Mesajı Okuyun
Old 12-10-2011, 21:59   #11
isungur

 
Varsayılan

Sn. Güntay'ın ve Sn. Admin'in katkıları için teşekkürler.
Banka kartları operasyonlarında en kritik konu maalesef şifre konusudur. Şifre de kart hamilinin beyninde olan, başka kimsenin bilmediği, herhangi bir yere kayıtlı olmayan bir bilgidir.
Banka kartının ele geçirilmesi, ya da herhangi bir şekilde kopyalanması ve yeniden üretilmesi her zaman yapılabilecek bir şeydir. Bunun önüne geçmenin imkanı pek yoktur. Belki banka kartlarında da chip uygulamasına geçilmesi bir çözüm olabilir. Netice olarak kart bilgileri veya kart bir şekilde ele geçirilebilir ve kopyası üretilebilir. Ancak şifre ele geçirilmediği sürece bu kartlar hiçbir şekilde kullanılamayacaktır.
Kart hamili kartın şifresini kötü niyetli üçüncü şahıslara verebilir, kartının kopyasının üretilmesine de izin verebilir. Bu durumda üçüncü şahıslar kartı ve şifreyi kullanarak kişinin hesabındaki parayı boşaltabilirler. Kart hamili de kartım elimde şifremi de benden başkası bilmiyor diye savunma yapabilir ve zararının tazminini bankadan isteyebilir. Böyle bir olayda banka kart hamiline dönük herhangi bir kusurlu hareket tesbit edemeyecektir. Bu tür olaylara karşı bankayı koruyacak olan tek silah maalesef banka sözleşmesinde bulunan tartıştığımız hükümdür. Bu hükmün tartışmalı hale gelmesi açıkladığımız risklere karşı bankaları savunmasız bırakabilir. Bu nedenle kusuru olmadığının ispatı mükellefiyetinin kart hamiline bırakılması, kusursuzluğunu ispat etmediği sürece kart ve şifrenin birlikte kullanıldığı işlemlerde sorumluluğu üstlenmesi 5464 ve 4077 sayılı yasalara aykırı olmayabilir. Çünkü bu hüküm sözleşmenin en önemli unsurudur. Bu hükmün yok sayılması, sözleşmenin tümüyle batıl hale gelmesi sonucunu doğurmalıdır. Sözleşmenin diğer unsurları bence tamamlayıcı diğer detaylardan ibarettir.
Sigortanın konuyu tüketiciyi ve bankayı koruma yönünden bir çözüm olabileceği düşünülüyorsa da, kanaatimce kesin çözüm olamayacaktır. Çünkü sigorta şirketleri, tazminatı kimin adına ödüyorsa, halefiyet ilkesi doğrultusunda o tarafın tüm haklarına sahip olacak ve ödediği tazminat nedeniyle kusurlu gördüğü tarafa rücu davası açabilecektir. Bu davada da aynı sorunlar gündeme gelecektir.
Konuyu aydınlatıcı katkılarınız için şimdiden teşekkürler.