Mesajı Okuyun
Old 18-02-2008, 15:37   #2
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

3. Hukuk Dairesi 2000/4885 E., 2000/5011 K.

FATURALARIN DELİL OLMA NİTELİĞİ
İMZA İNKARI HALİNDE İNCELEME YÖNTEMİ

1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [ Madde 308 ]
1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU [ Madde 309 ]
6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 23 ]

"ÖZET"

FATURALARIN ALACAĞIN MEVCUDİYETİNE DELİL TEŞKİL ETMESİ İÇİN MUHATABA TEBLİĞİNDEN İTİBAREN SEKİZ GÜN İÇERİSİNDE İTİRAZA UĞRAMAMIŞ OLMASI GEREKİR. İMZA İNKARI HALİNDE ÖNCE UYGULAMAYA ELVERİŞLİ İMZA VARSA BUNUN ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMA YAPTIRILMASI, ÖRNEK İMZA BULUNMAMASI VEYA YAPTIRILAN İNCELEMEDEN SONUÇ ALINAMAMASI HALİNDE YAZI YAZDIRMA (İSTİKLAB) YOLUNA BAŞVURULARAK İNCELEME YAPTIRILMALIDIR.


"İçtihat Metni"

Dava dilekçesinde 70.799.799 lira için yapılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali takibin devamı %40 icra inkar tazminatı faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı şirket vekili, 25/07/1998 tarihli sevk irsaliyeli faturanın 05/08/1998 tarihli yurt içi servislerinde kullanılır posta haber kağıdı ile iadeli taahhütlü olarak davalıya tebliğ edildiğini, TTK.nun 23/2 maddesi uyarınca kesinleşen fatura bedeli olan 59.999.999 lira alacaklı olduğunu, tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itiraz üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali, takibin devamı ve %40 icra-inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı, 05/08/1998 tarihli "PTT alma ve gönderme haber kağıdı" altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, duruşmada hazır bulunan davalı istiktab edilerek, alınan elverişli imzaları ile tebligat parçasındaki imza üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi raporundaki "davalı eli mahsulü olmadığı" mütalaası istikametinde ve de başkaca hiçbir araştırma yapılmaksızın münhasıran bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 308 ve devamı maddelerinde imza inkarı halinde mahkemece yapılacak usuli işlemler düzenlenmiştir.

Buna göre; inkar edenin atılış tarihi itibariyle inkar edilen imzası ile yakın tarihte atılmış, uygulamaya elverişli imzalarının temin edilmesi gerekir. Uygulamaya elverişli (tatbike medar) belgeler, HUMK. mad. 309/3'te tahdidi olarak sayılmıştır.

İnkar edenin uygulamaya elverişli bir imzası varsa, hakimin ilkönce bu imza ile inkar edilen imzayı karşılaştırması (veya bilirkişiye karşılaştırma yaptırması) gerekir. Başka bir deyimle, inkar edenin uygulamaya elverişli bir imzası varken yazı yazdırma (istiktab) yoluna başvurulamaz. Ancak, uygulamaya elverişli imza ile inkar edilen imzanın karşılaştırılması sonunda hakim, inkar edilen imzanın inkar edene ait olup olmadığı hususunda kesin bir kanaat sahibi olamaz ise, o zaman yazı yazdırma (istiktab) yoluna başvurabilir (HUMK. mad. 309/4).

TTK.nun 23. maddesi hükmüne göre faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesi karşı tarafça tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olmasına bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasında bir sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Zira davalının sözleşmesel ilişkiyi inkar etmiş olması halinde öncelikle davacıya, davalı ile aralarında (alım-satım) ilişkisi olduğunu kanıtlaması için uygun bir mehil verilmesi gerekir. Çünkü tebliğ edilen faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmemiş olması hali, faturada yazılı malın davalı alıcıya teslim edildiğini göstermez; bu sadece malın fiyat ve adedi yönünden içeriğini kabul anlamına gelir. Davacı satıcının faturada yazılı malı alıcıya (davalıya) teslim ettiğini ve bu tesliminde borç doğurucu bir hukuksal ilişki sonucu olduğunu ayrıca isbat etmesi gerekir.

Mahkemece yukarıdaki hukuki ve fiili olgular dikkate alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek gerekirken yazılı gerekçelerle ve eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29/05/2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.