Mesajı Okuyun
Old 27-12-2016, 10:23   #2
hukukihayat

 
Varsayılan

Kısa kararda kanun yoluna başvurma süresinin hakim tarafından yanlış bildirilmesinin hak doğurmayacağına dair eski tarihli Yargıtay Kararları da var ancak;

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU ESAS NO:2015/120 KARAR NO:2015/313 KARAR TARİHİ. 13.10.2015


..Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
İcra ceza mahkemesince sanık müdafiinin yüzüne karşı tefhim olunan hükümde, temyiz süresi tefhimden itibaren başlamak üzere bir hafta olduğu halde, kanun yolu bildirimi “davacının vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda, iş bu kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı” şeklinde yapılmış olup, bu bildirim temyizin süresi ve başlangıcı itibariyle açıkça yanıltıcı niteliktedir.

Her ne kadar mesleği bir kamu hizmeti niteliğindeki avukatlık olan ve sanığın savunmasını üstlenen; savunma ve kanun yollarına başvuru için yeterli düzeyde hukuki bilgiye sahip olan müdafinin icra mahkemesinin suça ilişkin verdiği hükümlerde temyiz süresinin, kararın yüze karşı verildiği hallerde tefhimden itibaren işlemeye başlayacağını ve temyiz süresinin de bir hafta olduğunu bilmemesi düşünülemeyeceğinden, kanun yolu bildirimindeki bu eksiklik müdafii açısından bir yanılgı ve bu bağlamda hakkın kullanılması yönünde bir engel oluşturmayacağı söylenebilir ise de; açıklandığı üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yer alan suçlara ilişkin verilen hükümlerin tabi olduğu kanun yolu bakımından kararın niteliği ve başvuran tarafın sıfatına göre değişen ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre farklı ve biraz da karmaşık bir sistem kabul edilmiş olup, avukatlar da dahil olmak üzere başvurucuların kanun yolunda yanılmalarının mümkün olduğu kabul edilmelidir.

Bu nedenle, sanık müdafiinin 27.08.2012 tarihinde tebliğ aldığı hükme karşı 10.09.2012 tarihinde yaptığı temyiz başvurusunun, adli tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği de gözetildiğinde gösterilen kanun yolu bildirimine uygun olması nedeniyle süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu nedenle, Özel Dairece katılan vekilinin temyiz talebinin süresinde kabul edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerinde olmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.