Mesajı Okuyun
Old 13-02-2007, 17:43   #4
Hekimbaşı

 
Varsayılan Felsefesiz bilim olur mu?

Sn.ALELADE BİR HUKUKÇU;

Mantık ve Felsefe:

Herhangi bir bilimin mantık ve felsefe olmaksızın var olabileceğini düşünüyorsanız, bunu şaşkınlıkla karşılarım. Bu, bilimin tanımına aykırı olduğundan, bilimin inkarı anlamına gelir; çünkü mantık insanoğlunun zihinsel yeteneğini, felsefe ise bu yetenekle varılmış olan noktayı temsil eder. Bütün bilimler de bunlardan yararlanarak ilerler.

Psikoloji ve Sosyoloji' ye gelince:

Birincisi bireyin neyi, neden düşündüğü ve buna karşılık nasıl davrandığı; ikincisi ise toplumun nasıl, neden etkilendiği ve nasıl çözümler geliştirdiği ile ilgili bilimlerdir. Bunlardan bağımsız olarak insanoğlunun sadece kendi icadı olan tek uygulamalı bilimden, hukuk biliminden söz edilebilir mi? Sizlere verilen dersler amaca yönelik düzenlenmemiş, şöyle ya da böyle olabilir; ama kesinlikle gereklidir.

Hukuk, sadece ve sadece insanların ortaya koyduğu kurallar olduğuna göre, ister istemez insana ilişkin bütün diğer bilim alanlarından etkilenecektir. Bunların başında da psikoloji ve sosyoloji gelir. Bireyi anlamak için psikoloji, toplumu anlamak için de sosyoloji biliminin verilerinden yararlanmak zorundasınız. Aksi takdirde hukuk havada kalan kurallar bütünü olmaktan öte gidemez; çünkü hukukun materyali insan ve toplumdur; ve insanlar hem birey, hem de toplum olarak bu kurallar bütününü kabul edebilir durumda değillerse, kurallar uygulamaya konamaz.

Eğer bunu hukukun diğer bilimlerden bağımsız olması bağlamında, hukukun 'sağır' olmasını hedefler doğrultuda ifade etmekte iseniz; hukuk bilim olmaktan çıkar, bireysel tatmin ve hegemonya alanı haline gelir. Birileri kural koysun, diğerleri ona uysun demek olur ki; asla kabul edilemez.

Günümüz demokrasilerinde görmekteyiz ki; yasama her ne kadar kurallar koymakta ise de, insanlar ve toplum bunları uygulamayı reddedebilmekte, veya en azından kaçınabilmekte; ardından o kurallar 'güdük' hale gelmektedir. Dolayısıyla kuralların toplum ve bireyler tarafından kabul edilir, hatta benimsenir nitelik taşımaları zorunludur. Kural koyma ve uygulatma sırasında bunun neden, niçin, nasılları ile ilgilenmeksizin uygulanabilir kurallara veya kuralların uygulanma koşullarına varmak nasıl mümkün olacaktır?

Bunlarla ilgili bilginiz olmaz, bunlarla ilgilenmez ve gözönüne almaz iseniz, sonucun dikta olacağının farkında mısınız?

Meslekdaşınız zaten değilim. Belki de 'değerli meslekdaşlarım' diyerek, konu üzerinde başkalarının konuşma hakkı olmadığının altını çizmektesiniz. Böyle düşünmek istemediğim ve rahatsızlık yaratacağıma olanak vermediğim için, görüşümü belirtmekten çekinmiyorum. Eğer dikta doğrultusunda görüşler geliştirecekseniz, yandaşınız bile olmayacağımı bilmenizi isterim.

Kalmaz ama, bana kalırsa; keşke eğitiminizde çok daha fazla mantık, felsefe, psikoloji ve sosyoloji olabilse; psikoloji ile daha fazla empati, sosyoloji ile de toplumu daha iyi kavrama yeteneklerinizi geliştirebilseniz; fena mı olur?

Elbette bu derslerin lise düzeyinde veya amaca yönelik olmaktan uzak olmaları kabul edilemez. Ama bununla başa çıkmanın yolu onları reddetmek değil, dersleri verenleri bu yönde zorlamak olmalıdır. Bunun yollarından biri de ilgili kürsülerde yüksek lisans, doktora yaparak eğitimde rol almaktır. İçinde uygulamayı yaşamış tek bir hukukçunun bulunmadığı bir psikoloji kürsüsünden hedefe yönelik dersler verilmesini ummak ne derece gerçekçi olur? (bu maalesef bizlerin başına oldukça sık geliyor, ve 'Yüksek Hukuk Eğitimi' başlığındaki savlarımın gerekçelerinden birini oluşturuyor)

Tekrar ediyorum; hukukçu değilim. Belki de ilgili kürsülerde birkaç yıl uygulama deneyimli hukukçular vardır ve dersleri onlar veriyordur; bilemiyorum. Ama böyleyse ve dersler buna rağmen işe yaramaz nitelikte ise, konuyu daha derin sorgulamak gerekir; ortadan kaldırılmalarını istemek değil. O noktada benim söz ve sorgulama hakkım ortadan kalkar, uygulamanın içinde yeterli deneyim elde etmiş hukukçuların alanına girer.

Eğer soruyu sormaktaki niyetinizi 'işin içinde olmamak' nedeniyle yanlış algılamışsam, meşgul ettiğim için şimdiden özür dilerim.

Saygılarımla,