Mesajı Okuyun
Old 27-04-2007, 20:37   #2
Seyda

 
Varsayılan

CMK m.135’in Değerlendirilmesi :

* Cmk’nın 135.maddesi şöyledir :
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi
İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması
Madde 135 – (1) (Değişik birinci cümle: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir.Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.
(2) Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir. (1)
(3) Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok üç ay için verilebilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir. (Ek cümle: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.
(4) Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için, (…) (1) mobil telefonun yeri, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararına istinaden tespit edilebilir. Bu hususa ilişkin olarak verilen kararda, (…) (1) mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir. Tespit işlemi en çok üç ay için yapılabilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir.
(5) Bu madde hükümlerine göre alınan karar ve yapılan işlemler, tedbir süresince gizli tutulur.
(6) Bu madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir: (1)
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80),
2. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),
3. İşkence (madde 94, 95),
4. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),
5. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
6. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
7. Parada sahtecilik (madde 197),
8. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),
9. (Ek: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Fuhuş (madde 227, fıkra 3), (1)
10. İhaleye fesat karıştırma (madde 235), (1)
11. Rüşvet (madde 252), (1)
12. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282), (1)
13. Silahlı örgüt (madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama (madde 315), (1)
14. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337) suçları. (1)
––––––––––––––––––––––––––––––––––

(1) 25/5/2005 tarihli ve 5353 sayılı Kanunun 17 nci maddesiyle; ikinci fıkrasında geçen "Şüphelinin" ibaresi "Şüpheli veya sanığın" olarak değiştirilmiş, dördüncü fıkrasındaki "kullanmakta olduğu" ve "kullanılan" ibareleri madde metninden çıkarılmış, altıncı fıkrasında geçen "hükümleri" ibaresi "kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler" olarak değiştirilmiş, altıncı fıkranın (a) bendine (8) numaralı alt bentten sonra gelmek üzere (9) numaralı alt bent eklenmiş ve diğer alt bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.

b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
c) (Ek: 25/5/2005 – 5353/17 md.) Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu, (1)
d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar. (1)
e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar. (1)
(7) Bu maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimse, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemez ve kayda alamaz.


** Göze çarpan sorunlar : CMK m.135 getirdiği düzenlemeyle çok fazla kafa


karışıklığı yaratmış ve tartışılmış bir maddedir. Madde öncesi ve sonrasıyla eksik


düzenlenmiş, kanun koyucu bazı durumları gözden kaçırmış ve maddedeki bazı kavramlara


açıklık getirmemiştir.


1- İletişimin tespiti ne demektir : Maddede yer alan ‘İletişimin tespiti’ ifadesi


ile ne denmek istediği tam olarak anlaşılamamaktadır. Bu belirsizlik doktrinde de devam


etmiş ve bu ifadenin ne anlama geldiği, Ceza Usul Hukuku kitaplarında da farklı şekilde


açıklanmıştır. İfadeyi açıklamak için en güvenilir yol 26434 sayılı Resmi gazetede yayınlanan


Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin


Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına


Dair yönetmeliğin 4.maddesinin f bendidir.Bu madde ‘iletişimin denetlenmesi’ ile ilgili


kavramları açıklamamızda bize yardım edecek olan tanım maddesidir. Buna


göre iletişimin tespiti; iletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer


iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin


tespit edilmesine yönelik işlemleri ifade eder. Tanıma göre iletişimin tespiti, iletişim içeriğine


müdahale etmemeyi gerektirir.



Değerlendirme bu şekilde yapıldıktan sonra öncelikle cep telefonunda kayıtlı olan


SMS’lerin içeriğinin nasıl denetleneceği soru işareti yaratmaktadır. SMS içeriklerinin


denetlenmesi, maddede yer alan ‘dinleme’, ‘kayda alma’ ve ‘sinyal bilgilerinin


değerlendirilmesi’ ifadelerinden hiçbirinin içine yerleştirilemez. İletişimin tespiti de iletişimin


içeriğine müdahaleyi engellediğine göre SMS içeriklerinin nasıl tespit edileceği hala bir


belirsizliktir.



Teknolojik gelişmeler göz önüne alındığında, bir insanın iletişimini salt telefon vb.


araçlarla gerçekleştirmediği bilinen bir gerçektir. Oysa kanun koyucu iletişimin denetlenmesi


ile ilgili maddeleri düzenlerken neredeyse bu gelişmeleri hiç dikkate almamıştır. Bu


dikkatsizlik sonucu ‘’e-maillerin’’ denetiminin nasıl yapılacağı hususu ikinci sorun olarak


karşımıza çıkar. ‘e-mail’ acaba m.135 içine sokulabilir mi, yoksa bunu m.134 içinde mi


değerlendirmek gereklidir?