Mesajı Okuyun
Old 30-12-2008, 07:38   #52
EEE

 
Varsayılan

AVU+KAT
Tüm hukukçular tarafından bilindiğini sanıyorum ama,yine de (AVU=ZEHİR) olduğunu belirteyim.
Ben hukukçu değilim. 30 yıldır yüksek gerilim tesislerinde elektrik teknisyeni olarak çalışıyorum. Aynı zamanda, eşim adına kayıtlı bir elektronik firmasının iş- lerini de yürütüyorum. Bu nedenle elektronik ile de bilim- sel olarak ilgiliyim. Yüksek gerilim tesislerinin işlet - mesini yürüten bir teknisyenin ilk hatası kesin olarak ö- lüm ile sonuçlanır. Hata yapma şansı % sıfırdır. Bu ne - denle, bu işi yapan bir teknisyenin, işin gereklerini tam olarak bilmek mecburiyeti vardır.Basit bir iş güvenliği tedbirini atlayan söz konusu teknisyen, kesin olarak hayatını kaybeder. Avukat dosyadaki bir belgeyi atlamakla hayatını değil, davayı kaybedebilir. Davanın kaybedilmesi müvekkilin ölümüdür.
Elektrikte "Lenz Kanunu" vardır. (Aslında buna Lenz Teorisi veya Kuramı demek gerekir.) Bu temel elekt - rik kuramı hakkında, derinlemesine bilgisi olan uzman bir avukatın (hukukçunun) varlığını düşünemiyorum. Oysa biz - de herkes avukat.(Bence toplum hukuki açıdan ikiye ayrılır. Hukukçular ve diğerleri. Bu diğerleri kendileri- ni avukat sayar, hukukçular da onlara burnundan kıl aldır- maz.)
Ben mesleğimde uzmanlaşmak için çok emek harca - dım. Bu nedenle, meslekdaşlarımın da aynı güçlüklere katlandığını düşünerek, onlara saygılıyım. Şimdi bunun hukuki yönünü de inceliyorum. Mesleğimle ilgili herşe - yi eksiksiz bilmek, ilk hataya düşmemek zorundayım. Bir avukat da mesleği ile ilgili temel kavramları bilmek, müvekkilinin adil yargılanmasını sağlamak için, tüm dava dosyasını ve dava ile ilgili yasaları inceleyerek, hiç bir belge ve ayrıntıyı atlamadan mahkemeye sunmak ve yargılamanın en seri şekilde sonuçlanmasını sağlamak zorundadır. Bunun için hukuk tahsil etmek, önce dürüst, sonra hukukçu olmak şarttır. "Ben spocunun zeki, çevik ve de ahlaklısını severim." demiş Atatürk. Ben de "Huku - kun üstünlüğü" ilkesinden taviz vermeyen hukukçulara, kendime saygımdan dolayı saygılıyım.
Zaman, zaman bazı hukukçuların (avukat,hakim,savcı)görevden uzaklaştırıldıklarını, hatta tutuklandıklarını basından okuyoruz. Hepsi aynı hukuk tahsili yapmış bu kişilerin, yargının sacayağını oluşturduklarını da biliyoruz. Bildiğiniz gibi sacayağı üç bacaklı bir alettir. Bu ayaklardan birinin kısa olması halinde, bu alet işe yaramaz. Mahkeme salonlarında sacayağının birini oluşturan avukatın konumunu biliyorsunuz. Yukarıda yazılanlara baktığımda, avukatlar arasında yalancılık-dürüstlük konusunda bir fikir bir-liği olmadığı açık. En yüksek, en zorlu tahsili yapmış avukatlar arasındaki çekişme barolara da yansımakta - dır. Kürsüde yeriniz olmadığı gibi, mübaşirler, gardiyanlar, polisler, adli personel ve hatta arzuhalciler tarafından da çoğu kez haksızlığa uğradığınız oluyor. Çoğu kez bu saydığım meslek sahipleri avukatlık yapmaya kalkışıyor. Kürsüde yerinizi alıncaya dek bu haksızlıklar, bu aşağılamalar sürecek gibi...
Üzgünüm.
Zeki, çevik ve de ahlahlı hukukçulara saygı- larımla...