Mesajı Okuyun
Old 16-05-2008, 21:17   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.Yazılı ücret sözleşmesi olsaydı sözleşmedeki miktar talep edilecekti.
2. Sözleşme olmadığına ve dava konusunun para ile ölçülebilir nitelikte olduğu var sayıldığına göre Avukatlık K.nun 164 maddesi gereği aşağıdaki gibi hareket edilecektir.
"Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir.
(Değişik cümle: 13/01/2004 - 5043/5. md.) Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır."
3. Talep edilebilecek miktar , harca esas değerin ötesinde dava edilenin ilamım kesinleştiği tarihteki değerinin %10 ila %20 si arasındaki değer olacaktır. Bu oranı hakim takdir edecektir.
4. Gönderilen ihtarnamede %15 oranında talepte bulunulduğuna göre, bu oranı geçmeyecek şekilde müvekkil aleyhine avukatlık ücreti alacağı davası açılmalıdır.
5. Fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak dava açılması imkanı olduğu kanısındayım. Ancak hakim takdirini nihai karar ile birlikte açıklayabileceğinden ek davanın esas davada ıslah yoluyla kullanma imkanının doğmayacağı kanısındayım. Esas dava bittikten sonra ayrıca ek dava açılması gerekecektir.
(Fazlaya ilişkin hak saklı tutulacaksa ,Hakimin ne oranda ve miktarda av. ücreti tayin ettiğini kararda açıklaması gerekecektir. Bunu sağlayıcı taleplerde bulunulmalıdır. )
6. Avukata verilecek ücret 164 madde uyarınca takdir edilecek ücret ile , karşı tarafın ilam gereği ödemeye mahkum olduğu ücretin toplamıdır. Bu ikinci ücretin karşı taraf bankadan tahsili için müvekkili temsilen ilamlı icra takibi yapılabilir,fakat müvekkil aleyhine açılacak davada bankaya husumet yöneltilmez. Diye düşünüyorum.
Saygılarımla.