Mesajı Okuyun
Old 03-04-2007, 15:31   #2
av.sevinc81

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/4281
K. 1997/5294
T. 15.5.1997
• AY OLARAK TAYİN EDİLEN SÜRELER ( Sürenin Başladığı Güne Son Ayda Tekabül Eden Günün Tatil Saatinde Sona Ermesi )
• SÜRENİN BAŞLADIĞI GÜNE SON AYDA TEKABÜL EDEN GÜNÜN TATİL SAATİ ( Ay Olarak Tayin Edilen Süreler )
1086/m.161
743/m.132,137,162
ÖZET : Ay olarak tayin edilen süreler, sürenin başladığı güne son ayda tekabül eden günün tatil saatinde sona erer.

DAVA : Davalı asıl sürekli davayı takip edip hükmü temyiz etmiş olmakla davalı vekili olarak gelen avukattan vekaletname istenmemesi sonuca etkili görülmemiştir.

1 - İhtar kararı davalıya 8.7.1996 günü tebliğ edilmiştir. Dava ise yasal 1 aylık süre dolmadan 8..1996 günü açılmıştır. "İhtar vukuunda bir ay bitmeden dava açılamaz" ( M.K.132 ).

Ay olarak tayin olunan süreler, sürenin başladığı güne son ayda tekabül eden günün tatil saatinde biter ( HUMK.161/2 ).

8 Temmuz'da başlayan 1 aylık süre 8 Ağustos günü mesai saati bitiminde sona ermiştir. Dava, 8 Ağustos 1996 günü açıldığına göre 1 aylık süre dolmamıştır.

2 - İhtar kararının davalıya tebliği üzerine davalının eve geldiği ancak anahtar olmadığı için giremediği Esenler Mahallesi Muhtarınca düzenlenen 8.7.1996 günlü tutanaktan anlaşılmaktadır.

Davacı ihtarında anahtarın yerini göstermek veya evin ne suretle açık bulundurulacağını bildirmek zorundadır. Bu yapılmamıştır. Bu durumda ihtar hukuki sonuç doğurmaz.

3 - İhtar isteminden önceki 2 ay içinde davalının davet edildiği evin mefrur ve hazır bulundurulması zorunludur.

Davacı 27.6.1996 günü ihtar isteminde bulunmuştur. Komşu tanık 24.12.1996 tarihli celsede dinlenen M.'nin "davacının 6 ay önce evi kiraladığını ifade ettiğine göre", evin kira ile tutulduğu tarih ihtar istem tarihine yakın bir tarih olduğu ortaya çıkmaktadır. Davacı bunun aksini gösteren bir kira sözleşmesi ( belge ) göstermediğine göre bu koşul da yerine getirilmemiştir.

Bu sebeplerle davanın reddi gerekirken kabulü doğru değildir.

4 - Boşanma davası açılmakla eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ( MK. m.162/2, 137 ). Kaldı ki istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden ( re'sen ) alınması zorunludur ( M.K.137 ). O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine 15.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

NE KADAR FAYDALI OLUR BİLMİYORUM FAKAT BÖYLE BİR KARAR BULDUM.KARADA DİKKAT EDERSEN EĞER KİRA SÖZLEŞMESİ TANIK BEYANINDAN ÜSTÜN TUTULUYOR GİBİ.