Mesajı Okuyun
Old 22-03-2007, 00:59   #4
Av.K.P

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım bence de öncelikle taahhüdünü yerine getirmeyen şirkete karşı ihtarname keşide edin ve akabinde ilamsız icra takibi başlatın. Muhtemelen takip itiraza uğrayacaktır. İtirazın iptali davası açarsınız. Ya da icra takibi açmadan, şirkete karşı dava açabilirsiniz. Bu konudaki tercih sizin. Umarım aşağıdaki karar yardımcı olur. Ayrıca devralan şirket de bu taahhüdün yerine getirilmesinden sorumlu olacaktır.İyi çalışmalar.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/6520
K. 2001/8212
T. 23.10.2001
• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Ücretsiz Seyahat Ödülü Mameleki Değer İfade Edeceğinden Sözleşmeden Haksız Cayılması Halinde Hükmedileceği )
• ÜCRETSİZ SEYAHAT ÖDÜLÜ ( Mameleki Değer İfade Edeceğinden Sözleşmeden Haksız Cayılması Halinde Maddi Tazminat Yanında Şartları Varsa Manevi Tazminata Dahi Hükmedilmesi Gereği )
• SÖZLEŞMEDEN HAKSIZ CAYILMASI ( Ücretsiz Seyahat Ödülü Mameleki Değer İfade Edeceğinden Maddi Tazminat Yanında Şartları Varsa Manevi Tazminata Dahi Hükmedilmesi Gereği )
818/m.8,19,49,96
ÖZET : Ücretsiz seyahat ödülü mameleki değer ifade eder. Sözleşmeden haksız cayılması halinde maddi tazminat yanında şartları varsa manevi tazminata dahi hükmedilmelidir.

DAVA : Davacı vekili, davalı bankanın yürüttüğü yurt dışına seyahat konusunda kampanya ve ilanlar neticesinde müvekkilinin hesap açmak suretiyle bu kampanyaya iştirak ettiğini, yapılan çekilişte de, çift kişilik bir haftalık Fransa tatil seyahatine hak kazandığını, davacının istenilen tüm belge ve işlemleri yaptığını, ancak davalı bankanın seyahate bir gün kala vize almaya kalkışması ve bunun da sağlanamaması üzerine seyahatin gerçekleşmediğini, esasen davacının kötüniyetli olup, Fransa'da dahi gerekli rezervasyonları yapmadığını, masraf yapan, tatil programı bozulan müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 500.000.000.-TL maddi ve 1.000.000.000.-TL manevi olmak üzere 1.500.000.000.-TL.nın faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin seyahat konusunda kendine düşen edimleri yerine getirdiğini, ancak davacıya vize verilmemesi nedeniyle seyahatin gerçekleştirilemediğini, müvekkilinin kusurlu ve sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, ilan yoluyla vaatte bulunan davalının bu taahhüdü ile bağlı olduğu, ancak, taahhüdünü yerine getirmeyen davalının kampanya bedelinden sorumlu olduğu, kişilik haklarına tecavüz kanıtlanamadığından, manevi tazminat koşullarının bulunmadığı gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, 161.274.750.-TL maddi tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.

Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

KARAR : 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı banka ile davacı mudisi arasında seyahat-taşıma ilişkisi bakımından akdi ilişki teşekkül etmiş olup, sözleşmenin ifası davalının kusuru nedeniyle gerçekleşmemiş olmasına nazaran, dava konusu olayda BK.nun 8 nci maddesinin uygulanma imkanı bulunmamasına ve kaldı ki davalının başlangıçtaki ücretsiz seyahat ödülünün dahi mameleki bir değer içermesine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Ancak, dava, bankaya hesap açacak müşteriler arasından kur'a ile belirlenecek müşterilere yurt dışında belli ülke ve sürede tatil taahhüdünün yerine getirilmediği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı tarafından 30.07.1997 tarihli yazı ile 22 - 29 Ağustos 1997 tarihleri arasında çift kişilik Fransa tatili kazandığı müjdelenen davacının eşi ve kendine 7 Ağustos 1997 tarihinde pasaport çıkararak davalının talep ettiği belgeleri de teslim ederek beklentiye girdiği anlaşılmaktadır. Çalıştığı işyerinden buna göre izin talep eden ve yıllık izin ve tatil programı alt-üst olan davacının tatile gönderilmemesi ve dolayısı ile sözleşmeye aykırılık nedeniyle manen acı ve üzüntü duyacağı muhakkaktır.

Mahkemece de esasen, olayda davalının kusurlu olduğu kabul olunarak maddi tazminata hükmolunmuştur.

SONUÇ : Bu durumda mahkemece, tarafların durumuna, olayın özelliğine nazaran üzüntüsünü kısmen hafifletecek, ancak, sebepsiz zenginleşmeye de yer vermeyecek ılımlı bir manevi tazminatın da taktir ve hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.