Mesajı Okuyun
Old 26-04-2013, 11:13   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan 1987/ 2-99 Esas 1987/ 746 Karar

Alıntı:
Yazan __av.zeynep__
Hukuk Genel Kurulunun 21.10.1987 tarihli 1987/2-99E.1987/746K. sayılı karar
Dava: Taraflar arasındaki velayetin nez'i davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bakırköy Dördüncü Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.4.1986 gün ve 1985/633 esas, 1986/345 karar sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 27.10.1986 gün ve 1986/8599-9340 sayılı ilamı ile; (..Davalı kadının, çocuğunu Bursa'da ailesinin yanında bırakıp kendisini İstanbul'da çalıştığı, ancak dava açıldıktan sonra işinden ayrılarak Bursa'ya gittiği gerçekleşmiştir. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre çözülür ve dava tarihinden önceki olaylar, durumlar gözetilerek hüküm verilir. Bu yön 28.11.1956 günlü ve 15/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğinden olduğu gibi genel hukuk teorisi de aynı doğrultudadır. Hal böyle olunca ananın, dava devam ederken Bursa'ya gitmiş olması davacı yararına doğan dava ve talep hakkını ortadan kaldıramaz.

Dosyadan ve özellikle başka delillerle dea teyit edildiği için delil gücü kazanan teyp bandındaki sözlerden, okul idare yetkililerinin anlatımlarından ve öteki delillerden anlaşıldığı gibi, davalı kadın; çocuğuna iyi örnek olmayacak ve genç dimağında ahlaki çöküntüye yol açacak bir yaşantı içinde olduğu, Türk toplumunun tasvip etmeyeceği bir hayat sürdüğü, sözgelimi tek başına erkeklerle kayağa gittiği, gazinoda masanın üstüne çıkarak oynayacak kadar hafif hareketler yaptığı, çocuğunu hiçe sayarak onun yanında başka erkeklerle ve çocuğun görmemesi gereken ilişkilere girdiği, ayrıca içki alışkanlığının bulunduğu anlaşılmıştır. Bütün bu sayılanlar karşısında velayetin baba tarafından kullanılması daha uygun olup o yolda karar verilmesi gerekirken, bu yön temyiz incelemesi sırasında gözden kaçmış olmakla, bu kere davacının karar düzeltme isteğinin kabulü ile onama kararının kaldırılması ve hükmün gösterilen sebeple bozulması gerekmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden : Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, hukuki mahiyeti itibariyle velayetin nez'i değil tevdii niteliğindedir. Dosyadaki delillerle çocuğun velayetinin babasına tevdiini getirir koşulların gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle, mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına bu nedenle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 21.10.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin..