Mesajı Okuyun
Old 06-05-2014, 17:44   #11
Av.Hükümdar H.

 
Varsayılan

Bu af (hoşgörü) konusu tartışılmaz bir kanun hükmü değildir. Kanaatimce, Yargıtayın, makul bir dayanağı olmamakla beraber, uygulamada, hakimlerce gerekçe yazılmasına pratik bir imkan sunan bir içtihadıdır. Af (hoşgörü)içtihadının tek dayanağı, evlilik birliğini olabildiğince ayakta tutma çabasının bir gereği olabilir diyeceğim, ancak bu dahi değildir. Zira, af (hoşgörü) nedeniyle boşanma yerine ayrılık kararı verildiğine henüz tanıklık etmedim. Tam tersine, eşlerin bir birini hoş görmesinin, hatalarını görmezden gelmesinin önüne geçen, diğer bir ifadeyle, eşlerin bir birlerini af etmesinin önüne geçen bir içtihattır. Bu içtihat, tamamen duygusal zemin üzerinde inşa edilen bir hayat olan evlilik hayatındaki uyuşmazlıkları, tamamen kârı maksimize etme hedefi üzerine inşa edilmiş olan bir ticari hayattaki uyuşmazlığın çözümü ile eşdeğer tutma anlayışının ürünüdür. Zira, bilindiği üzere özel hukuk uyuşmazlıklarında biri diğerini ibra etmiş olması halinde artık yeni bir delil (senet vs.) ibraz etmediği sürece dava açamaz, açarsa da reddedilir. Kamu düzeni ile ilgili olan ve özel hukuk yarglması kategorisinde olmakla beraber kamu düzeni ile ilgili olması hasebiyle diğer uyuşmazlıklardan istisna tutulan boşanma davalarında biraz daha maddi gerçeğe ulaşma hedefi ön planda olmalıdır. Yani, iki çocuk annesi kocası tarafından aldatıldığını öğrenmesine ve kocasının da bunu kabul etmesine rağmen, işsiz olan kadının iki çocuğundan ayrılma korkusu, kötü de olsa mevcut kocasından ayrılmanın hayatının menfi yönde etkileneceği gibi endişeleri üzerine onu affettiğini (affetmek zorunda kaldığını) ve tatile gittiğini düşünelim. Bütün bunlara rağmen, vicdanen rahatsız olan kadının eşine karşı boşanma davası açması halinde, önceki sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair iddialarını veya zinaya dair iddialarını ispat edebildiğini düşünsek dahi AF edildiği için (böyle göründüğü için) davası reddedilecek veya kabul edilse de lehine tazminat hükmedilmeyecek. bu eşleri tacir olarak gören söz konusu içtihadın ürünüdür. Kanaatimce bu durum herkesin adalet duygularını rencide edecektir. Kısacası, af hususu iyi araştırılmalıdır. Ciddi anlamda üzerinde durularak tutarlı ve makul gerekçelerle desteklenmelidir. Ayrıca, af hususu tek başına bir delil/gerekçe olmamalıdır.