Mesajı Okuyun
Old 09-07-2012, 14:58   #3
Avukat Neslihan

 
Varsayılan

Ergin çocuklara MK 364 gereği bağlanmış bir yoksulluk nafaksı söz konusu sanırım . Nafakanın kaldırılması için nafaka alacaklısının yoksulluk halinden kurtulmuş olması , mali durumunun iyileşmesi gerekir. Nafaka alacaklısının maddi durumundaki kısmi düzelme ve/veya Nafaka yükümlüsünün maddi gücündeki azalma sebebi ile nafakanın indirilmesini de istemek mümkündür. Dava terditli de açılabilir. Öncelikle nafakanın kaldırılması , mahkeme kabul etmezse inidirilmesi talep edilebilir.

Tek başına nafaka alacaklısının eğitimini tamamlaması nafakanın kaldırılması için yeterli olmaz diye düşünüyorum, asgari ücreti de aşacak şekilde gelir etmesi gerekir.



Yargıtay 3 HD 2004/5419 -5277

(4721 S. K. m. 175, 176/3)

Dava: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Asıl davada daha önce hüküm altına alınan iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması, birleştirilen davada da davalının, terzilik yaptığı, anne ve babasına ait tarlaları kullandığı bu nedenle yoksulluk durumunun ortadan kalktığı iddia edilerek yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının da azaltılması talebinde bulunmuş, mahkemece iştirak nafakasının arttırılmasına, kadının yoksulluk durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle de bu nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir.

1- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına ve çocuğun ihtiyaçlarına göre takdir edilen iştirak nafakasında bir isabetsizlik görülmemesine göre her iki tarafın da bu nafakaya ilişkin temyiz itirazlarının reddine.

2- Yoksulluk nafakası yönünden;

Davalı-karşılık davacı, karşı tarafın terzilik yaparak ve anne-babasına ait tarlaları kullanarak gelir elde ettiği ve yoksulluktan kurtulduğunu iddia ederek bu nafakanın kaldırılmasına talep etmiş mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiştir.

Türk Medeni Kanununun 175. maddesinde hükmünü; 176/3. maddesi de <...nafaka alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.> hükmünü getirmiştir.

Yoksulluk kavramı yasamızda tanımlanmamış ise de, yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanlar yoksul sayılır.

Yoksulluk nafakasına hükmedildikten sonra nafakanın kaldırılmasına ancak Türk Medeni Kanununun 176/3. maddesinde yazılı hallerin gerçekleştiğinin kanıtlanması halinde karar verilebilir.

Mahkemece davacı-karşılık davalı Asiye'nin terzilik yaptığı tarlada yevmiyeci olarak çalıştığı ve kendisini yoksulluktan kurtaracak kadar gelir elde ettiği kabul edilerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, daha önce 10.02.2000 tarihinde davacı tarafından nafakanın arttırılması talebi ile açılan davada da davacı Asiye'nin aynı şekilde gelir elde ettiği dinlenen tanık beyanları ve zabıtaca yaptırılan tahkikat ile anlaşılmış olmasına rağmen yoksulluk nafakasının arttırılmasına karar verilmiştir. O halde önceki davanın açıldığı tarihteki davacının durumu ile şimdiki davanın açıldığı tarihteki davacının durumu arasında gelir düzeyi yönünden bir fark bulunmamaktadır.

O halde mahkemece karşılık davanın reddi ile yoksulluk nafakasının tarafların durumuna göre uygun miktarda arttırılmasına karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.05.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)