Mesajı Okuyun
Old 30-10-2009, 10:36   #5
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2003/6407
K:2004/1027
T:09.02.2004

TaRaf1ar arasında ğörülen davada Gazıantep Asliye 5. Hukuk Mahke-mesi'nce verilen 18.03.2003 tarih ve 1998/853-2003/187 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin, süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili davalı bankanın Gaziantep Merkez Şubesi'ne 37.069 Hollanda Florini yatırarak 26.07.1991 günü 1 yıl vadeli hesap açtırdığını, vade günü parasını almak istediğinde, 4.9.1991 günü birinin gelip parayı çektiğini öğrendiğini, yaptığı şikayet üzerine banka görevlilerinden üçü hakkında açılan kamu davası sonunda mahkumiyet kararı verildiğini, 16.07.1998 tarihli Adli Tıp raporu ile paranın müvekkilince değil, sanıklarca çekildiğinin bildirilmesi ile olayın faillerinin öğrenilmesi üzerine işveren sıfatı nedeniyle davalı banka hakkında işbu hukuk davasının açıldığını ileri sürerek, yatırılan meblağın tahsile kadar geçen süre için en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsiline talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına gore, 10 yıllık ceza zamanaşımının sanıkları çalıştıran davalı hakkında da uygulanması gerektiği, davanın bu süre içinde açıldıgı gerekcesiyle, davanın kısmen kabulune karar verilmistır.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, mevduat sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkindir.
Mevduat sözleşmesi, ağırlıklı olarak esas itibariyle belli oranda faiz elde etme amacına yöneldiği için ödünç sözleşmesine daha çok yaklaşan, ancak güvenilir bir kurumda parayı muhafaza etme düşüncesi ile vedia sözleşmesini hatırlatan kendine özgü bir sözleşme tipidir. Mevduata uygulanacak hükümler, ancak kıyas yolu ile ve niteliği uygun düştüğü ölçüde ödünç sözleşmesi hükümleri ve istisnai hallerde vedia sözleşmesi hükümleri olacaktır.
Bu sözleşme tipinin acıklanan ozelligi nedeniyle, bu dava, B.K.nun 15 madde hükmünde yazılı 10 yıllık genel zamanasımı süresine tabi olup, esasen dava tarihinde yürürlükte olan 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun 36 ncı madde hükmundekı 10 yıllık zamanaşımı süresinin bu davaya süre bakımından kıyasen uygulanması da mümkündür. Dava, 10 yıllık zamanaşımı süresinde açılmıştır.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklanan bu gerekçe ile davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı sonucuna varılması gerekirken, aynı sonuca esasen üzerinde durmaya dahi gerek kalmayan uzamış (ceza) zamanaşımına ilişkin yazılı gerekçe ile varılması isabetsiz ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün, değişik bu gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 311.596.000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09.02.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi

E:2002/9647
K:2003/2110
T:10.03.2003

TaRaflar arasında ğörülan davada Adana Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 15/02/2002 tarih ve 2000/964-2002/52 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, düruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davacı bankanın Karşıyaka Şubesi'nin müşterisi olduğunu, hesabından müvekkiline ait nüfus cüzdanı ibraz edilerek 3. şahıs tarafından Karşıyaka Şubesi'nden 750.000.000.- TL , Gaziantep Şubesi'nden 100.000.000.- TL olmak üzere toplam 1.350.000.000.- TL' nin çekildiğini, bankanın bu işlemler sırasında gerekli özeni göstermediğini ileri sürerek, 1.350.000.000.- TL' nin ödeme tarihinden itibaren temerrüd faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının nüfus cüzdanını saklamada gerekli özeni göstermediğini, gizli olan hesap numarasını yanında çalışan ve paraları bankadan çeken Sedat Yücel' e söylediğini, cüzdanının çalındığını işlemlerden sonra bildirdiğini, davacının ağır kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamından diğer şubelerden yapılan ödemelerde nüfus cüzdanı ve hesap no bildirildiğinden bankanın imza karşılaştırma imkanı bulunmadığından kusurlu olmadığını, hesabın bulunduğu Karşıyaka Şubesi'nin imza karşılaştırması yapmaması nedeniyle bankanın buradaki işlemde kusurlu olduğu, davacını da nüfus cüzdanını kaybetmekle ve yanında çalışana banka hesap no'sunu bildirmekle kusurlu olup, kusur oranının % 50 şer olduğu gerekçesi iel davanın kısmen kabulü ile 375.000.000TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline fazla istemin reddine karar verilmistir.
Kararı, taraf vekilleri temiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına gore, vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Davacı vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davacıya ait olan ve davalı bankanın kusuru ile üçüncü kişi tarafından çekilen paranın tazminine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde mahkemenin asıl hesabın bulundugu Karşıyaka Şubesindeki hesabı dışında, Gazipaşa Şubesi'nden 500.000.000 TL. ve Saydam Şubesi'nden 100.000.000.TL nüfus cuzdanı ve banka hesap numarası ıle yanında calısanı Sedat Y. tarafından çekildiği ileri sürerek bu meblağlarında davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bankalar yazılı ve sözlü duyurularla halktan faiz veya ivaz karşılığında topladıkları paraları ülke ekonomisinin güçlenmesi doğrultusunda değerlendiren ve aynı zamanda bu mevduatlardan para kazanan kuruluşlardır. Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede aynen veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usülsuz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK.306 ve 307.maddeler uyarınca ödünç alan, aktin sonunda odünç verilen parayı iade ve eğer kararlaştırılmışsa faizi ile birlikte iadeye mecburdur. Aynı yasanın 372/1 maddesi uyarınca usulsüz tevdi de paranın nef'i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Ancak, mudinin istediği zamanda iade ile yükümlüdür. Bankalar hiçbir bahane ile yararlandıkları bu mevduatı mudilere iadeden kaçınamazlar. Nitekim, yasa koyucu, birer guven kurumu olan Bankaların bazı sorumluluğunu kusursuz sorumluluk olarak vasıflandırmıştır. Ayrıca, Bankalar adam çalıştıran sıfatı ile de sorumludurlar. Adam calıstıranın sorumluluğu bır kusur sorumluluğu olmayıp, olağan sebep sorumluluğudur. Sorumluluğun dogması için objektif özen yükümlülüğünün ihlali ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir.
Bu itibarla, davacının diğer banka şubelerinden çekilen paraları içinde davalı bankanın yükümlülüğü, hesabın bulunduğu Karşıyaka Şubesi'nden farklı değildir. O halde, mahkemece, tarafların bu şubelerden üçüncü şahıs tarafından çekilen para yönünden müterafik kusurlu oldukları kabul edilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ( 3 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; aşağıda yazılı bakiye 15.180.000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10.03.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.