Mesajı Okuyun
Old 27-07-2011, 08:00   #46
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Can Bey,

Bu mesajınıza şaşırdığımı söylemek isterim, "Cebe indirmek" tamlamasını ise hiç okumamalıydık, bence.

Alacaklı alacağını alabilmek için icra organlarına; mutlaka avukat aracılığıyla başvurmak "Zorunda olmadığı" için; ben haksızlık olduğu vurgunuza katılmıyorum. Avukat sarfettiği emek ve mesainin karşılığını elbette alacaktır. Bugün icra dairesi nezdinde takip açabilmek için abone olduğu bilumum dijital aboneliklerin masrafını da, mesleki sorumluluk sigortasını da, ofisinin sair tüm giderlerini de avukat karşılamaktadır kaldı ki; bilgi ve sarfettiği emeğin yanı sıra. Vatandaş dese şaşırmıyorum da; avukat da amma kazandı diyen; mutfağın gerisini de bilen bir avukat olunca, insan yadırgıyor ister istemez. (%35 gelir vergisi + %18 KDV yi de unutmayalım mümkünse, avukat örneğinizde 1.100.-TL den az kazanmıştır reel olarak.)

*

Başlık konusuna dönmek gerekirse; ödenecek vergiyi bile karşılamayan bir tutar mukabilinde ücret anlaşması yapan avukat; ya matematik-hesap-kitap bilmiyordur; ya da alenen vergi kaçırıyordur. Bu duruma da "Çılgın kitapsızlık" diyebiliriz kanaatimce

Saygılarımla...
Öncelikle cebe indirmek tamlama değildir. Fiiller tamlanmaz. Konunun uzmanı değilim ama deyim olmalı sanırım. Aynı işi yapan bir olarak hikaye edilen "Avukat" kümesine kendimi de katıyorum. Bu kötüleme amaçlı değilse de iğneleme amaçlıdır kabul ediyorum ve geri almıyorum. Bu konuda yukarıdaki mesajlarımda gerekli açıklamaları uzun uzun yaptım.
Birincisi karşı vekalet ücreti müvekkile bırakılırken mutlaka AAÜT ücretlerinin ikiyle çarpılması gerekir.
İkincisi bu uygulamanın dünyada EMSALİ yok. Bu sistemin oluşmasının temel sebebi TBMM'nin her döneminde Avukatların çoğunlukta olmasıdır. Kendi kendimize kıyak yapalım derken böyle çarpık, böyle garip dünyada emsalsiz bir yapı ortaya çıkartılmış ve memleketimin anlı şanlı avukatları bu acayipliği böylesine benimsemiş ve savunur hale gelmiştir. Asıl şaşırtıcı olan budur. Belki de yoğurt ve ayrandan sonra dünya kültür mirasına yeni bir buluşla katkıda bulunduk diye sevinebiliriz. Bu da bir bakış açısı.. Zonguldak İdare Mahkemesinin kurum avukatları hakkında verdiği ve Danıştay aşamasından sonra nihayet AİHM'ye giden meşhur bir davası vardır. Herkes bilir. AİHM'nin Türkiyedeki Avukatlık ücret sistemi hakkında gerekli mevzuatı önüne koyup, bu nasıl bir uygulama diye hayrete düştükleri de bir AİHM seminerinde anlatılmıştı. Adamlar neredeyse on yıldır bir karar veremediğine göre işin içinden hala çıkamıyorlar herhalde. (O kararı umutla bekleyenlerin beklentisi kurumun karşı taraftan almayı hakettiği ücretin kendilerine verilmesidir.)

Not: Sahil kasabaları, kadastro geçmekte ise sit alanları bolsa ve erkek çocuğu kız çocuğa karşı kayırma kültürü (olmadığı yer var mı?) varsa Avukatlık için ideal yerlerdir. Yalnız sahili bırakıp duruşma salonuna gitme işkencesi zamanla ruhiyatta geri dönüşsüz arazlar bırakabilir.