Mesajı Okuyun
Old 15-04-2014, 14:57   #3
av.murat kılıç

 
Varsayılan

YHGK
Esas : 2012/2-730
Karar : 2013/251
Tarih : 20.02.2013
BOŞANMA DAVASINDAN SONRA TARAFLARIN BİRARAYA GELMESİ
TANIK BEYANLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ( Boşanma Davası )
FİİLİ AYRILIK SEBEBİYLE BOŞANMA
TMK.166
Davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra tarafların barışıp bir araya geldikleri ve üç ay süreyle birlikte yaşadıkları, taraflarla yakınlığı olan tanıklarca ifade edilmiştir.
Bu tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve bulgu yoktur.
Bu durumda ortak hayatın yeniden kurulduğunun kabulü gerekir. Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan boşanma sebebi gerçekleşmediğine göre davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.

DAVA VE KARAR:
Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;

Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce (Aile Mahkemesi sıfatıyla) boşanma davasının kabulüne dair verilen 12.05.2010 gün ve 2009/252 E., 2010/172 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 26.10.2011 gün ve 2010/13282 E., 2011/17076 K. sayılı bozma ilamı ile;

(...Davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra tarafların barışıp bir araya geldikleri ve 2008 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında üç ay süreyle birlikte yaşadıkları, taraflarla yakınlığı olan tanıklarca ifade edilmiştir. Bu tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve bulgu yoktur. Bu durumda ortak hayatın yeniden kurulduğunun kabulü gerekir. Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan boşanma sebebi gerçekleşmediğine göre davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Dava, TMK’ nun 164/4 maddesine dayalı boşanma istemine ilişkindir.

Davacı, davalı eşi aleyhine Soma 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/545 esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, yargılama aşamasında 13.04.2006 tarihinde davadan feragat etmesi nedeniyle davanın feragat nedeni ile reddine karar verildiğini, feragat tarihinden itibaren 3 yıl geçmesine rağmen tarafların müşterek hayatı sürdürmek için bir araya gelmediklerini ileri sürerek, tarafların TMK.’nun 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, boşanmak istemediğini bildirmiştir.

Mahkemece; TMK.166/4.maddesindeki yasal koşulların somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından tarafların bu madde gereğince boşanmalarına, davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu, tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı dikkate alınarak, davalı kadın yararına 4.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminata ve aylık 200,00 TL nafakaya hükmedilmesine karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda belirtilen bozma ilamında açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, Mahkemece toplanan deliller dikkate alındığında, Türk Medeni Kanunu’nun 166/4. maddesinde yer alan boşanma sebebinin gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı, ( BOZULMASINA ),aynı kanunun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
YHGK 20.02.2013 - K.2013/251