Mesajı Okuyun
Old 13-08-2007, 16:13   #58
SPARTACUS

 
Çözüm

-- Antropologlar sünnetin başlangıcı hakkında görüş birliğine varamamıştır. Sünnetin tarihini M.Ö. 15000 yıllarındaki taş devrine kadar götürenler varsa da, antropolog Ashley Montagu’nun da savunduğu gibi, 6000 yıl önce antik Mısır’da sünnetin varolduğu kesinleşmiştir. 4000 yıl önce Eski Ahit’te ise, doğumun sekizinci gününde dini sünnet uygulamasına atıf yapılmıştır (bris milah veya brit milla). Eski ve Yeni Ahit’te, sağlıkla ilişkilendirmeden sünnete yapılan çok sayıda atıf vardır.

Hastalıklara karşı profilaksi amacıyla rutin yenidoğan sünnetinin yaygınlık kazanması 19. yüzyıla rastlar. Özellikle ingilizce konuşulan ülkelerde sünnet, kısa sürede kabul görmüştür.




-- Her yıl sünnet edilen erkek sayısının 13.3 milyon olduğu tahmin ediliyor, kız sayısı ise 2 milyon civarında. Her iki cinste de sünnet edilenlerin çoğu çocuklar. (Denniston, 1997; DeMeo, 1997).

-- ABD'de sünnet, kesilen prepusların ilaç ve kozmetik sanayinde değerli bir malzeme olarak satıldığı gerçektir (Bir Amerikan Sağlık Uydurmacası (1980) adlı kitabında Wallerstein)

-- Sünnet, cinsel ilişki sırasında zevk duyusunu beyne gönderecek olan sinir ve sinir uçlarını da tahrip eder.
Nöroanatomist Dr. Ashley Montagu, 25 sent büyüklüğündeki "normal" bir insan derisinin 3.66 metre uzunluğunda sinir, ve 50'den fazla sinir ucu içerdiğini belirtmektedir. sünnet ile yetişkin bir erkeğin yaklaşık olarak 73.2 metre sinir, ve 1000'den fazla sinir ucundan mahrum kaldığını göstermektedir. Dr. Taylor'un araştırması, sünnet derisinin normal deriden daha fazla sinir yüklü olduğunu gösterdiği için, sünnet edilmiş erkeğin 1000'den fazla sinir ucunu kaybettiğini rahatlıkla söylenebilir.
Bir erkek sünnet derisi yaklaşık 15 adet Amerikan 25 sentini rahatlıkla içine alabilecek büyüklüktedir.
(Montagu A., Matson F. The Human Connection. NY: McGraw Hill 1979)


-- Penis Üst-Derisinin Görevleri Nelerdir?
Üst-derinin pek çok duyusal, koruyucu, ve cinsel işlevi vardır.
Koruyucu: Göz kapakları gözleri nasıl korursa, üst-deri de glansı korur ve onu nemli, yumuşak ve duyarlı tutar. Aynı zamanda ortalama ısıyı, pH dengesini ve temizliği sağlar. Glansın kendisi (penis başı) sebaceous bezlerini (derimizi nemlendiren sebum veya yağ maddesini üreten bezler) bulundurmaz. Glansın yüzeyini sağlıklı tutan sebumu üstderi üretir.
Bağışıklık Sistemindeki Görevi: Bütün vücut deliklerini çevreleyen mukoz zarlar, vücudun ilk savunma duvarıdır. Üstderideki bezler, lizozim gibi antibakteriyel ve antiviralleri üretirler. (12) Lizozim aynı zamanda göz yaşlarında ve anne sütünde de bulunur. Özelleşmiş epitelyal Langerhans hücreleri, bağışıklık sisteminin bir parçası olarak, üstderinin dış yüzeyinde bolca bulunurlar (13). Üst derinin mukozal kaplamasında bulunan plazma hücreleri, enfeksiyona karşı mücadele eden antikorlarları, yani immunoglobinleri salgılarlar. (14)
Erojen Duyarlılık: Üst-deri parmak uçları, ya da dudaklar kadar duyarlıdır. Özelleşmiş sinir alıcılarından, penisin başka hiçbir yerinde olmadığı kadar çok sayıda ve çeşidini barındırırlar.(15) Bu özelleşmiş sinir alıcıları hareketi, sıcaklıklardaki çok küçük değişiklikleri ve yüzeydeki hassas değişiklikleri algılayabilirler. (16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23)
Sertleşme Sırasında Penisi Kaplama: Serleştiğinde penis gövdesi daha uzun ve kalın olur. İki katlı üst-deri tabakası, büyüyen bu organı içine alacak gerekli deri yüzeyini sağlar. Böylece penis derisi yumuşak ve rahat bir şekilde gövde ve glans üzerinde kayabilir.
Kendi-kendini Uyaran Cinsel İşlevi: Üst-derinin iki katlı kılıfı, penis gövde derisinin, penis gövdesi üzerinde ileri geri kaymasını sağlar. Normalde üstderi penisin başladığı yere kadar tamamen çekilebilir ve ayrıca glansın ilerisine de çekilebilir. Bu geniş hareket mesafesi penis, frenulum, üstderi, ve glanstaki orgazmik tetikleyicilerin uyarılma şeklidir.
İlişki Sırasında Cinsel İşlevler: Üstderinin görevlerinden biri, iki cinsin ilişki sırasında mukozal yüzeylerinin birbiri üzerinde hareket etmesini sağlamaktır. Üstderi penisin kendi hareketli, yağlı kılıfı içersinde vajina içine girip çıkmasını sağlar. Dolayısıyla dişi, erkeğin sünnet derisi eksik olduğu zamanki gibi sürtünme sonucu değil, hareket eden basınç ile uyarılır.
• Üstderi, glansı içine alıp onu bir iç organ haline getirerek, erkek ve kadın arasındaki samimiyeti artırır. Cinsel ilişki tecrübesi, erkeğin bir iç organı olan glans, üstderi geri çekilip, kadının cinsel organı ile temas ettiğinde arttırılır.

Üstderinin henüz bilinmeyen veya anlaşılamayan işlevleri olabilir. Avrupalı bilimciler, bazal epidermal hücrelerinde estrojen alıcılarını henüz yeni keşfetmişlerdir. University of Manchester'daki araştırmacılar, insan üst-derisinin apokrin bezleri içerdiğini keşfettiler. Bu özelleşmiş bezler feremon denilen doğanın kimyasal habercilerini üretiyorlar. Üstderinin bu özelliklerini ve oynadığı rolü anlayabilmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.


-- Sünnetle Ne Kaybedilir
Gary L. Harryman

Bir bebeğin doğal ve sağlıklı penisi sünnet edildiğinde sonsuza dek ne kaybedilir?
1. Dartos Fascia adındaki ısıya duyarlı yumuşak kas tabakasının yaklaşık olarak yarısı.
2. Bağışıklık sisteminin bir parçası olan özelleşmiş Epitelyal Langerhans hücreleri;
3. İçinde dorsal sinirin uzantıları da olan yaklaşık olarak 75 metre uzunluğunda mikroskobik sinir.
4. Yavaş hareketleri, sıcaklıklardaki düşük oynamaları, ve yüzeydeki ince farklılıkları hissedebilen, çeşitli tipte 10,000 ile 20,000 arasında özelleşmiş erotojenik sinir uçları. Bu kayıp üst derideki (sünnet derisi) en önemli duyusal alıcılar olan Maysner yuvarlarının da (meissner's corpuscles) binlercesini içerir.
5. Amacı ve değeri henüz tam olarak anlaşılmamış olan estrojen alıcıları.
6. Hareketli penis derisinin %50'sinden fazlası; penis başının penisi kurumadan, aşırı sürtünme ve tahrişten, ve keratinleşmeden koruyan çok amaçlı kaplaması. Penis başının keratinleşmesinin zarar verici cinsel sonuçları henüz araştırılmamıştır.
7. Yumuşak sırtların frenar bantları (the frenar band of soft ridges); insan vücudunda en fazla zevk yaratan bölge. Yoğun olarak sinirlerle bezenmiş olan bu bölgenin kaybedilmesi, geri kalan penisin hassasiyetini normal bir deri tabakasının hassasiyeti ile aynı hale indirir.
8. Anne sütü ve plazma hücrelerinde de bulunan, bağışıklık antikorlarını, antibakteriyel ve antiviralleri salgılayan, yumuşak mukozanın bağışıklık savunma sistemi.
9. Lenfatik kanallar; bunların kaybı vücudun bağışıklık sistemi içerisinde lenf akışını olumsuz yönde etkileyebilir.
10. Frenulum; glansın aşağı kısmında, "V" şekilli, ağ-görünümlü, genelde üst-deri ile birlikte kesilen veya zarar görerek işlev göremez hale gelen çok duyarlı bir yapı.
11. Feremonları salgılayan iç üstderinin "apokrin bezleri". Feromonların kaybının yol açtığı sonuçlar henüz araştırılmamış olmakla birlikte, olası cinsel eşlere sessiz, görünmeyen, ama güçlü sinyaller yolladığı sanılmaktadır
12. Penisi nemlendirip kayganlaştıran ectopic sebaceous bezleri.
13. Gerekli "kayma" mekanizması. Eğer açılır ve düz olarak yayılırsa, ortalama yetişkinin üstderisi 104 santimetrekare yer kaplar.(yaklaşık olarak bir posta kartı kadar) Kendi kendini kayganlaştıran ve hareketli olan bu deri, penise kendi içinde kayma özelliğini kazandırır; bu da vajinayı kurutmadan, yapay kayganlaştırıcılara ihtiyaç duymadan cinsel ilişkiyi sağlar.
14. Glansın pembe-kırmızı-koyu mor arasındaki rengi. Glans normalde tıpkı dil gibi bir iç organdır.
15. Penis çevresinin önemli bir kısmı. Gevşek üstderinin penise kazandırdığı önemli bir hacim vardır. Bu da sünnetli penisi, sünnet edilmemiş penise göre oldukça ince yapar
16. Sünnet sırasında üstderiyi penise bağlayan doku yırtılarak koparıp atıldığı için, sertleşmiş penis uzunluğunun 2.5 cm kadarı da kaybolur. Bu paylaşılan zar, üst deri ve glansı penis gelişirken sıkıca birbirine bağlar. Onu koparmak glansa zarar verir; ham, enfeksiyona, sürtünmelere ve tahrişe açık hale getirir. Bu durum penisin büzülüp ufalmasına neden olur.
17. Frenular atardamar ve dorsal atardamarı da içeren metrelerce uzunluğunda damar. Bu yoğun kan dolaşımının kesilmesi, penisin gövdesine ve glansına yeterli kan akışını sınırlar, bu da açık bir şekilde penisin doğal işlevine ve gelişimine zarar verir.
18. Her yıl pek çok erkek kötü operasyonlarda ve enfeksiyonlarda penislerini kaybederler. Bazı durumlarda bu da yapay olarak hormon vs, ile cinsiyetin değiştirilmesine yol açar ve erkekler kadın olarak yaşamaya zorlanırlar.
19. Her yıl pek çok erkek tıbben gereksiz sünnet operasyonlarında hayatlarını kaybederler. Bu ölümler milyar dolarlık sünnet endüstrisi tarafından saklanır.
20. Henüz bilimsel olarak kanıtlanmamasına rağmen, penis ile vajinanın mukozal dokusu arasında gerçekleşen elektrik transferi orgazmın oluşumuna yardım eder. Sünnet ile erkekteki mukozal tabakanın kaybedilmesi, bunu engeller.

Gary L. Harryman 14 Şubat 1999



-- Sünnet Nasıl Zarar Verir?
Sünnetin "tıbbi yararları"(!) hakkındaki tartışma, nadiren sünnetin gerçek sonuçlarına değinir.
Sünnet Köreltir: Kesilen deri miktarına bağlı olarak, sünnet, erkeği penis derisinin %80 veya daha fazlasından mahrum bırakır. Sünnet derisinin uzunluğuna bağlı olarak, kesmek, penisi %25 veya daha fazla kısa yapar. Özenli anatomik araştırmalar göstermiştir ki, sünnet bir metreden fazla damar, arter, ve kılcal damarları, 80 metreye yakın sinir uzunluğunu, ve 20,000'den fazla sinir ucunu yok eder. Üstderinin kasları, bezleri, mukoz tabakası, ve epitelyal dokusu da bunların yanında tabii ki yok olmuştur.

Sünnet Hissizleştirir: Sünnet penisi radikal şekilde hissizleştirir. Üstderi amputasyonu, üstderinin kendisindeki zengin sinir ağını ve sinir alıcılarını yok etmek anlamına gelir. Sünnet, neredeyse her zaman frenulumu ya yok eder ya da büyük zarar verir. Koruyucu üstderinin kaybedilmesi glansı hissizleştirir. Sürekli dışarda kalan glansı (penis başı) kaplayan membran şimdi sürekli aşınma ve irritasyon ile karşı karşıya olduğundan keratinleşir, sert ve kuru olur. Normal, sağlam bir peniste, mukoz zarın tam altında olan glanstaki sinir uçları, şimdi birbiri üstüne oluşan keratin tabakalarının altına gömülmüştür. Köreltilmiş glans(penis başı) şimdi donuk, gri ve sklerotik bir görünüm alır.

Sünnet Etkisiz Kılar: Sünnet ile büyük miktardaki penis derisinin amputasyonu, geri kalan deriyi kalıcı olarak hareketsiz hale getirir. Bu hareket kaybı, glansın normal olarak uyarıldığı mekanizmayı yok eder. Sünnetli penis sert hale geldiğinde, geri kalan hareketsiz hale gelmiş deri gerilir, bazen bu o kadar sıkı olur ki tüm penisi kaplamaya yetmez. Normalde penis gövdesi üzerinde kıl yoktur, ama bu şekilde, torba vs. üzerindeki kıllı deri de penise kadar çekilir. Cerrahi olarak dış ortama maruz hale getirilen glansın mukozası sebaceous bezlerini içermez. Üstderinin emolyantları ve koruması olmadan, galns(penis başı) kurur, çatlamaya ve kanamaya meyilli hale gelir.

Sünnet Şekli Bozar: Sünnet, penisin görünüşünü büyük ölçüde değiştirir. Normalde bir iç organ olan glansı, kalıcı olarak bir dış organ haline getirir. Sünnet üstderiyi yırtmayı gerektirdiğinden, glansın da bazı parçaları kopabilir. Üstderinin parçaları ham glansa yapışabilir ve yerinden kopmuş, sarkan deri parçaları ve köprüleri oluşturabilir.
Yara oluşumuna ve kesilen deri miktarına bakarak, sünnetli deri kalıcı olarak eğik bir hal alabilir, ya da sertleşme sırasında eğilebilir. Yara dokusunun büzülmesi, penis gövdesini karnın içine doğru çekebilir, bu da gerçekte penisin kısalması, hatta bazen tamamen kaybolması anlamına gelir.
Sünnet Dolaşıma Zarar Verir: Sünnet, penis derisindeki ve penis başındaki normal kan dolaşımını bozar. Ana penis arterlerine akmak isteyen kan, yarma noktasındaki yara dokusu ile engellenir, bu da kanın daha ilerdeki diğer kılcal damarları beslemek yerine geri doğru akmasına neden olur. Kandan yoksun olan olan meatus büzülüp yara oluşturabilir, bu da idrar akışını engeller. Meatal Stenosis denen bu durum, genellikle düzeltici cerrahi müdahale gerektirir. Bu hastalık neredeyse tamamen sünnetli çocuklara özeldir.
Sünnet, aynı zamanda lenf kanallarını da keser, lenfin dolaşımı bozulur ve bazen lymphedema denen, penisin geri kalan derisinin, sıkışıp kalan lenf ile dolup şiştiği, acı verici ve şekil bozucu rahatsızlık ortaya çıkar.
Sünnet Gelişen Beyne Zarar Verir: Önde gelen tıbbi dergilerde yayınlanan yeni yapılan çalışmalar, sünnetin beyin üzerinde, gelişen beyin merkezlerini olumsuz yönde etkileyerek, uzun süreli zararlı etkileri olduğunu söylemektedir. Sünnetli erkeklerin sünnetsiz erkekler ya da kızlara göre daha düşük bir acıya dayanma eşikleri vardır. Gelişim nörofizyolojisti Dr. James Prescott, sünnetin daha derin ve daha ciddi nörolojik zararlara yol açmış olabileceğini de söylemektedir.

Sünnet Hijyen ve Sağlık Dışıdır : Sünnet hakkında en yaygın olan efsanelerden biri, sünnetin penisi daha temiz ve bakımı daha kolay yaptığıdır. Bu doğru değildir. Gözkapakları olmadan gözler daha temiz olmaz, penis de üstderi olmadan daha temiz olmaz. Yapay olarak dış organ haline getirilen glans (penis başı) ve meatus, kire ve aşınmaya sürekli açık haldedir, bu da sünnetli penisi daha kirli yapar. Koruyucu üstderinin kaybolması, üriner yolu bakteri ve viral patojenlere karşı korumasız bırakır.
Sünnet yarası pek çoklarının sandığından daha büyüktür. Bu yalnızca geri kalan derinin iç ve dış birleşme noktaları değildir. Sünnet olmadan önce bir bebeğin üstderisi penis başında ayrılır, tam anlamıyla söylemek gerekirse, bu canlı canlı derisini yüzmek, yırtmaktır. Bu da geriye kanayan, geniş ve açık bir alan bırakır. En iyi ihtimalle, bu geniş alan yalnızca bir çeşit proto-mukoza tarafından korunmaktadır. Hastalık yapıcılar bu açıklıktan kolaylıkla içeri girebilirler. Yara iyileştikten sonra bile, dış koşullara açık hale gelen glans ve meatus, artık idrar, dışkı, bebek bezlerinin kimyasal maddeleri ve bunun gibi diğer kirleticilerle doğrudan temasa zorlanmıştır. Sünnetli erkeklerin kadın partnerleri daha düşük bir rahim kanseri oranına sahip değildirler. Ne de sünnet penis kanserini önler. Yeni bir çalışma göstermiştir ki, penis kanseri oranı ABD'de, penis kanserinin neredeyse hiç duyulmadığı Danimarka'ya göre daha yüksektir. Gerçekte araştırmacılar, aslında sünnetin bu hastalık oranlarını artırıp artırmadığını kontrol etmelidirler. Sünnet cinsel yolla bulaşan hastalıklara veya bunları yaymaya engel olmaz. Gerçekte ABD, Batı dünyasında hem en yüksek sünnetli erkek oranını barındırır, hem de AIDS dahil en yüksek cinsel yolla bulaşan hastalık oranını. Çok sıkı şekilde kontrol edilen çalışmalar göstermiştir ki, Amerikanın sünnetli erkeklerinin, bakteriyel ve viral enfeksiyonlara yakalanma riski daha yüksektir, özellikle şu hastalıklara: bel-soğukluğu ,nongonoccal urethritis, insan papilloma virüsü herpes simplex virüs tipi 2, ve chlamydia.
• Sünnet Her Zaman Risklidir: Sünnet her zaman ciddi, hatta trajik sonuçları olan bir müdahaledir. Cerrahi komplikasyon oranı 500'de birdir. Bu komplikasyonlar kontrol edilemeyen kanama ve ölümcül enfeksiyonları içerir. ( Sünneti takip eden kangren ile ilgili pek çok yayınlanmış olay vardır. Staphylococcus, Proteus, Pseudomonas gibi hastalıklı bakteriler ve diğer koliformlara, hatta tüberküloza ve ölüme götürecek diğer enfeksiyonlara yol açabilir. Bu organizmalar vücuda girmek kolay olduğu için ordadırlar, bebek enfeksiyona yatkın olduğu için değil.
Tıbbi dergiler, sayısız defalar sünnet edilirken kısmen veya tamamen penis başları kesilen bebeklerin hikayesini yayınlamıştır. Diğer bir kısım anestezi edilmemiş bebek de, uyanık durumdayken, bütün penislerinin "electrocautery tabanca" denilen aletle yakıldığına tanık olmuşlardır. Journal of Urology'nin Eylül 1989 sayısı, bu tür olayların bir raporunu yayınlamıştır. Makale, "feminizing genitoplasty" denen, penisini kaybetmiş bebeklerin zorla dişiye değiştirilme operasyonunu anlatmıştır. Archives of Pediatrics and Adolescent Medicine Mart 1997 sayısı, erkek doğan, fakat sünnetçinin penisini kesmesi nedeniyle dişiye çevrilen genç bir insanın bunu öğrendiğinde duyduğu dehşeti anlatmıştır. Pek çok benzeri durum belgelenmiştir. Bebek sünnetinin 500,000'de bir olan kaydedilmiş ölüm oranı vardır.
• Sünnet Annelere Zarar Verir: Bilimsel araştırmalar sürekli bir şekilde göstermiştir ki, sünnet bir çocuğun davranışsal gelişimini bozar. University of Colorado Tıp fakültesinde yapılan çalışmalarla sünneti olan bebeklerin non-REM uykularının rahat olmadığı belgelenmiştir. Sinir yollarına karşı yapılan ve dayanılmaz bir acı veren uzun bombardımana karşı sünnetli bebekler bir yarı-koma durumuna girerler. Bu koma günler, hatta bazen haftalar sürebilir.
Pek çok diğer araştırma sünnetin, doğumdan sonraki kritik dönemde anne-çocuk bağını bozduğunu kanıtlamıştır. Araştırmalar sünnetin yeme alışkanlığını bozduğunu da göstermiştir.
Sünnet, Hasta ve İnsan-Haklarının Bir İhlalidir: Hiç kimsenin, bir başkasının cinsel organlarını, o kişinin tam olarak bilgilendirilmiş rızası haricinde kesmeye hakkı yoktur. Sonuçlara katlanacak olan çocuk olduğuna göre, sünnet onun hem tedaviyi reddetme hem de alternatif tedaviler arama hakkının bir ihlalidir. 1995'te Amerikan Pediatri Akademisi Komitesi, yalnızca bilgili bir ana-babanın bir tedaviye "rıza" gösterebileceği hükmüne vardı. Bir bebek açıkçabellidir ki bir şeye rıza göstermek için çok küçüktür. Onun zayıflığından faydalanmak isteyeceklere karşı korunmalıdır. Bilgilendirilmiş anne-babanın rızası kavramı, yalnız travma, hastalık, sakatlık gibi acil durumlarda tıbbi müdahale hakkı tanır. İnsan penisi, normal, sünnetsiz halinde bu durumlardan hiçbirini sağlamaz

-- Söz konusu sünnet olduğunda, öyle sanıyorum ki amaçlanan, cinsel ilişkiyi azaltmak, cinsel organı zayıflatmak, ve bu şekilde erkeğin mutedil olmasını sağlamaktır. Bazı insanlar sanırlar ki, sünnet, erkeğin yapısındaki bir bozukluğu gidermek içindir - ama buna herkes kolaylıkla cevap verebilir : Nasıl olur da tabiatta yaratıklar dışarıdan düzeltmeyi gerektirecek kadar eksik olabilirler, hele bu özellikle üstderi (sünnet derisi) gibi işlevi açık seçik belli olan bir yapı ise?
Ibn Meymun, filozof, (1190)



-- Viktorya döneminin doktorları sünnetin penisi hissizleştirdiğini, mahrum ve etkisiz bıraktığını çok iyi biliyordu. Ne var ki çok geçmeden sünnetin sarayı, felci, tutulmaları, elephantiasisı, veremi, ekzemayı, yatak-ıslatmayı, kalça çıkığını, ıslak rüyaları, siğilleri, baş ağrısını, tedirginliği, histeriyi, göz bozukluğunu, aptallığı, geri zekalılığı, ve deliliği tedavi ettiğini ileri süreceklerdi. Aslında tıp tarihinde hiçbir prosedürün sünnetten daha fazla hastalığı tedavi ettiği veya iyileştirdiği ileri sürülmemiştir. Bugün sünnet için ileri sürülen gerekçeler güncel korku ve endişelerle oynayacak şekilde yenilemiş durumda, ama birgün bunlar da mantık dışı olarak kabul edilecekler. En son sünnetin kanseri ve cinsel yolla bulaşan hastalıkları engellediği iddiası tamamen çürütüldüğüne göre, sünnetçiler hiç şüphesiz yenilerini bulacaklardır. Eğer sünnetçiler gerçekten sadece tıbbi-gerekçelerle hareket ediyor olsalardı, bu uygulamanın kafatası delme, hadım etme, ve sülükle kan çekme ile birlikte çoktan tarih olması gerekirdi.

Paul Fleiss, Doktor (1997)

-- Cinsel zevk ve cinsel aşkın ifadesi için tasarlanmış beyin sisteminin daha başlangıçta korkunç derecede büyük bir acı ile şartlandırılmasının psikobiyolojik sonuçlarının olmaması düşünülemez. Bu tür bireylerde, daha sonraki bütün cinsel zevk deneyimleri, artık bilinçaltı-bilinçdışına gömülmüş bir cinsel acı zemininde yaşanmak zorundadır.
Bu nörofizyolojistin kanaati, erken zamanda yaşanan bu tür jenital acı deneyimlerinin, beyindeki sado-mazoşist davranışların şartlandırmasına katkı sağladığıdır.
Öfke ve intihar davranışlarının, ister yenidoğan döneminde, isterse çocukluk-ergenlik öncesi dönemde yapılsın, ne kadarının sünnet ile tetiklendiğinin sorusunun sorulması gerekir

James Prescott, nörofizyolog (1989)

-- "Mastürbasyon konusunda yapmamız gereken bence şu : ilgili vücut organlarını öyle bir hale getirmeliyiz ki, alışkanlığa devam etmek ağrı verici olsun, bu durum da vazgeçirici olsun. Bu amaçla, eğer penis üst derisi uzun ise, erkeği bugün ve belki de gelecek için mahrum bırakacak şekilde sünnet etmeliyiz. Operasyon ayrıca, kloroform altında yapılmamalı, öyle ki hissedilen acı çocuğun zihninde, yok etmeye çalıştığımız alışkanlık ile hatırlansın."

Athol A. W. Johnson, ünlü tıp dergisi "The Lancet" cilt. 1 (7 Nisan 1860)

-- Tıp literatürü insan prepusundan (sünnet derisi), doğrudan ya da dolaylı olarak; "bir deri parçası" diye söz eder. Anatomik olarak bu tanım, yanlıştır. İnsan prepusu sinir uçları açısından zengindir, ve holokrin bezlerini içerir. (ör., Tyson bezleri) (insan penisindeki duyusal sinir uçlarının gelişimi için Sommerova, 1976; Halata ve Munger, 1986; Dail ve Evan, 1974 çalışmalarına bakılabilir). Yüzey alanı açısından insan üstderisi penisin yaklaşık olarak %36'sını, yani üçte biri demektir. (Ritter, 1992). İnsanın üreme organlarının bir parçası olarak prepus önemsiz olmaktan çok uzaktır.

Ronald S. Immerman ve Wade C. Mackey, "Sünnetin Biyokültürel Açıklaması" (1997