Mesajı Okuyun
Old 25-01-2022, 09:22   #2
av.bdilan

 
Varsayılan

Meslektaşım merhaba, şöyle bir karara denk gelmiştim umarım işinize yarar.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E.2008/17890 K:2008/19346

DAVACININ ÖLÜMÜ
VEKALET İLİŞKİSİ
DAVAYA DEVAM YÖNTEMİ
MİRAS ŞİRKETİ

Özet
Dava devam ederken davacının ölümü, halinde vekalet sona ereceğinden (BK md. 397/1) vekili olan avukat davayı yürütemez. Davacı vekilinden davacıya ilişkin mirasçılık belgesi istenerek tüm mirasçılarının katılımını sağlamak veya TMK'nın 680. mad. uyarınca (miras şirketine temsilci tayin ettirmek) gerekir.

818 s. Yasa m. 397/1

Dava dilekçesinde 2.350.000.000.-TL. alacak için takibe vaki itirazın iptali, inkar tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir.
Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili 17.01.2005 tarihli dava dilekçesinde, davalı kiracının kiralanana verdiği zarar nedeniyle hasar bedeli olarak 2.350,00.-TL. alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap vermemiş, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından (dava tarihinin maddi hata sonucu gerekçeli kararda 17.01.2006 olarak yazılı olması nedeniyle), dava tarihinde davacının ölü olması nedeniyle adına dava açılamayacağı gerekçesiyle temyiz edilmiştir.
Geri çevirme üzerine dosyaya konulan nüfus kaydına göre; dava görülürken davacı 09.11.2005 tarihinde vefat etmiş, vekili bu husus mahkemeye bildirilmediğinden mirasçıları davaya dahil edilememiştir.
Gerçek kişilerin ve medeni haklardan yararlanma ehliyeti ölümle son bulur (TMK md.28). Ölü kişi taraf ehliyetine sahip olmadığından ve müvekkilin ölümü ile vekalet sona ereceğinden (BK md.35/1 ve BK md. 397/1), vekaletnamenin varlığından söz etmek mümkün değildir. Ayrıca, HUMK'un 67. maddesinde belirtilen gecikmesinde zarar umulan haller de söz konusu değildir. Bu nedenlerle müvekkilin sağlığında düzenlediği vekaletname ile yetkili kıldığı vekil (avukat), müvekkilin ölümünden sonra adına davayı yürütemez.
Mahkemece, davacı vekilinden davacının veraset ilamı istenerek, mirasçılara tebligat yapılması ve alacak miras şirketine intikal ettiğinden tüm mirasçıların davaya katılımı veya yazılı muvafakatinin sağlanması ya da TMK'nın 680. maddesi uyarınca miras şirketine temsilci tayin ettirilmesi suretiyle davaya devam edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu husus tamamlanmadan karar tarihinde ölü olan kişi lehine hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.11.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kaynak:İstanbul Barosu Dergisi 2010-1