Mesajı Okuyun
Old 19-03-2011, 16:53   #4
Burak Ülker

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2005/2-315

K. 2005/333

T. 11.5.2005

� YENİ MAHKEME KURULMASI ( Mahkemeye Devredilen Dava Dosyası Önceki Mahkemede Görülen Davanın Devamı Niteliğinde Olduğu )

� GÖREVLİ MAHKEME ( Dosyanın Gönderildiği Görevli Mahkemede Yeniden Harç Alınmayacağı - Görevsiz Mahkemede Dava Açılması İle Kazanılmış Olan Haklar Saklı Tutulmuş Olacağı )

� GÖREVSİZ MAHKEMEDE YAPILAN USUL İŞLEMLERİ ( Kural Olarak Geçersiz Olduğu - Yani Görevli Mahkemeyi Bağlamadığı/Bu İşlemlerin Görevli Mahkemede Tekrarlanması Gerekli Olduğu )

4722/m.1

743/m.143

ÖZET : Dava boşanma ve tazminat davasıdır. Yeni bir mahkeme kurulmakla bu mahkemeye devredilen dava dosyası, önceki mahkemede görülen davanın devamı niteliğindedir. Dosyanın gönderildiği görevli mahkemede yeniden harç alınmaz. Görevsiz mahkemede dava açılması ile kazanılmış olan haklar saklı tutulmuş olur.
Görevsiz mahkeme tarafından yapılmış usul işlemleri kural olarak geçersizdir. Yani görevli mahkemeyi bağlamaz. Bu işlemlerin görevli mahkemede tekrarlanması gereklidir. Bununla birlikte, görevli mahkeme, görevsiz mahkemenin yapmış olduğu işlemleri özellikle tespit etmiş olduğu delilleri, bunların tekrarlanması için bir neden yoksa, kararına esas alabilir.
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma ve tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece Aile Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.12.2003 gün ve 2003/1989-1766 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 20.9.2004 gün ve 9160-10168 sayılı ilamı ile,
( ...1-4722 sayılı kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.
2-Davanın reddine dair yerel mahkemenin ilk kararı dairemizce ( ...tarafların eşit kusurlu bulundukları boşanmaya hükmedilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekçesine aykırı şekilde; davacı ağır kusurlu kabul edilerek boşanmaya ve davalı yararına maddi, manevi tazminata hükmolunmuştur. Dava tarihi itibarıyla olaya uygulanması gereken 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisinin 143.maddesine göre maddi ve manevi tazminatın; boşanmaya neden olan olaylarda "kabahatsiz" eş yararına hükmedilebileceğinin gözetilmemesi doğru değildir... )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : A-DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ : Davacı erkek, eşinin kendisine ve ailesine karşı saldırgan davranışlarda bulunduğunu, ayrıca kendisine hakaret ettiğini iddia ederek şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya karar verilmesini istemiştir.
B-DAVALININ CEVABININ ÖZETİ : Davalı kadın, davacının iddialarının haksız olduğunu, eşinin kendisini başka bir kadınla aldattığını ileri sürerek, nafaka ve tazminat isteminde bulunmuştur.
C-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ : Mahkemesince davacının başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve bu kadından çocuğu olduğu anlaşılmış bulunmasına göre, davalının bir kusurunun bulunmadığı, aksine geçimsizlikte davacının kusurlu olduğu, kusurlu olan kişinin dava açamayacağı anlaşıldığından, sübut bulunmayan davanın reddine karar verilmiştir.
D-TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME : Davacı Arif�in temyizi üzerine Özel Dairece;
...Dava, boşanmaya ilişkin olup, davalı iddianın yerinde olmadığını savunmuştur. Toplanan delillere göre davalının, devamlı olarak davacıya davacının başka kadınla ilişkisine mukabil, davalının da davacıya pezevenk, öküz, hayvan diyerek ağır hakaretlerde bulunduğu, kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğu gerçekleşmiştir. Bu haksız tutum ve davranış karşısında davacı için boşanma davası açmak hakkı doğmuştur. Davacının sadakatsiz hali mahkemece ağır kusur sayılarak dava ret olunmuştur. Oysa davacının sadakatsiz davranış içinde olması davalının ona mütemadi suretle saldırıda bulunmasına hak vermez. Davanın bu sebeple reddi, neticesi bakımından davalıya bundan sonra davacıya saldırma imkanı verir. Böyle bir düşünüş, bizzat ihkakı hakka imkan vermek sonucunu doğurur. Olayda bir tarafın kusurunu diğerinden ağır kabul etmek mümkün değildir. Evlilik birliği temelinden sarsılmış olup, iki taraf yönünden de devamı beklenemez. Bu itibarla boşanma kararı verilmesi gerekirken davanın yetersiz gerekçe ile reddedilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır... gerekçesi ile karar bozulmuş, Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 15.7.2003 tarihli oturumda bozma kararına uyma kararı vermiştir.
Bu arada 20.7.2003 tarihinde Küçükçekmece�de Aile Mahkemesi kurulunca dosya Aile Mahkemesine devredilmiştir. Aile Mahkemesi�nce ise; ...davalı kadınla davacı erkeğin aynı oranda kusurlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, erkeğin başka bir kadınla yaşaması nedeniyle kadınlık gururu incinen kadının erkeğe ağır hakarette bulunması ve saldırmasının kadını kusurlu hale getirmeyeceği... açıklanarak, kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir.
Kararın davacı tarafından temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda açıklanan şekilde, mahkemenin kararının usuli kazanılmış hak ilkesine ve olay tarihinde uygulanması gereken Türk Kanunu Medenisine aykırı olduğu gerekçesi ile hüküm bozulmuş, mahkeme önceki gerekçelerle ve ayrıca özellikle asliye hukuk mahkemesince verilmiş uyma kararının kendisini bağlamayacağı gerekçeleri ile ilk hükümde direnmiştir.
E-UYUŞMAZLIK: Asliye Hukuk Mahkemesince uyma kararı verilmesinden sonra o yerde Aile Mahkemesi kurulması durumunda, dosya kendisine devredilen Aile Mahkemesinin bu uyma kararı ile bağlı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
F-GEREKÇE:Mahkeme, bozmadan sonraki duruşmada Yargıtay�ın bozma kararına uyulmasına karar verirse ( HUMK.429.II ) artık bu uyma kararı ile bağlı olur. Daha sonra bozmaya uyma kararından dönerek, direnme kararı veremez. Çünkü, bozmaya uyma ( ara ) kararı ile, bozma, yararına olan taraf için usule ilişkin kazanılmış hak doğmuştur.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması durumunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak ve yine o kararda belirtilen esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğünün oluşacağı, 09.05.1960 gün ve 1960/21-9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğidir. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu durum, usul hukukunun vazgeçilmez temellerinden biridir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz ( Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 26.2.1986 gün, 1986/1-50-174 E-K., 11.5.1994 gün ve 1994/8-252-314 E-K., 1.12.1999 gün ve 1999/18-1041-1006 E-K. ).
Yeni bir mahkeme kurulmakla bu mahkemeye devredilen dava dosyası, önceki mahkemede görülen davanın devamı niteliğindedir. Dosyanın gönderildiği görevli mahkemede yeniden harç alınmaz. Görevsiz mahkemede dava açılması ile kazanılmış olan haklar saklı tutulmuş olur. Yani, görevsizgörevsiz mahkemede yaptıkları usul işlemleri geçerlidir. Burada yapılan ikrar, yemin, feragat, sulh ve kabul gibi işlemler görevli mahkemede de geçerlidir. mahkemede dava açılması ile meydana gelen sonuçlar devam eder. Tarafların
Buna karşılık, görevsiz mahkeme tarafından yapılmış usul işlemleri kural olarak geçersizdir. Yani görevli mahkemeyi bağlamaz. Bu işlemlerin görevli mahkemede tekrarlanması gereklidir. Bununla birlikte, görevli mahkeme, görevsiz mahkemenin yapmış olduğu işlemleri özellikle tespit etmiş olduğu delilleri, bunların tekrarlanması için bir neden yoksa, kararına esas alabilir.
Bu açıklamalar karşısında Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk mahkemesinin uyma kararı verdiği 15.7.2003 tarihinde görevli mahkeme olup olmadığının saptanması, dava açısından büyük önem taşımaktadır. Dosya kapsamına göre Küçükçekmece ilçesinde Aile Mahkemesi 20.07.2004 tarihinde faaliyete geçmiştir. Hal böyle olunca uyma kararı verdiği tarihte Küçükçekmece 1.Asliye Hukuk Mahkemesi görevli mahkeme olup, bu kararın daha sonra kurulup, dosya kendisine devredilen Küçükçekmece 1.Aile Mahkemesini bağlayacağı ve artık her iki yanın da eşit kusurlu olduğu yönündeki kabulün, davacı yararına usule ilişkin kazanılmış hak oluşturacağı, bu durumda da 4722 sayılı Kanunun 1.maddesine göre olaya uygulanması gereken Türk Kanunu Medenisi�nin 143.maddesine göre, ancak kabahatsiz eş yararına tazminata hükmedilebileceği anlaşıldığından, bu yöndeki bozma kararına uyulması gerekirken, direnme kararı verilmesi hatalı olmuştur. Direnme kararının bozulması gerekir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, mahkemenin direnme kararının yukarıda ve Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 11.05.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.