olduğundan bu meblağı herhangi bir hükme hacet kalmadan alacaklıdan ve bu takip dosyasında isteyebilir. ( HGK.nun 06.12.1995 tarih ve 1995/12-860 E. 1995/1078 K ). O halde, Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken takibin iptali kararının kesinleşmediği gerekçesi ile istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. 'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 23.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
Onikinci Hukuk Dairesi
E:2007/1158
K:2007/4104
T:06.03.2007
· TAKİBİN İPTALİ
· İCRA İNKAR TAZMİNATI
· İCRA MAHKEMESİNCE VERİLEN KARARLARIN NİTELİĞİ
· EDA NİTELİĞİNDEKİ İCRA MAHKEMESİ KARARLARI

· 2004 s. İCRA VE İFLAS KANUNU (1)(2) [Madde 169]
· 2004 s. İCRA VE İFLAS KANUNU (1)(2) [Madde 364]
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İcra mahkemeleri icra ve iflas süreci içinde ortaya çıkan sorunları çözümlemek ve kanunla kendisine verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş bulunan özel mahkemelerdir. (Tanrıver Süha; ilamlı icra takibininin dayanakları ve icranın iadesi, Ankara/1996 Sh:54) İcra mahkemelerince verilen hükümler takip hukuku alanında genel mahkemelerce aksine bir karar verilmedikçe uygulanabilir.
Somut olayda icra mahkemesince takibin iptali ile birlikte borçlu lehine İİK.nun 169/a-6 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Bu karar eda emrini içerdiğinden ilamlı icra yolu ile takibin konusunu oluşturulabilir. Nitekim, İİK.nun 169/a-6 son cümlesinde alacaklının genel mahkemelerde dava açması halinde hükmolunan tazminatın tahsilinin dava sonuna kadar tehir olunacağı hükmü de anılan kararın ilamlı icraya konulabileceğini göstermektedir. İİK.nun 364/3.fıkrasına göre de icra mahkemesinin bu kararı kesinleşmeden takibe konabilir. Ne var ki, İİK.nun 169/a-6 maddesinin son cümlesine uygun olarak borçlunun menfi tespit davası açtığı belirlendiğinden inkar tazminatı bu dava sonuna kadar tehir olunmalıdır. Bu durumda İcra Mahkemesince takibin durdurulmasına karar vermek gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ:Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366.ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.