Mesajı Okuyun
Old 23-06-2002, 11:31   #5
Av. Adil Giray ÇELİK

 
Varsayılan

Alıntı:
Mevzuat gereği duyarlı kapı sinyal veriyorsa, sinyal vermeyinceye kadar deneme yapılmak zorundadır.


Değerli izleyenler;

"Adliyem" takma isimli kişinin yazdığı yazılardaki ifadelerden mesleği anlaşılamamaktadır. Diğer yazılarından Yargıç olduğunu varsaydığımız bu değerli katılımcı Denizli Baro Başkanının yasa gereği üzerini aratmaması üzerine hakkında açılan soruşturma ile ilgili oluşan foruma yukarıdaki saptamayı yapmışlardır.

Bir çok takma isimde olduğu gibi kişinin mesleğine ilişkin sadece varsayımda bulunabilmekte ifadelerden ziyade konuya ilişkin genel bir değerlendirme yapılabilmektedir.

"Mevzuat gereği" ifadesinden neyi amaçladığını anlamak olası değildir.

1. Eğer, mevzuat ifadesi var olan hukuku anlatıyorsa zaten olan yasal düzenleme avukatların üzerlerinin aranamayacağını belirtmektedir. (Avukatlık Yasası 58. Madde)

2. "Mevzuat gereği" ifadesi bakanlığın 3 lü kararnamesi ile duyarlı kapıdan geçilmesi amaçlanıyor ise, 3 lü kararname karşısında yasal düzenlemenin hangisinin öncelikli olduğunu tartışmak için önce Hukuk Fakültesi 1. sınıfının geçilmesi gerekmektedir. Hukuk Fakültesi 1. sınıfını geçen tüm değerli arkadaşlarım kararname ve Yasa arasındaki farkı "Hukuk Başlangıcı " dersi sayesinde tanımlayabilirler. (Prof Dr Necip Bilge hocamızı saygı ile anıyorum)

3. Olayı Çağdaş Hukuk Devleti normları açısından aldığınızda savunma yargıyı oluşturan üç sacayagından biridir. Ve yüzyıllardır savunma hakkı temel haklardandır. Savunma Hakkı bir çok uluslararası sözleşme ile güvence altına alınmıştır. Bu değerlendirmede yargı bütünü; Sav, Savunma, Yargıdan oluşmaktadır. Bu anlamda hangi yargıcın veya savcının cezaevlerine girerken duyarlı kapıdan geçtiğini sormak ve sorgulamak gerekir. (3 lü kararnamede yargıç ve savcılardan bahsedilmemektedir)

4. 1980 ara dönemini avukat olarak yaşamış biri olarak o günlerde dahi ceza ve tutukevlerinde Avukat ile görüşmeye gelen hükümlü ve tutuklular görüşmeden önce bir kez aranmakta, daha sonra görüşme sonrası tekrar aranmaktaydılar. Gerek ilk gelişlerinde ki aranmalarında tutanak imzalanmakta daha sonra görüşme sonrası sanık yada hükümlü koğuşuna giderken yeniden tutanak düzenlenmekte idi.

Alıntı:
Yasalar karşısında hiç kimseye ayrıcalık tanınamayacağını düşünüyorum.


Bu düşünceyi paylaşan her kesimin ifadesine katılıyor ve destekliyoruz.

Bizler üzerlerimizin aranmasını bir ayrıcalık olarak görmüyoruz, Ancak Avukat kimliğimiz ile savunma görevimizin ifası sırasında aranmaya karşıyız. Her gün havaalanlarına girişte, toplumsal olaylarda, mağaza girişlerinde her gün yüzlerce avukat aranmaktadır. Hiç birimiz kimliğimizi ortaya koymuyoruz. Ama savunma görevinin ifası sırasında üzerimizin aranmasına karşıyız.

Avukatlar yüzyıllardır hiç bir ayrıcalığı almadıkları gibi ifa ettikleri görevleri gereği başlarına gelmeyen kalmamıştır. Hiç bir avukat bir trafik ihlalinde bile "Avukat kimliğini açıklamaz, açıklayamaz"

VE bilir ki hiç bir yargıç veya savcıya söylenemeyen "Siz de böyle yaparsanız" ifadesiyle karşılaşır.

Bu hukuk sitesi forum alanını izleyen yargıç, savcı, hukukçu, yurttaşlar avukatların kendilerini en acımasız biçimde eleştirdiklerini, mesleğin kurum ve kurallarını tartıştıklarını izlemektedirler.

Umarız ve dileriz tüm meslek grubları en az avukatlar kadar meslek kurallarını tartışır, kendilerini eleştirir, geçmişlerine, geleceklerine ve yurttaşlarına sahip çıkar, çağdaş hukuk devletine katkıda bulunmaya çalışırlar.

Saygılarımla
Av. Adil Giray Çelik
Denizli Barosu