Mesajı Okuyun
Old 02-10-2010, 09:36   #6
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Çördük'ü cevabına ek olmak üzere;


T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas : 2005/13146
Karar : 2005/12688
Tarih : 01.01.2005




Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada,30.000.000 lira olan yoksulluğun artırılarak 150 YTL'ye ve 40.000.000 lira olan iştirak nafakasının artırılarak 200 YTL'ye çıkartılması istenilmiştir.
Mahkemece,davacının boşanma davasında yoksulluk nafakası talebinin bulunmadığı gerekçesi ile yoksulluk nafakasının artırılması davasının reddine; iştirak nafakasının artırılması davasının ise kısmen kabulü ile 40.000.000 lira olan iştirak nafakasının 40 YTL artırılarak 80 YTL olarak belirlenmesi cihetine gidilmiş , hüküm süresinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Yoksulluk nafakası;boşanma kararının kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eden,boşanmaya bağlı fer'i bir haktır.Ancak,boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni kanununun 175. maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir.

Başka bir deyişle;boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178. maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir.
Dosya içerindeki bilgi ve belgelere göre davacının boşanma davası sırasında yoksulluk nafakası talep etmediği (yani talep koşulunun gerçekleşmediği noktasında) ihtilaf bulunmamaktadır.


Uyuşmazlık,boşanmanın kesinleşmesi üzerine ayrı bir dava ile yoksulluk nafakası istenip-istenemeyeceğine ilişkindir.
Somut olayda;davacı ve müşterek çocuk yararına Manisa 2. Asliye Hukuk mahkemesinin 2001/253-509 sayılı kararı ile 30.000.000-20.000.000 lira tedbir nafakası bağlanmıştır.Daha sonra Manisa Aile Mahkemesinin 11.11.2003 tarih ve 2003/51-208 sayılı ilamı ile taraflar boşanmışlardır.Bu hüküm, taraflarca temyiz edilmeyerek 19.12.2003 tarihinde kesinleşmiştir.Kaldı ki, bu davada davacı sadece tedbir nafakasının artırılması isteminde bulunmuş ve daha sonra artırma isteminden vazgeçmiştir.Bu dava da ayrıca yoksulluk nafakası talebi olmadığı gibi aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde olumlu veya olumsuz bir karar da bulunmamaktadır.
O halde mahkemece,boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıllık sürede açılmış bu davanın esasına girilerek yukarıdaki ilkeler gereğince inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken davanın reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.