Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
Madde 63 - Sarahaten mezuniyet verilmemişse vekil sulh olamaz ve aharı tahkim veya ibra ve davadan hiçbir suretle feragat veya hasmın davasını ve teklif olunan yemini kabul veya mahkümünbihi kabız ve haczi fekkedemez. Yeminin kabul veya reddini beyan için salahiyet ancak yemin edecek kimse tarafından yemin teklif olunan meseleye ittıla kesbettikten sonra verilebilir.
-------------------------
İyi günler sayın üyeler;
HÇG için faydalı olabileceğine inandığım bir konuyu açıyorum.
Konu: Vekil, müvekkili adına tarafın yemin teklifini veya hakimin resem teklif ettiği yemini, eda veya reddebilir/kabul edebilir mi?
Kural olarak yeminin eda edilmesi, şahsa münhasır bir haktır ve devredilmez. Yeminin kabulü veya reddi de öyledir ancak vekil, matbu vekaletnamesine, "yeminin kabulü veya reddine" ibaresini eklemiş ve müvekkil de imzalamışsa bu yetkinin muteber olduğuna inanılabilir ve vekilin yemini eda değil de yemin teklifini kabul veya reddetme yetkisinin oluştuğuna kanaat getirilebilir.
Ancak; sorumun temel amacı, vekil tarafından, hususi vekaletname'de "yemin eda etmeye" ibaresiyle belirtilen bir yetkinin bulunması durumunda ve müvekkil tarafından da onanması halinde, bu yeminin, vekil tarafından eda edilip edilemeyeceğidir.
Üstte de bahsettiğim üzere, yemin şahsa bağlı bir haktır. Ancak, insanın tabiatı gereği her durumda yemini eda etmeye vakti veya sıhhati olmayabilir. Bunun gibi sebeplerden ötürü, veya tahmin edemediğim nedenlerden dolayı, yeminin eda edilmesi hususunda, gerçek hayattaki uygulama sahasında, bahsettiğim türden bir yetkinin verilip verilemeyeceğini ve bu yetkinin mahkemede eda edilip edilemeyeceğini, sayın hakimlerimizden, avukatlarımızdan, öğrenci arkadaşlarımdan, ve adalet camiasının içindeki THS üyelerinden, naçizane sorumu yanıtlamasını rica ederim.
Saygılarımla...