Mesajı Okuyun
Old 12-10-2011, 12:17   #5
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan Katkı...

Meselenin Yargıtay içtihatlarına yansımasına da bakalım.

Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/4928

K. 2010/16043

T. 2.11.2010

• KREDİ KARTININ ÇALINMASI VE HAKSIZ KULLANILMASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Kart Hamili Şifrenin Muhafazasından ve Güvenliğinden Sorumlu Olduğu )

• KART HAMİLİNİN SORUMLULUĞU ( Şifrenin Muhafazasından ve Güvenliğinden Sorumlu Olduğu )

• KREDİ KARTININ HUKUKA AYKIRI KULLANIMI ( Ağır Kusuru Bulunan Davacı Çalıntı İhbarı Yapılana Kadar Olan Harcamalardan Sorumlu Olduğu )

5464/m.12,16


ÖZET : Davacı, kredi kartının çalınması ve haksız kullanımı nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Kart hamili, şifrenin muhafazasından ve güvenliğinden sorumludur. Dosya kapsamından, dava konusu kredi kartı ile yapılan işlemlerde şifre kullanıldığı anlaşılmaktadır. Haksız olarak ele geçirilen kredi kartının kullanımı, kart şifresinin bilinmesi ile mümkündür. Davacının kredi kartının şifresine kısa süre içinde ulaşılması, şifrenin güvenli seçilmediğini ya da iyi muhafaza edilmediğini göstermektedir. Kredi kartının hukuka aykırı kullanımında ağır kusuru bulunan davacı, çalıntı ihbarı yapılana kadar olan harcamalardan sorumludur. Bu durumda davalı banka yönünden de davanın reddine karar verilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki kredi kartı davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı banka avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, içinde davalı bankaya ait kredi kartının da bulunduğu cüzdanının 06.07.2007 tarihinde çalındığını, 07.07.2007 günü öğle saatlerinde durumu fark ettiğini, hemen bankaya haber verdiğini, ancak kısa süre içinde kredi kartı ile nakit çekimi ve alışveriş olmak üzere toplam 9.091,45.-TL harcama yapıldığını, bir gecede bu kadar çok harcama yapılmasına rağmen davalı bankanın kendisini aramadığı ve ikaz etmediği için kusurlu olduğunu, buna rağmen bu meblağı ihtirazi kayıt koyarak ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, 9.091,45.-TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı banka, üye işyerlerinin sorumlu olduğunu, davacının ihbarını müteakip kartın kullanıma kapatıldığını, sözleşmenin 5. maddesine göre davacının kredi kartını korumak ve muhafaza etmekte dikkat ve özen göstermediğini, kredi kartının şifre ile birlikte kullanıldığını, bu itibarla tüm kusurun davacıda olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı banka yönünden 9.091,45-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı bankanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Yukarıda kısaca özetlendiği gibi, dava, davacıya ait kredi kartının çalınması ve haksız kullanımı nedeniyle tazminata ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde ve 5464 Sayılı Kanunun 16. maddesinde, banka kartları ve şifrelerinin özenle korunması, bilgilerinin saklanması hususunda kart sahiplerine görev ve sorumluluk yüklenmiştir. Dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, dava konusu kredi kartı ile yapılmış olan alışverişler ve nakit çekim işlemlerinin "şifre ( pin )" girilerek yapıldığı belirtilmiştir. Haksız olarak elde edilen kredi kartının kullanımı aynı zamanda kart şifresinin de bilinmesi ile mümkündür. Kart hamili şifrenin muhafazasından ve güvenliğinden sorumludur. Şifreyi seçerken kolay bulunan, örneğin kimlik bilgileri içinde yer alan rakamların seçilmemesinin gerektiği günümüzde bilinen bir gerçektir. Davacının kartının şifresine bu kadar kısa sürede ulaşılmış olması, şifrenin güvenli bir şekilde seçilmediğini ya da muhafaza edilmediğini göstermektedir. Hal böyle olunca davacının olayda ağır kusurunun olduğu ve 5464 Sayılı Yasanın 12. maddesinden yararlanamayacağı ortaya çıkmaktadır. Bankanın müşterisinin limitini doldurmasına müsaade etmesinde kusurundan söz edilmesi mümkün değildir. Bu durumda, kartın hukuka aykırı kullanımında ağır kusuru olan davacının, çalınma ihbarı yapılana kadar olan harcamalardan ve nakit çekimlerden sorumluluğu bulunmaktadır. Mahkemece, davalı banka yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı bankanın sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı banka yararına BOZULMASINA, peşin alınan 122.75.-TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 02.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
</H4>
Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2009/767

K. 2009/7032

T. 22.5.2009

• İSTİRDAT DAVASI ( Çalınan Kredi Kratının Şifresi Kullanılarak Kart ile Çekilen Avans Kredinin Kusurlu Olduğu İddiasıyla Bankadan İstirdadı - Kart Sahibi Kredi Kartının Güvenliğinden Sorumlu Olduğundan Ulaşılabilir Şifre Seçmekle Ağrı Kusurlu Olduğu 5464 S.K.'dan Yararlanmayacağı )

• KREDİ KARTININ ŞİFRESİ KULLANILARAK AVANS KREDİ ÇEKİLMESİ ( Kredi Kartının Kullanılabilmesi İçin Öncelikle Şifresinin Bilinmesi Gerketiğinden Kimlik Bilgisi Gibi Kolay Bulunan Rakamların Seçilmemesi Gereği - Kart Sahibinin Kolay Bulunan Rakamlar Seçmekle Ağır Kusurlu Olduğu )

• ÇALINAN KREDİ KARTININDAN NAKİT AVANS ÇEKİLMESİNDE BANKANIN SORUMLULUĞU ( Daha Önce Nakit Avansı Çekmeyen Müşterinin Bu Hakkı Ne Zaman Kullanacağının Bilinemeyeceği - Bankanın Limitin Doldurulmasına Müsade Etmesinde Kusurlu Olmadığı Kolay Bulunan Şifre Seçen Kart Sahibinin Ağır Kusurlu Olduğu )

• KREDİ KARTINA KOLAY BULUNAN ŞİFRE SEÇİLMESİ ( Kart Hamili Şifrenin Muhafazasından ve Güvenliğinden Sorumlu Olduğu Kimlik Bilgisi Gibi Kolay Bulunan Şifre Seçilmemesi Gereği - Kredi Kratının Çalınıtısının Bildirildiği Sürede Şifresi Kullanılarak Kredi Çekilmesinin Güvenli Şifre Seçilmediğini Gösterdiği )

5464/m. 12


ÖZET : Bankanın daha önce nakit avansı çekmeyen müşterisinin bu hakkını ne zaman kullanacağını bilmesine imkan olmadığından, limitini doldurmasına müsaade etmesinde kusurundan söz edilmesi mümkün değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, Tıp Kongresi için Belçika'dayken 20.10.2006 tarihinde saldırıya uğradığını, çantası, kimliği, parası ve kredi kartlarının gasp edildiğini, hemen Uluslararası kart iptal merkezini aradığını, polise başvurduğunu, ardından Fındıkzade şubesini arayıp iptali doğrulattırdığını, buna rağmen iki saat içinde karttan 3900 Euro nakit çekildiğini, 5464 sayılı Kanun'un 12. maddesi gereğince çalınma durumunda kart hamilinin yapacağı bildirimden önceki 24 saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımın sadece 150,00 YTL'sinden sorumlu olduğunu, limitin rızası dışında yükseltildiğini, zararın artmasına sebebiyet verildiğini, bankanın kendisini sorumlu tutması nedeniyle ihtirazi kayıtla 7.180, 00 YTL ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek bunun ödeme tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşmenin 13. maddesi gereğince kartın güvenliğinden davacının sorumlu olduğunu, kartın çok kısa sürede kullanılmasında davacının ağır kusurunun bulunduğunu ve 12. maddeden yararlanamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, şifrenin kolay bulunmasının davacının kusuru olmadığına dayanılarak 5464 sayılı Yasa'nın 12 maddesi gereği 150, 00 YTL'nin düşülmesi suretiyle 7.030, 00 YTL'nin ödeme tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, gasp edilmesi nedeniyle çalınan kredi kartı için hemen başvuruda bulunduğunu, ancak çok kısa süre içinde karttan 3900 Euro nakit çekildiğini, 5464 sayılı yasanın 12. maddesi nedeniyle 150, 00 YTL dışındaki kısımdan sorumlu olmadığı halde 7.180, 00 YTL yi ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Dosya içerisinde 20.10.2006 gün saat 14.22 de çalıntı ihbarının yapıldığı, nakit çekimlerinin ise aynı gün 13.11 ile 13.49 gibi çok kısa bir sürede gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda kartın bu kadar kısa sürede kullanılmasının şifrenin hemen bulunmasından kaynaklandığı ve davacının şifreyi iyi muhafaza edememesi nedeniyle kusurlu olduğu, bankanın da daha önce hiç nakit avansı çekmeyen davacının bir anda bu kadar çok nakit çekerek limiti bitirmesi karşısında daha duyarlı davranması gerektiği ve bankanın da müterafik kusurunun olduğuna dayanarak kusur oranının paylaştırıldığı görülmüştür. Kartın kullanılabilmesi için öncelikle şifrenin çözülmesi gerekmektedir. Kart hamili şifrenin muhafazasından ve güvenliğinden sorumludur. Şifreyi seçerken kolay bulunan, örneğin kimlik bilgileri içinde yer alan rakamların seçilmemesinin gerektiği günümüzde bilinen bir gerçektir. Davacı kartının şifresine bu kadar kısa sürede ulaşılmış olması şifrenin güvenli bir şekilde seçilmediğini göstermektedir. Hal böyle olunca davacının olayda ağır kusurunun olduğu ve 5464 sayılı Yasa'nın 12. maddesinden yararlanamayacağı ortaya çıkmaktadır. Bankanın daha önce nakit avansı çekmeyen müşterisinin bu hakkını ne zaman kullanacağını bilmesine imkan olmadığından, limitini doldurmasına müsaade etmesinde kusurundan söz edilmesi mümkün değildir. Bu durumda kartın hukuka aykırı kullanımında ağır kusuru olan davacının, çalınma ihbarı yapılana kadar olan nakit harcamalardan sorumluluğu bulunmaktadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 22.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx
</H4>
Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/12361

K. 2009/2549

T. 27.2.2009

• BANKANIN SORUMLULUĞU ( ATM Cihazlarındaki Kart Yuvalarını Kötüniyetli 3. Kişilerin Müdahalelerine Açık Bırakan ve Bu Cihazlara Telefon Düzeneği Yerleştirilmesini Engelleyecek Tedbirleri Almayan Bankanın Asli Kusurlu Olduğu )

• ASLİ KUSUR ( ATM Cihazlarındaki Kart Yuvalarını Kötüniyetli 3. Kişilerin Müdahalelerine Açık Bırakan ve Bu Cihazlara Telefon Düzeneği Yerleştirilmesini Engelleyecek Tedbirleri Almayan Banka )

• MÜTERAFİK KUSUR ( Kart Sahibinin - Banka Kartı ve Bilgilerini Özenli ve Güvenli Bir Şekilde Korumak ve Kaybolması ya da Çalınması Durumunda Bankayı Derhal Haberdar Etmek Zorunda Olduğu )

• ATM CİHAZLARINDAKİ KART YUVALARI ( Kötüniyetli 3. Kişilerin Müdahalelerine Açık Bırakan ve Bu Cihazlara Telefon Düzeneği Yerleştirilmesini Engelleyecek Tedbirleri Almayan Bankanın Asli Kusurlu Olduğu )

5464/m.10,12

818/m.43, 50


ÖZET : Dava menfi tespit istemidir. ATM cihazlarındaki kart yuvalarını kötüniyetli 3. kişilerin müdahalelerine açık bırakan ve bu cihazlara telefon düzeneği yerleştirilmesini engelleyecek tedbirleri almayan banka asli kusurludur. Kart sahibi ise, banka kartı ve bilgilerini özenli ve güvenli bir şekilde korumak ve kaybolması ya da çalınması durumunda bankayı derhal haberdar etmek zorunda olduğu için müterafik kusurludur.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartını ATM cihazında kullandığı sırada kartın cihazda takılı kaldığını, bağlı bulunan telefon ile bankayı aradığını ve iptal işlemini gerçekleştirdiğini, ancak, telefon düzeneğinin kötüniyetli kişilerce gerçekleştirildiğini ve kartının elde edilerek 1.600 TL nakit, 261,99 TL alışveriş yapıldığını, olayın davalının yeterli güvenlik önlemi almamasından kaynaklandığını ileri sürerek, icra tehdidi ile ödediği 2.045,89 TL'nin tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının kendi kusuru ile kartını ve şifresini üçüncü kişilere verdiğini, olayda kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı bankanın ATM Cihazında yeterli güvenlik tedbirini almadığı ve davacı zararından sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi, davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartını ATM cihazında kullanırken kartın sıkıştığını, o sırada yanında bulunan kişinin uyarı ve telkinleri doğrultusunda ATM cihazında tesis edilmiş telefonu kullanarak kredi kartını iptal etmeye kalkıştığını, ancak, kartının ve bilgilerinin kötüniyetli kişi tarafından elde edilerek kullanıldığını, olayda davalı bankanın kusurlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı, maddi olayın oluşu yönünden bir itiraz ve açıklamada bulunmamış, ancak, kusurun kart bilgilerini üçüncü kişilere veren davacıda olduğunu savunmuştur. Şu hale göre, ATM cihazlarındaki kart yuvalarını kötüniyetli üçüncü kişilerin kolayca müdahalelerine imkan tanıyacak şekilde bırakan ve yine, ATM cihazlarına kötüniyetli üçüncü kişilerin telefon düzeneği yerleştirmelerini engelleyecek ve bu konuda yeterli denetim tedbirlerini almayan davalı bankanın olayda asli kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki, kart sahibi olan davacı da, gerek davalı banka ile imzaladığı sözleşmenin 10. maddesi ve gerekse, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 12. maddesi hükmü gereğince, kendisine tevdi edilen kartı ve bilgilerini özenle ve güvenli bir şekilde korumak ve iradesi dışında kartın veya bilgilerin kaybolması veya çalınması durumunda kart çıkaran bankayı derhal haberdar etmek zorundadır. Kartı ATM cihazına sıkışan davacı daha güvenli yollardan kart çıkaran bankayı haberdar etmek yerine kötüniyetli kişilerin talimatı ile hareket edip kart ve bilgilerinin onların eline geçmesine sebebiyet verdiğine göre, olayda davacının da müterafik kusurlu olduğunun kabulü zorunludur. Öyle olunca mahkemece, tarafların olaydaki kusur ve sorunluluklarının yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına ( BOZULMASINA ), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 27.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx
</H4>
Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/10284

K. 2009/1389

T. 9.2.2009

• MENFİ TESPİT İSTEMİ ( Davacı Kart Sahibi Kaybolan Kartla Yapılan İşlemlerden Dolayı Sorumlu Olduğuna Göre Bu Harcama Bedellerini Sözleşmede Öngörülen Sürede Davalı Bankaya Ödemekle Yükümlü Olduğu )

• HARCAMA BEDELLERİNDEN SORUMLULUK ( Menfi Tespit İstemi - Davacı Kart Sahibi Kaybolan Kartla Yapılan İşlemlerden Dolayı Sorumlu Olduğuna Göre Bu Harcama Bedellerini Sözleşmede Öngörülen Sürede Davalı Bankaya Ödemekle Yükümlü Olduğu )

• NEGATİF NİTELİKLİ KREDİ KARTI KÜTÜĞÜNDEKİ KAYDIN SİLİNMESİ ( İlişkin Koşullar Oluşmadığı Halde Kaydın Silinmesine Karar Verilerek Davalı Aleyhine Yargılama Gideri ve Vekalet Ücretine Hükmedilemeyeceği )

• YARGILAMA GİDERLERİ ( Davacının Negatif Nitelikli Kredi Kartı Kütüğündeki Kaydın Silinmesine İlişkin Koşullar Oluşmadığı Halde Kaydın Silinmesine Karar Verilerek Davalı Aleyhine Yargılama Gideri ve Vekalet Ücretine Hükmedilemeyeceği )

2004/m.72

5464/m.12,16


ÖZET : Dava, menfi tespit istemidir. Davacı kart sahibi kaybolan kartla yapılan işlemlerden dolayı sorumlu olduğuna göre, bu harcama bedellerini sözleşmede öngörülen sürede davalı bankaya ödemekle yükümlüdür. Davacı bu ödeme yükümlüğünü yerine getirmemiştir. Davalı bankanın kart borcunu ödemeyen davacı hakkında, alacağın tahsili ve kredi kartı kütüğüne negatif nitelikle işlem yapılması için bildirimde bulunmasında yasaya ve sözleşmeye aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yargılamanın bu aşamasında, davacının negatif nitelikli kredi kartı kütüğündeki kaydın silinmesine ilişkin koşullar oluşmadığı halde, kaydın silinmesine karar verilerek davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartını en son 19.3.2006 tarihinde kullandığını, 21.3.2006 tarihinde kartı kaybettiğini farkettiğini, derhal davalı bankaya bildirimde bulunduğunu, davalı bankanın bu esnada kartın kullanılmamış olduğunu bildirdiğini daha sonra gönderilen hesap ekstresinde kaybolan kart ile 1.667.00 YTL harcama yapıldığının anlaşıldığını, davalının kayıp bildirimine rağmen kartı kullanıma kapatmamakla kusurlu olduğunu belirterek, 1.667, 00 TL borçlu olmadığının tesbiti ile Merkez Bankası kayıtlarında gözüken borçlu olduğuna dair kaydın silinmesine, Bankalararası Kart Merkezine borçlu olmadığının bildirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, husumetin kaybolan kartla alışveriş yapılan üye işyerlere yöneltilmesi gerektiğini, davacının kayıp bildirimini 21.3.2006 günü yaptığını, bildirim de bulunulan tarihe kadar 1.667.00 YTL'lık harcama yapıldığını, bildirimden önce 24 saat içinde yapılan son harcama 342.00 YTL'nin sigortadan karşılanarak davacıya iade edildiğini, davacının kartını özenle saklamadığı için diğer harcamalardan sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu 12 ve 16 maddeleri gereğince davacının kredi kartını saklamada özensiz davrandığı bu nedenle davalı banka aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle menfi tesbit talebine ilişkin davanın reddine, negatif nitelikte kredi kartı kütüğündeki kaydın silinmesi talebinin kabulü ile anılan kaydın silinmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının, davalı bankadan aldığı kredi kartının 19.3.2006 tarihinde kaybolduğu, davacının 21.3.2006 tarihinde kartın kaybolduğuna dair bankaya bildirimde bulunduğu, bildirimden önceki dönemde 20.3.2006 tarihinde yapılan 885.00 YTL ve 440, 00 YTL'lık harcamalardan davacının sorumlu olduğu, bu harcamalar nedeniyle davalı bankaya ödeme yapmadığı dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi bu hususlar mahkemenin de kabulündedir.
Davacı kart sahibi kaybolan kartla yapılan işlemlerden dolayı sorumlu olduğuna göre, bu harcama bedellerini sözleşmede öngörülen sürede davalı bankaya ödemekle yükümlüdür. Yukarıda belirtildiği üzere davacı bu ödeme yükümlüğünü yerine getirmemiştir. Davalı bankanın kart borcunu ödemeyen davacı hakkında, alacağın tahsili ve kredi kartı kütüğüne negatif nitelikle işlem yapılması için bildirimde bulunmasında yasaya ve sözleşmeye aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yargılamanın bu aşamasında, davacının negatif nitelikli kredi kartı kütüğündeki kaydın silinmesine ilişkin koşullar oluşmadığı halde, kaydın silinmesine karar verilerek davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının reddine ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davalı lehine BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx
</H4>
Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/13661

K. 2007/2723

T. 27.2.2007

• MENFİ TESPİT DAVASI ( Kredi Kartıyla Limit Üstünde Yapılan Harcama Tutarından Borçlu Olunmadığı - Kredi Kartının Çalınması/Bankaya Harcama Yapıldıktan 2 Gün Sonra Bildirilmesi )

• KREDİ KARTININ ÇALINMASI ( Bankaya Harcama Yapıldıktan 2 Gün Sonra Bildirilmesi - Limit Üstünde Yapılan Harcama Tutarından Provizyon Veren Bankanın Kusurlu Davrandığı/Borçlu Olunmadığının Tespiti Davası )

• KREDİ KARTI LİMİTİNİ AŞAN HARCAMALAR ( Bankanın Tedbirli Bir Tacir Gibi Davranarak İzin Vermemesi Gerektiği - Limit Aşılarak Yapılan Harcamaya Provizyon Veren Bankanın Kusurlu Davrandığı )

• BANKANIN KUSURU ( Kredi Kartının Çalınması/Bankaya Harcama Yapıldıktan 2 Gün Sonra Bildirilmesi - Limit Aşılarak Yapılan Harcamaya Provizyon Veren Bankanın Kusurlu Davrandığı )

• KREDİ KARTINIA LİMİTİ AŞAN HARCAMALAR İÇİN PROVİZYON VERİLMESİ ( Bankanın Kusurlu Davrandığı - Tedbirli Bir Tacir Gibi Davranarak İzin Vermemesi Gerektiği )

• BANKANIN ZARARIN ARTMASINA NEDEN OLMASI ( Kredi Kartının Çalınması - Limit Aşılarak Yapılan Harcamaya Provizyon Veren Bankanın Kusurlu Davrandığı )

2004/m. 72

5464/m. 8, 9, 12, 16, 33


ÖZET : Uyuşmazlık, çalınan kredi kartı ile limit üzerinde yapılan harcamalardan davacının sorumlu olup olmadığı hususudur. Davacı limit üstünde yapılan harcama tutarından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Kural olarak kredi kartı sahibi kart limitinin üzerine çıkamaz. Kart sahibi limit üzerinde harcama yapma girişiminde bulunduğu takdirde, bankanın normal olarak provizyon vermemesi gerekir. Bu gibi durumlarda bankanın tedbirli bir tacir gibi davranarak limit aşımı harcamaya izin vermemesi gerekir. Hal böyle oluna, limit aşılarak yapılan harcamaya provizyon veren bankanın kusurlu davrandığı ve zararın artmasına neden olduğu sonucuna varılmalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartının çalındığını fark etmesi üzerine 11.6.2005 tarihinde durumu Cumhuriyet Savcılığına ve davalı bankaya bildirdiğini, çalınan bu kart ile 09.06.2005 tarihinde 3.326.00 YTL tutarında alışveriş yapıldığını, oysa kredi kartı limitinin 1.183.00 YTL olduğunu belirterek limit üstünde yapılan harcama tutarı 2.208.00 YTL'den borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka, kredi kartının çalındığının bildirilmesinden önce yapılan alışverişlerden kendilerinin sorumlu olmadığını, kimlik kontrolü yapılmaksızın harcama yapılmışsa üye işyerlerinin sorumlu olacağını davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; kredi kartının 09.06.2005 tarihinde alışveriş yapıldığını, davalı bankaya 11.6.2005 tarihinde başvurulduğu, harcamaların bankaya bildirimden önce gerçekleştiği, bu nedenle bankanın sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacının, davalı bankadan aldığı kredi kartının çalındığı, davacının bu olayı davalıya 11.6.2005 tarihinde bildirdiği, ancak çalınan kartla 09.06.2005 tarihinde üye işyerlerinden 3.326.330.000 TL'lik harcama yapıldığı, kredi kartı limitinin 1.183.00 YTL olduğu dosya içeriğinden, anlaşıldığı gibi bu husus tarafların da kabulündedir.
Davacı çalınan kredi kartı ile yapılan harcamalardan kredi kartı limiti olan 1.183.00 YTL'sinden sorumlu olduğunu kabul etmektedir.
Uyuşmazlık, çalınan kredi kartı ile limit üzerinde yapılan harcamalardan davacının sorumlu olup olmadığı hususudur.
Kredi kartı, bankanın kart hamili üyesine kredi kartı limiti dahilinde nakit ödeme yapmasına gerek olmaksızın üye işyerlerinden alışveriş yapmasını, hizmet satın almasını veya nakit çekmesini sağlar. Kredi kartı sahibi kural olarak kartın kendisine temin ettiği bu hizmetlerden hangisinden faydalanırsa faydalansın sözleşmede öngörülen limitin üzerine çıkamaz. Bu limit sözleşmede kart sahibinin sosyal ve ekonomik durumu ödeme gücü vs. etkenler gözetilerek saptanır. Hayatın olağan akışı içinde kart sahibi limit üzerinde harcama yapma girişiminde bulunduğu takdirde, banka normal olarak provizyon vermemesi gerekir.
Kart ile yapılan harcamanın tanınan limiti aşması halinde provizyon verme yetkisi tamamen bankaya aittir. Bu gibi hallerde banka tedbirli bir tacir gibi davranmalıdır. Özellikle kart sahibinin rızası dışında harcama yapılmak istendiği de düşünülmeli ve bu değerlendirme sonucunda limit aşımı suretiyle yapılan harcamaya izin verilmemelidir. Somut uyuşmazlıkta kartın çalınmasından önce davacıya gönderilen hesap ekstrelerinde kart limiti 1.183.00 YTL olmasına karşılık 8.7.2005- 8.2.2006 arası aylık dönemlerde davacı harcamalarının sırayla 749.39 YTL 577.59 YTL, 532.79 YTL 489.16 YTL,490.53 YTL, 486.93 YTL, 22.48 YTL ve 22.55 YTL olduğu anlaşılmaktadır. Bu harcamaların hiçbirinde limit aşılmamıştır. Buna karşılık uyuşmazlık konusu olan 3.326.46 YTL'lik harcamaların tamamı 09.06.2005 tarihinde bir günde yapılmıştır.
Davalı banka kart sahibinin 09.06.2005 tarihine kadar aylık harcaması limitinin yarısını aşmadığı halde, bir günde limit aşılarak yapılan 3.326.46 YTL'lik harcamaya provizyon vermekle kusurlu davranmış, zararın artmasına neden olmuştur. Bu durumda, mahkemece bankacılık ve kredi kartlarında uzman yeni bir bilirkişi heyetinden somut olayın özelliklerini de gözeterek limit aşımı suretiyle harcamaya izin veren, zararın artışına neden olan bankanın müterafik kusuru saptanıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx
</H4>
Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/5522

K. 2008/9441

T. 14.10.2008

• MENFİ TESPİT VE İSTİRDAT DAVASI ( Çalınan Kredi Kartı İle Üye İşyerinden Yapılan Alışverişler Sonucunda Oluşan Borçtan Kaynaklanan Davalar - Tüketici Mahkemesinin Görevli Olacağı )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Menfi Tespit ve İstirdat Davası - Çalıntı Kredi Kartı İle Yapılan Alışveriş Sonucunda Oluşan Borçlar/Tüketici Mahkemesinin Görevli Olduğu )

• KREDİ KARTI ( Çalınan Kredi Kartı İle Üye İşyerinden Yapılan Alışverişler Sonucunda Oluşan Borçtan Kaynaklanan Davalar - Menfi Tespit ve İstirdat Davası/Tüketici Mahkemesinin Görevli Olacağı )

5464/m.15, 17, 44

4077/m. 22, 23


ÖZET : Menfi Tespit ve İstirdat davasında, davacı davalılardan olan banka tarafından düzenlenen kredi kartının kimliği belirsiz kişilerce çalındığını ve harcama yapıldığını ileri sürerek üye işyerleri ve banka hakkında yasal işlem yapılmasını talep etmiştir. Çalınan banka kartı ile üye işyerinden yapılan alışverişler sonucunda oluşan borçtan kaynaklanan davalara bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan Teknosa A.Ş vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı davalılardan Akbank tarafından düzenlenen kredi kartının kimliği belirsiz kişilerce çalındığını ve 5.259.367.445.TL harcama yapıldığını ileri sürerek üye işyerleri ve banka hakkında yasal işlem yapılmasını talep etmiş, davacı vekilleri ise 03.08.2005 havale tarihli dilekçeyle bu miktarın banka dışındaki davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Uğur İletişim A.Ş vekili kartını çaldıran davacının kusurlu olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Teknosa A.Ş vekili davacının kendi kusurlu davranışı ile hukuka aykırı kullanıma yol açtığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Akbank A.Ş vekili davacının talebi üzerine kartın kullanıma kapatıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Boyner A.Ş vekili davacının kredi kartını özenle koruma ve kullanma yükümlülüğünü yerine getirmediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Ankara 3.Tüketici Mahkemesince davalı Akbank A.Ş hakkında açılan davanın takip edilmemesi nedeniyle HUMK.nun 409.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, diğer davalılar hakkında açılan davanın ise sözleşme dışı haksız fiile dayalı kullanımdan kaynaklandığı ve 4077 sayılı Yasa’nın kapsamına girmediği gerekçesiyle görev yönünden reddine karar verilmiş ve dava dosyası Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Ankara 26.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı Akbank hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve karar kesinleştiğinden bu hususta yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalılardan Teknosa A.Ş vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının hamili olduğu ve çalındığı iddia edilen banka kredi kartı ile üye işyeri durumundaki davalı şirketlerden yapılan alışverişler sonucunda oluşan borçtan kaynaklanmaktadır.
01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 15.maddesinde kart hamillerinin yükümlülükleri, 17.maddesinde ise üye işyeri ve üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlara ilişkin yükümlülükler hükme bağlanmıştır.Uyuşmazlığın çözümünde belirtilen bu yasa hükümlerine başvurulması gerekmektedir. Aynı yasanın 44/1.maddesinde ise bu Kanunun uygulanması ile ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması halinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. ve 23.maddesi hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.
Bu durumda mahkemece davanın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği düşünülmeden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yaranına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx
</H4>