Mesajı Okuyun
Old 11-02-2014, 14:28   #56
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/22294
K. 2013/7993
T. 25.3.2013

• KISITLILIK ( Davacı-Davalı Kocanın Kısıtlandığı - Ayırt Etme Gücü Bulunmayan Kısıtlının Davranışlarının İradi Olduğunun Kabul Edilemeyeceği ve Bu Sebeple Kendisine Kusur Yüklenemeyeceği/Bu Husus Gözetilmeden Davalı-Davacı Kadının Boşanma Davasının Kabulünün Doğru Olmadığı )

• AYIRT ETME GÜCÜ BULUNMAYAN KISITLI KOCA ( Davranışlarının İradi Olduğunun Kabul Edilemeyeceği ve Bu Sebeple Kendisine Kusur Yüklenemeyeceği - Bu Husus Gözetilmeden Davalı-Davacı Kadının Boşanma Davasının Kabulünün Doğru Olmadığı )


• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Davalı Kocanın Ayırt Etme Gücü Bulunmadığı - Kocaya Kusur Yüklenmek Suretiyle Koşulları Gerçekleşmediği Halde Davalı-Davacı Kadın Yararına Hükmolunmasının Doğru Görülmediği )


• BOŞANMA ( Davacı-Davalı Kocanın Kısıtlandığı - Ayırt Etme Gücü Bulunmayan Kısıtlının Davranışlarının İradi Olduğunun Kabul Edilemeyeceği ve Bu Sebeple Kendisine Kusur Yüklenemeyeceği/Kadının Boşanma Davasının Kabulünün Doğru Olmadığı )

• YOKSULLUK NAFAKASI ( Davalı Kocanın Ayırt Etme Gücü Bulunmadığı - Kocaya Kusur Yüklenmek Suretiyle Koşulları Gerçekleşmediği Halde Davalı-Davacı Kadın Yararına Maddi ve Manevi Tazminat İle Yoksulluk Nafakasına Hükmolunmasının Doğru Görülmediği )

4721/m.174/1-2,175,405

ÖZET : Davacı-davalı kocanın Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde yer alan sebeplerle kısıtlandığı ve annesinin velayeti altına alındığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığının yıllardan beri süre geldiği dosya kapsamıyla sabit olup, bu durumda davacı-davalı kocanın ayırt etme gücü bulunmamaktadır. Ayırt etme gücü bulunmayan kısıtlının davranışlarının iradi olduğu da kabul edilemez ve bu sebeple kendisine kusur yüklenemez. Bu husus gözetilmeden davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulü doğru olmadığı gibi; kocanın kabul edilen davasında, kocaya kusur yüklenmek suretiyle, koşulları gerçekleşmediği halde, davalı-davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmolunması doğru görülmemiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kadının boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği düşünüldü:

KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre, davacı-davalı kocanın tedbir nafakası ödeyecek geliri bulunduğundan davacı-davalı kocanın tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.

2- )Davacı-davalı kocanın 29.4.2011 tarihinde Türk Medeni Kanununun 405. maddesinde yer alan sebeplerle kısıtlandığı ve annesinin velayeti altına alındığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığının yıllardan beri süre geldiği dosya kapsamıyla sabit olup, bu durumda davacı-davalı kocanın ayırt etme gücü bulunmamaktadır. Ayırt etme gücü bulunmayan kısıtlının davranışlarının iradi olduğu da kabul edilemez ve bu sebeple kendisine kusur yüklenemez. Bu husus gözetilmeden davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulü doğru olmadığı gibi; kocanın kabul edilen davasında, kocaya kusur yüklenmek suretiyle, koşulları gerçekleşmediği halde, davalı-davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminat ( T.M.K.md.174/1-2 ) ile yoksulluk nafakasına ( T.M.K.md.175 ) hükmolunması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Temyiz konu hükmün yukarda 2.bentte gösterilen sebeplerle kadının boşanma davası, kusur belirlemesi tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı