Mesajı Okuyun
Old 17-01-2007, 13:32   #4
Av. Dr. V. SEVEN

 
Varsayılan

A) Maddi Tazminat İçin :

M ve K’ya başvuru bakımından Karayolları Trafik Kanunu m. 85’e göre, “İşletenin Sorumluluğu”na dayanmanız mümkündür.

KTK m. 85Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Motorlu araç ölüme veya yaralanmaya sebebiyet vermiş ise, kazaya karışan aracın başkalarına devir ve temliki veya üzerinde bir hak tesisini önlemek amacıyla olaya el koyan Cumhuriyet Savcılıklarınca, aracın tescilli olduğu tescil kuruluşuna trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi için talimat verilir. Kaza anı ile Cumhuriyet Savcılığınca trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi arasında geçen süreler içinde kötü niyetle yapılan araç tescilleri hükümsüz sayılır. Şerhin konulduğu tarihten itibaren bir ay içerisinde, şerhin kaldırıldığına veya devamına ilişkin mahkeme kararı ibraz edilmediği takdirde bu şerh hükümsüz sayılır.

Bu nedenle, M ve K’ye başvurabilmeniz için bu iki şahsın “işleten” sıfatına sahip olduğunu ispat etmeniz gerekir. İşletenin tanımı Karayolları Trafik Kanunu m. 3’de yapılmıştır. Buna göre, “İşleten : Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.”

Ayrıca, C’nin K’ ile yaptığı kira sözleşmesi uzun süreli bir kira ise bu durumda, C işleten sıfatını kazanacağından, K işleten sıfatını kaybedecektir. Bu hususu dikkate almanızda yarar vardır.

Keza, KTK m. 88’e göre, “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” hükmü gereğince ikisine birden dava açmanız mümkündür.

Diğer taraftan, her iki araç KTK m. 91’e göre “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükmü gereğince her iki aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yapan sigorta şirketlerine başvurmanız da mümkündür (KTK m. 97 ve 98).

Otomobilleri kullanan B ve C’ ise zarar gören üçüncü kişiye karşı Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin m. 41 vd. hükümlerine göre sorumlu olurlar (C işleten sıfatına sahip değilse!).

Bu çerçevede KTK m. 88, 97 ve BK m. 50’ye göre M, K, C, B ve İki Sigorta Şirketi de dahil olmak üzere hepsine birden dava açabilirsiniz. Ancak yukarıda ifade edildiği gibi hukuki sebepleri farklı olacak.


B) Manevi Tazminat İçin

Sigorta şirketlerinin manevi tazminatlardan dolayı bir sorumluluğu yoktur. Çünkü, manevi tazminatlar zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadır (KTK m. 97/f).

Diğer davalı durumundaki kişilerin manevi tazminatlardan doğan sorumluluğu da genel hükümlere tabidir (KTK m. 90).