Mesajı Okuyun
Old 16-04-2008, 12:17   #2
Kemal Yıldırım

 
Olumsuz

5237 sayılı TCK m. 21/2: "Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde, olası kast vardır..."

GEREKÇE: "... Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir. Mevzuatımıza giren yeni bir kavram olan olası kastla ilgili uygulamadan bazı örnekler vermek yararlı olacaktır.

Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasınınkendisine kırmızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerineyeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat, buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralanma neticelerinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir..."


Yargırtay gerekçedeki örneğe benzeye olayda da aynı sonuca varmıştır. Ancak bilindiği gibi, Yeni TCK' nın yürürlüğe girmesinin ilk günüden itibaren biliçli taksir-oalsı kast ayrımı konusunda çeşitli tartışmalar yaşanmış, bu tartışmaların içerisinde, gerekçe de verilen örneğin olası kasta örnek gösterilemeyeceği, biliçli taksir örneği olduğu belirtilmiştir. Ben hiçbir ceza hukukçusunun gerekçedeki örneğin olası kasta uygun bir örnek olduğunu söylediğini görmedim.

Bilindiği gibi gerekçelerin bağlayıcılığı yoktur. Ancak Yargıtayımız bu kararı ile adeta gerekçeye bağlı kalarak ve bence yanlış bir sonuca varmıştır. Yargıtay' ın ve Anayasa Mahkemesi' nin son zamanlar vermiş olduğu bazı kararlaro anlamakta zorlanıyorum

Saygılarımla..